div>

Siyasi parti tutmayan, dönemin şart ve atmosferine göre uygun partilere geçiş yapan profesyonel siyasetçi Meral Akşener'in NTV'de söylediği "Biz babadan Türkeşçiyiz, ben de ocaklıyım. Ülkücülüğümü kimseye tartıştırmam" sözlerini duyunca çok güzel bir şarkının sözleri aklıma geldi.

"Bana bir masal anlat baba

İçinde bütün oyunlarım

Kurtlar kuzu olsun

Şekerle bal…"

Meral Abla da bize masal anlatıyor. Başbuğ Türkeş'li bir Ülkücülük masalı…

MHP'ye katıldığı 2001 yılına kadar ne bir MHP binasında, ne bir Ülkü Ocakları binasında, ne de Başbuğ Türkeş'in yanında gören yok, duyan yok… Ama olsun ne de olsa masal bu… Boşa dememişler: Masallar çocukken uyuyana kadar, büyüyünce uyanana kadarmış.

Kendisi öyle Türkeşçi, öyle Ülkücüdür ki, siyasete DYP'de başlamış, Tansu Çiller'le kavga edince soluğu Anap'ın kapısında Mesut Yılmaz'ın yanında bulmuştur. Orası olmayınca AKP'nin kuruluş günlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında bulmuştur.

DYP'de siyaset yaparken "Uzun süredir DYP'yi bırakıp başka bir partiye geçeceğim yolunda spekülasyonlar yapılıyor. Ben 1993 yılı Kasımında DYP'ye üye olup nikâh kıydım. Benim nikâhım "Katolik Nikahı" gibi boşanması olmayan bir nikahtır. DYP üyesi olmayı şeref sayıyorum. Benim evladıma bırakacağım tek miras DYP'dir" demiştir. Bu kadar bağlayıcı söze rağmen, Tansu Çiller'i "Lider bazında sorunlarımız var. Liderimiz için yalancı, vefasız ve güvenilmez kavramları karsımıza çıkıyor. Bu kavramları destekleyen olaylar da var. Parti içinde bile var. " diyerek çok ağır bir şekilde suçlayarak DYP'den istifa etmişti.

DYP'den istifa ettikten sonra ANAP'ın kapısına gidip Mesut Yılmaz'la görüşmüş ve dönemin ANAP Kocaeli Milletvekili Sefer'de "Akşener'le, çok iyi görüşür ve anlaşırız. Kendisine karsı benden kaynaklanan bir olumsuzluk olamaz" demişti. Pazarlıkta mı anlaşamadılar, nasıl olduysa Meral Akşener ANAP'a katılamadan kapıdan geri dönmüştü.

Sonra bir baktık Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı "Yenilikçiler" ekibi içinde, AKP'nin kuruluş aşamasında görüldü. AKP'nin kuruluş aşamasına katılma sebeplerinden birisini de MHP'nin içinde bulunduğu 57.Hükümetin Türkiye'yi kötü yönetmesi olarak gösteriyordu. AKP'nin kuruluş aşamasına katıldığı gün yaptığı konuşmada "Umuyorum, Türk milletinin ekonomik sorunlarının çözümü, demokratik açılımların sağlanması gerekiyor. Sadece tek bir parti milliyetçilik, bir partiye dindarlık, bir partiye liberallik bırakılmayacak kadar Türk milletinin omurgasını oluşturan kavramlardır. Dolayısıyla bu kavramların, insanlarımızı oluşturan bu değerlerin ebetteki bu siyasi organizasyonda yeri olacaktır. Ama istismarı söz konusu olmayacaktır. Bundan sonra Türkiye'nin geldiği nokta istismarların ortadan kaldırılacağı bir dönem olacaktır.''  ifadelerini kullanıyordu. Sonra Recep Tayyip Erdoğan'la yurt gezilerine çıkıyor ve o geziler gazetelerde "DYP'den istifa ederek Yenilikçilere katılan Kocaeli Milletvekili Meral Akşener, Tayyip Erdoğan'ı Karadeniz gezisi sırasında bir an bile yalnız bırakmadı. Gezi sırasında Akşener, Erdoğan'a iyi haberler de verdi. Şiran Belediyesi'nde telefonuyla konuşan Akşener, Erdoğan'a dönerek, ''Sayın Başkanım, Mersin teşkilatı size katılmak istiyormuş'' dedi. Bunun üzerine salonda alkış koptu. " şeklinde haber oluyordu.

