div>

Çocukluğumuzda izlediğimiz Voltran isminde çizgi film vardı. 5 aslan bir tehlike anında bağımsız savaşabildikleri gibi bir araya gelerek dev bir robot olan Voltran'ı oluşturuyorlardı. "Voltran oluşturmak" deyimi siyaset muhabbetlerinde bazen yanyana gelişler için kullanılır. Ya da bir konuda birlik, beraberlik vurgularında konu edilir. Bunun üzerinden geyik muhabbetler geliştirilir.

Son günlerde Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik AKP içinde başlayan başkaldırı için de "AKP'de Voltran oluşuyor! Hüseyin Çelik, Bülent Arınç'ın açıklamalarını retweetlemiş :)" şeklinde twit atmıştım. Bu twitten sonra eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve eski Spor Bakanı Suat Kılıç'ın da Bülent Arınç'ın basın açıklamasını paylaştığını gördüm.

AKP içinde Recep Tayyip Erdoğan'a karşı bir hareketlilik olduğu çok bellidir. Şimdilik bunun başını Bülent Arınç çekiyor. Arka planda Abdullah Gül'ün çıkmasına da kimse şaşırmayacaktır.

Bülent Arınç geçmişte de buna benzer çıkışlar yapıp, sonradan sözlerini yutan birisiydi. Ama bu sefer hem destek veren isimlerin artması, hem de AKP'nin yayın organlarında Bülent Arınç'a manşetten saldırılması mesafenin açılacağını ve kavganın büyüyeceğini göstermektedir.

Çünkü ilk defa bu derecede kılıçlar karşılıklı çekilmiştir. 

Bülent Arınç'ın "Unutulmamalıdır ki yıkmaya çаlıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmеmiş daha birçоk hаkikаt gölgеlеniyor." Sözü aslında konuşsam bende neler var mesajıdır.

Bülent Arınç'ın AKP'nin Dolmabahçe'de PKK'lılarla yaptığı toplantı için "Dolmabahçe Mutabakatı'nda okunan metin hükümetin önüne gelmişti. Oturma düzenine kadar her şey kararlaştırılmıştı. Cumhurbaşkanı'nın haberi olduğunu biliyorum, tahmin ediyorum. Yalçın Akdoğan anında haberi olduğunu aktarmıştı." Şeklinde açıklama yapması, Recep Tayyip Erdoğan'ın da buna karşılık "Dolayısıyla, bundan benim haberimin olduğunun, bunun benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Doğru bir hareket değildir. Kaldı ki o zat, benimle çalıştığı zaman içerisinde bunları konuşmamıştır. Parlamentodan çıktıktan sonra kalkıp da Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir doğru olmayan ifadeler kullanılmasını kabul etmek mümkün değildir." cevabını vermesi kavganın hangi boyutta olduğunu göstermektedir.

Diyeceksiniz ki, "Gerek Recep Tayyip Erdoğan, gerekse Bülent Arınç buna benzer ne sözlerini söylediler, sonra yuttular, buradan bir şey çıkmaz"

Aslında mesele buradan bir şey de çıkarmak değil. Asıl mesele bu kavganın içeriğini Türk milletinin sorgulayıp, tartışması olmalıdır.

AKP'nin bir kurucusu "Dolmabahçe'deki toplantıdan Recep Tayyip Erdoğan'ın haberi vardı" diyor.

AKP'nin öbür kurucusu "Dolmabahçe'deki toplantıdan haberim yok" diyor.

Dolmabahçe'deki toplantıdan Recep Tayyip Erdoğan'ın haberinin olmaması mümkün değildir. Zaten o toplantıya katılanların tamamı Recep Tayyip Erdoğan'ın en yakın ekibidir. 

HDP'li Pervin Buldan'ın "Sayın Cumhurbaşkanı 2,5-3 yıldır devam eden sürecin başından beri ilgilenen ve sürecin parçası olan biriydi. Sadece Dolmabahçe Sarayı'nda okunan metin değil, İmralı Adası'nda yapılan tartışmaları da, oradaki konuşmaları da yakından takip eden birisiydi. Dolayısıyla bunları reddeden, inkâr eden, hiçleştiren bir açıklamanın doğru olmadığını düşünüyorum." açıklaması da bunu doğrulamaktadır.

Önümüzdeki günlerde Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan AKP içindeki kavga büyüyecektir. Başka kimler bu kavgada ön plana çıkacak önümüzdeki günlerde hepsi netleşecektir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin seçimlerden önce bahsettiği 5. Parti bu kavgadan çıkacak mı bekleyip göreceğiz. Ama o günlerde parti binasının bile hazırlandığını, içine mobilyaların bile döşendiğini herkes biliyordu. Seçim sonuçlarına göre bu hedef ve plan ertelenmişti. Şimdi yeniden başlayan kavga tartışmaları tekrar alevlendirecektir.

1 Kasım seçimlerinden önce Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Bülent Arınç, Haşim Kılıç, Meral Akşener arasında "Sapanca yakınlarında  gerçekleşen görüşme" olduğu haberi medyaya yansımıştı. O günlerde Cumhuriyet Gazetesi'nin  görüştüğü Abdüllatif Şener ise söz konusu iddiaları ne yalanlamış, ne de doğrulamıştı.. Abdüllatif Şener "Böyle bir görüşme olup olmadığıyla ilgili bir yorumda bulunmak istemiyorum" demekle yetinmişti. Bu cümleden ne anlaşılıyor sizce? Aslında bu bir kabullenmedir.

Önümüzdeki günlerde siyaset yeni gelişmelere gebedir. AKP'deki kavga 5.partiyi doğuracak mı bunu bekleyip göreceğiz.

 
Yıldıray Çiçek/ORTADOĞU