Yıkılmaz bir memleket yalnız top, tüfekle...

Yanı başımızda unutulan bir zulüm, yıkılan bir devlet, yakılan bir tarih, yeniden gelen haçlılar... Sorarım ey ehli vicdan; Irak çok mu ırak?

Sonuç birden çoksa, sebep tek değildir elbet, fakat sebeplerden biri olan bir ‘tarikat-cemaati' ve Irak içindeki etkisini sizlerle paylaşayım istedim, hatırlattığından da Allah'a sığınırım...

Mevzumuz Kesnizani tarikatı.

Şeyh Abdülkerim Kesnizani tarafından kurulmuştur. Zikir ve tesbihten çok, siyasete meraklı olan bu ekolde İslam adı altında Yahudi Kabala öğretileri/ mistismi anlatılıyordu.

Şeyh Kesnizani kitap yazmakta, kendisi bazen övülerek, bazen sövülerek sürekli gündemde tutulmakta, cemaat faaliyetlerinin hızlanması, MOSSAD ajanı silah(kalem)şörlerin gayretleri ile sağlanmaktaydı. Şeyh'in kitabı Kabala öğretilerini İslam mistisizmi olarak imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine ince ince enjekte etmek için başucu kitabı olarak kullanılmaktaydı.

Müritlere, MOSSAD'ın hahamlıktan tövbekâr hocaları ders veriyordu. Dönüşüm etkisini göstermiş, bir Kürt tarikatı olan Kesnizanilik Türkmenler ve Araplar arasında da kendisine müritler edinmişti. Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El Ravi, Genel Askeri İstihbarat Başkanı Mareşal Vefik El Samarayi, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Hamid Şaban, hepsi Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani'nin ayağını öperek müritler arasına girmişti. Irak'ın acımasız El-Muhaberat'ının sivil asker elemanları da tarikatın müritleri olmuşlardı. Saddam'ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam'ın kardeşleri Vatban ve Barzan ile oğul Uday da müritler arasındaydı.

Birinci Körfez Savaşı'nda Baba Bush, Bağdat'ı işgali ret etmişti. İsrail bu duruma çok bozuldu. Zaten uzun yıllardır Kuzey Irak Kürtleriyle temasta olan İsrail işi şansa bırakmak niyetinde değildi. Irak hızlı bir şekilde parçalanmalıydı. Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani'lik üzerinden Irak'ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı. Öncelikle Irak Devleti'nin mekanizması içinde yer alanlar, medya mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD'ın cömertçe tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.

Şeyh Kesnizani ve oğlu Nehru, MOSSAD'ın cömertliklerine karşılık olarak, ufak tefek jestler yapıyorlardı. Saddam'ın yatak odası dahil, istihbaratçı müritlerden derlenen bilgiler oğul Nehru'da toplanıyor, Nehru da bunları MOSSAD'a aktarıyordu. Kısaca, Güney'de Şii Müslümanlar, Kuzey'de ise Türkmenlerin büyük çoğunluğu hariç, sivil Arap ve Kürtler ile Irak devlet mekanizmasını elinde bulunduranlar Kesnizani tarikatı kullanılarak MOSSAD ve CIA tarafından devşirilmişler ve psikolojik harbin kurbanı olmuşlardı. Bu planı en nihayetinde Saddam öğrenmişti ama... Saddam en yakınlarının bile tarikat tarafından mürit yapıldığını, her hareketinin CIA ve MOSSAD'a ulaştırıldığını fark ettiğinde iş işten geçmişti.

Söylenen o ki, Saddam Irak'ın işgalinden birkaç ay önce durumu fark etmiş, karısı dâhil, yakın çevresini etrafından uzaklaştırmıştı. İntikam almaya hazırlanıyordu. Derken Amerikan, İngiliz birlikleri Irak'a saldırdılar. Güney'de müthiş bir direnişle karşılaştılar. Dünya medyası, bu arada Türk medyası, Akademisyen, Emekli asker strateji uzmanları asıl savaşın Bağdat ve çevresinde olacağını dile getiriyorlardı. Bir de Amerika'nın bu kadar az sayıda birliklerle Bağdat ve çevresindeki direnişi kıramayacağını söylüyorlardı. Hâlbuki Bağdat ve çevresi Saddam'ın askerleri tarafından hiçbir direnç gösterilmeden Amerikan askerlerine teslim ediliverecekti. Niçin böyle olmuştu? Tarikat yoluyla Irak devlet mekanizması devşirilmişti. Şeyh Muhammed müritlerine Amerikan askerlerine direnmemelerini öğütlemişti. Şeyhin emrindeki mürit generaller vatanlarının bağımsızlığı için savaşmak yerine Şeyh Muhammed'in emrine uydular.

Bu arada Kesnizani'nin müthiş müridi İzzet El Duri de boş durmamıştı. Bağdat'ın kuzeyini de o teslim etmişti Amerikalılara.

Nede olsa Şeyh'in isteğinde bir keramet olmalıydı. Bağdat Bağdat olalı böyle bir şerefsizlik görmemişti. Ancak bir benzeri Babil'de olmuştu. Babil, Pers Kralı Kyros'a savaşsız olarak teslim edilmişti. Bugün Şeyh Kesnizani'nin tarikatı Irak'ta devletin ve siyasetin tam orta yerinde faaliyetlerine devam ediyor.

En önemlisi Türk milletinin ve devletinin ‘Kesnizani Tarikatı Operasyonu'ndan çıkaracağı bir ders var mıdır?

Vardır...

Selametle...

(Yanan ve suçlu(?) Bağdat'ın kalp cebinden çıktı bu mektup. Kuzeye, kuzeydeki kardeşlerine nasihat babından... Bağdat düştü, yanı yandı, Anadolu düşerse her yan yanar. Yanmasın diye yazılmış....)