div>

Tarif ederken "Efsane Gazeteci" diyorlar.

'Efsanesi nerden geliyor?' diye şöyle bir geçmişine bakıyorsun…

Kendisi Türk basınının gelmiş geçmiş en hafif, en uçuk, en yalancı, en çıplak barındıran gazetesi olan Tan gazetesinin kurucusu ve yöneticisi… 

Bu TAN gazetesi "Sakallı Bebek" asparagası başta olmak üzere sayısız yalana imza atarak tarihe geçmiştir. 

"Sakallı bebek doğdu, kıyamet kapacak" asparagası onun tarihe geçmiş en büyük rezaletidir.

Türk basınında 'asparagasın kralı' olarak bilinen, bizim tarifini yaptığımız kişi de şüphesiz Rahmi Turan'dır. Bu tarifleri yapıp, adını yazmasak bile o ismin Rahmi Turan olduğunu Türkiye'de herkes bilir.

Rahmi Turan bu özelliğini şimdi Sözcü gazetesinde devam ettiriyor.

7 Haziran seçimlerinden sonra "CHP ve PKK'nın partisi HDP ile beraber hareket etmedi" diye kafayı MHP ve Devlet Bahçeli'ye takmış durumdadır. 7 Haziran seçimlerinden sonra yazdığı yazılara bakın, tek derdi budur. Bu sebepten dolayı da konuyu artık Devlet Bahçeli takıntısına getirmiş durumdadır.

Daha öncede defalarca belirtmiştim, bu Rahmi Turan'ın yazdığı Sözcü gazetesinin manşetleri başka telden, Rahmi Turan gibi yazarları başkan telden çalmaktadır.

Mesela bir yazımda şöyle demiştim: "Kurulan 'Erken Seçim Hükümetinde' PKK'nın siyasi taşeronu HDP, iki bakanlık alınca Sözcü gazetesi "TAYYİP, PKK'LI DEDİĞİ HDP İLE KOL KOLA SEÇİME GİDİYOR" şeklinde manşet atmış ve manşetin içini de "Şehitlerin kemikleri sızlıyor, bu millet sizi affetmez"  şeklindeki cümlelerle doldurmuşlardı."

Gel de şimdi "Sakallı Bebek" mucidi Rahmi Turan'a, bu manşeti atan Sözcü'de nasıl MHP'yi  "CHP ve PKK'nın partisi HDP ile beraber hareket etmedi" diye suçlamanın mantıksızlığını sor…

TAN gibi gazetede her haberi yalan, her haberi asparagas olan birine zaten böyle mantıklı sorular sormanın anlamsız olacağını en iyi bilenlerdeniz.

Geçen gün yine dibe vuran kalemiyle "Devlet Bahçeli'nin bilinmeyen yönleri" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Uzun yazısı arasına bir-iki cümle ile MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik övgü cümleleri koyup, genelinde ise itibarsızlaştırmak için, şerefsiz odaklardan kulağına üflenen iftira ve yalanları sıraladı.

Evet, Rahmi Turan eğer sen şeref sahibi isen, sana bu iftiraları sıralaman için kulağına üfleyen şerefsizi de köşende deşifre edebilirsin…

Haydi "Efsane Asparagasçı" !

Açıkla sana "Peki, akşama kadar bürosunda açık olan televizyonda neler seyrediyor? Onu da öğrendik… Televizyonlardaki evlilik programlarını izliyormuş! Çok ilgileniyormuş bunlarla… Hem de hayranlık derecesinde!" şeklindeki iftira cümlelerini yazdıran şerefsizi, namussuzu, haysiyetsizi!

MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye karşı  "CHP ve HDP ikilisiyle beraber hareket etmedi" diye bu kadar alçalmanın gereği var mı?

Milyonlarca oy almış bir partinin lideri olmasını bırak, sıradan bir vatandaş olsa dahi ameliyattan yeni çıkmış ve istirahat eden birine iftira atmak, dalga geçmek ahlaksızlık değil mi?

TAN gazetesinde ahlak anlayışının ne derecede olduğunu ispat etmiş birine de bu soru oldukça hafif kaçacaktır. Biz ona biraz daha ağır olacak bir çağrıda bulunalım.

Rahmi Turan bu iftiralarını kaynağınla ispat etmezsen eğer…

Tek kelimeyle alçaksın!

Tek kelimeyle şerefsizsin!

Tek kelime ile haysiyetsizsin!

Tek kelime ile namussuzsun!

77 yaşına gelmişsin, bu yaşına kadar ameliyattan yeni çıkmış ve dinlenme sürecinde olan biriyle dalga geçmeme, ona iftira atmama edebini, ahlakını sana öğreten hiç olmadı mı Rahmi Turan?

Yazın baştan sona sipariş edilmiş iftira, yalan ve ahlaksızlık abidesidir.

Senin yazını okuyunca meşhur şu fıkra aklıma geldi:

Çok şey bildiğini sanan, her şeyi yalan yanlış anlatan adamın biri kahvede ahkâm kesiyormuş:

"Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah'a yalvarmış, 'Allah'ım bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeceğim', demiş. Duası kabul olmuş, bir kız çocuğu doğmuş, adını Ayşe koymuş... Ama Allah'a verdiği söz var, kızı almış götürmüş, tam kurban edecekken, Azrail yanında bir keçiyle gökten inmiş, 'Al, bu keçiyi kurban et, kızı bırak!' demiş..." 

***

ADAM bakmış ki kimseden bir tepki yok, küçümseyerek, "Siz anlamadınız galiba!" demiş...

Biri dayanamamış, kalkmış:

"Ulan, anlattığının neresini düzelteyim! Dua eden Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim. Kurban edilecek çocuk kız değil, oğlan, Hazreti İsmail... Gökten inen melek Azrail değil, Cebrail. Kurban edilen de keçi değil, koç! Hangisini düzelteyim!"

"Devlet Bahçeli uçağa binmez, uçak korkusu var" diyor, defalarca uçak yolculuğu yaptığına dair THY'de kayıtlar bulunmaktadır.

"Makam odasında televizyonlardaki evlilik programlarını izliyormuş!" diyor, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin televizyonun haber ve tartışma programları dışında açık olduğunu bugüne kadar gören olmamıştır. 

Rahmi Turan'ın hangi cümlesine el atsanız, elinizde kalacak boyutta yalan ve iftiradır. Cümleleri fıkradaki gibi "Hangisini düzelteyim!" noktasındadır.

Kalem Rahmi'ne bu kadar yalanı, iftirayı sığdıran bir yazarın kapasitesi ancak "Sakallı bebek doğdu, kıyamet kapacak" derecesindedir.

Onu "Efsane Gazeteci" yapan geçmişteki yalan ve asparagasları iken şimdi ondan ahlaklı kalem olmasını beklemek beyhude çabadır.

Ama ondan "Onu da öğrendik" diyerek sıraladığı bu iftiralarını hangi şerefsiz, hangi haysiyetsiz ve hangi namussuz kulağına üfledi, onu açıklamasını bekliyoruz. Onu açıklarsa bu sıfatların kendisini vurmasının önüne geçecektir.

Aksi halde bu kadar sıfatı, kaleminin Rahmi'ne muhakkak sığdırmış olacaktır.

Yıldıray Çiçek/Ortadoğu