Türk milliyetçiliğine, Ülkücülüğe karşıtlığı bilinen Recep Tayyip Erdoğan ile yine bir Trabzon gezisinde iken Kuzey Tv'ye konuk oluyor ve o güne kadar Ülkücü Hareketle bir bağı olmadığı halde "Ben eskiden Ülkücüydüm, şimdi demokratım" açıklamasını yapıyordu.

Tüm bunları yapmış, söylemiş birisinin "Biz babadan Türkeşçiyiz, ben de ocaklıyım. Ülkücülüğümü kimseye tartıştırmam" sözü masal değil de nedir?

DYP'de siyasete başla, oradan Anap'a, oradan Başbuğ Türkeş'e "kafatasçı-ırkçı" demiş olan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanına geç, MHP en son tercihin olsun sonra "Babadan Türkeşçi" masalları anlat…

MHP'ye de gelmesi için aracı olan kim biliyor musunuz? DYP'den MHP'ye katılan Ordu eski milletvekili Yener Yıldırım… Yani MHP'de direkt bir tanıdığı bile yoktu.

"Ben eskiden Ülkücüydüm, şimdi demokratım" demiş birisi olarak "Ülkücülüğümü kimseye tartıştırmam" nasıl bir mizahtır?

DYP'de iken bir Erzurum gezisinde tüm medyanın önünde "Bozkurt yapan çocuklara" o işareti değil, "DYP'nin ileri işaretini yapmasını öğütleyen" birisinin Ülkücülüğü mü olur ki, tartışalım?

Madem "Babadan Türkeşçisiniz" hayatınızda niçin hiç Başbuğ Türkeş'le yanyana gelmediniz? Niçin onun zamanı bir gün olsun MHP'den içeri adım atmadınız?

Başbuğ Türkeş'in sağlığında 1994 yılında gerçekleşen yerel seçimler zamanı bir anket şirketinde karşılaştığınız Tokat'ın bir ilçe belediye başkanının MHP'li olduğunu öğrenince niçin "Bırakın bu işleri, artık bu işler mi kaldı?" demiştiniz?

"Abim 1980 öncesi MHP Kocaeli il başkanı" diyorsunuz da, aynı abinizin 1980 sonrası ANAP ve DYP'de siyaset yaptığını niçin hiç vurgulamıyorsunuz?

Size bu akılları kim veriyor? Şu CHP'ye oy veren, CHP'nin adayına danışmanlık yapan siyaset avcısı mı? O zaten Başbuğ Türkeş'e Ülkücü Harekette ilk ihanet eden kişilerden değil mi?

Bu masalları anlatın anlatmaya da güldürmek için olsun, ciddi bir surat ifadesiyle bu masalları dinleyecek çağda değiliz. İletişim çağında, bilgisayarın tuşuna bir tıkladığınızda tüm siyasi şecereniz ortaya dökülüyor. "Biz babadan Türkeşçiyiz" zorlama bir imaj çalışmasıydı. Sosyal medyada "AKP'ye reklam panosu satmaya çalışan ve onun için Dededen AKP'liyiz diyen Burhan Altıntop" modeli olarak mizaha katkı sundunuz sadece… Burhan Altıntop hatırlatmasını basın açıklaması içinde yapan MHP Genel Sekreteri Sayın İsmet Büyükataman'ı da benzetmesi için tebrik etmek lazım.

Fethullah Gülen için söylediğiniz "Hocaefendiyi birgün herkes anlayacak! Ne mutlu şimdiden anlayana" sözünü hiçbir zaman Başbuğ Türkeş için kullanmamış ve son ölüm yıldönümünü bile resmi basın açıklamanızda yanlış söylemiş birisi olarak, Başbuğ Türkeş'li Ülkücülük masallarını lütfen anlatmayın bir daha…

DYP, ANAP, AKP, MHP günlerinizden ve önümüzdeki süreçte kuracağınız partiniz hakkında anılar anlattın bize…

Yıldıray Çiçek/ORTADOĞU