İsviçreli bilim insanı ve araştırmacı Ernest Mamboury tarafından 1933'te kaleme alınan Ankara Gezi Rehberi, başkentin 86 yıl öncesine ışık tutuyor.

Ankara'ya gelen turistler için hamal, bagaj tarifeleri, konuşulan diller, rehberler, para birimi, geçici ikamet işlemleri, Türk alfabesi, ulaşım araçları, restoranlar, sinema, tiyatro ve konser alanları, bankalar, hastaneler, ibadethaneler, bakanlıklar, hamamlar, bahçeler, stadyumlar ve posta tarifelerine ilişkin bilgilerin yer aldığı rehber, şehrin binlerce yıllık tarihi ve kültürel değerlerini de ortaya koyuyor.

Cumhuriyet'in ilanının ardından kentin geçirdiği büyük değişime işaret edilen rehberde, şu ifadeler yer alıyor:

"Bir sihirli görünmez el, her şeyi değiştirdi. Gardaki 40 bin metrekarelik bataklık alan kurutuldu ve sıtma hastalığı yok oldu. Bir genişleme planı oluşturuldu. Bir zamanlar ölülerin yattığı yerlerde gerçek kamu binaları yükseldi. Çok sayıda otel bir başkentten beklenen rahatlığı sunan iyileştirmelerle kapılarını hizmete açtı. Büyük okullar inşa edildi. Yenişehir, Cebeci, Çankaya, Çankırı Kapı, Gar yakınlarında birçok semt oluştu. Yoğun siyasi döneminden sonra Ankara hummalı bir yapılaşma dönemi yaşıyor."

Yeni inşa edilen binaların, meydanların, yolların ve bahçelerin fotoğraflarına yer verilen rehberde, 1836'da Prusya Krallığı'ndan bir subayın çizdiği şehir haritası da dikkati çekiyor.

"İlkbahar'da adeta vızıldayan bir arı kovanı"

Başkenti gezmek için ilk ve sonbahar aylarını öneren Mamboury, gezi rehberinde mevsimlere ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor:

"Ekili alanlar ve çiçeklenmiş meralarla bezenmiş Ankara, Fransa'nın Jura bölgesinin büyüleyici bir köşesini andırır. Sıcaklık katlanabilir bir derecede, Ankara, adeta vızıldayan bir arı kovanı gibi hayat dolu olacaktır. Ankara'da ilkbahar araba gezintilerinin mevsimidir. Yaz mevsiminde Ankara halkı bağlara yani şehrin yakınlarında, biraz yüksekte bulunan, harika üzümlerin yetiştiği bağlara gidecektir. Bu dönemde sanat ve spor yaşamı ölür, toplantılar ve kabul törenleri ertelenir. Bununla birlikte bir yabancı yaz mevsiminde korkusuzca Ankara'ya gelebilir çünkü sıcaklıklar kuvvetli olmasına rağmen hava kurudur, geceler ise serin geçer.

İşte sonbahar. Yavaş yavaş herkes evine döner ve hayat olağan seyrine dönmeye başlar. At yarışları, maçlar, toplantılar ve konserler tüm hızıyla devam eder. Hava, gezintiler için elverişli ancak günler kısadır. Sonbahar, ilkbaharın yerini tutmaz. Kış mevsiminde İstanbul sis ve nem içindeyken Ankara'da kar yağar ve toprağı bembeyaz bir örtü kaplar. Güneş, hemen hemen her zaman parıldar ve hoş bir sıcaklık verir."

Üç ayrı gezi güzergahı

Mamboury, rehberde başkente günübirlik gelecek, tek gece konaklayacak ya da iki günden fazla kalacak turistler için 3 farklı gezi güzergahına yer veriyor.

İlk güzergahta Mustafa Kemal Atatürk'ün atlı heykeli, Jülyen sütunu (Belkıs Minaresi), hükümet meydanı, Hacı Bayram Camisi, bentler ve derelerdeki kaleler, Dış Kale, Dış Ala Kapısı, Hisar Kapısı, Parmak ve Zindan Kapıları ile Akkale, Aslanhane, Yeni, İmaret (Karacabey) camileri, Etnografya Müzesi, Halk Evi (Resim ve Heykel Müzesi) ve Gazi Bulvarı bulunuyor.

Mamboury, akşamı şehirde geçirebilecek kadar zamanı olan turistlere yine aynı güzergahı takip etmelerini, ancak gittikleri mekanları ayrıntısıyla gezip, kentte öğle yemeği yemelerini öneriyor. Ankara Palas, Lozan Palas, Belvü Palas, Karpiç, Zevk, İzmir, Lezzet ve Yıldız, Mamboury'nin önerdiği restoranlar arasında yer alıyor.

Ankara'da iki gece ve daha fazla konaklama imkanı olanlara yönelik daha ayrıntılı bir güzergah hazırlayan Mamboury, saydıklarına ek olarak Ahi Elvan, Hacı Musa ve Zincirli camileri, Tabakhane (İsfahani) ve Kuyulu Kahve mescitleri, August Tapınağı, Samanpazarı, Cumhurbaşkanlığı Köşkü de görülecek yerler listesine ekliyor, Yenişehir ve Çankaya'yı gezmeyi, kaleden gün batımını izlemeyi öneriyor.

"Etlik yazlık, Mamak gölgelik, Çankaya sosyetik"

Kentin Hitit döneminden Cumhuriyet'e kadar ev sahipliği yaptığı uygarlıklara ve bıraktığı izlere ait bilgilere de rehberde yer veren Mamboury, bugün yerleşimin yoğun olduğu semtlere dair şu bilgileri sunuyor:

Dikmen: "Bağların ortasında güney tepelerin yamacında, çekici bir bölge, Ankara Ovası üzerinde hoş bir manzara."

Etlik: "Ankara Ovası'nda tepelerin sınırlandırdığı kuzey bölgesinde bahçelerin bağların arasında yazlık yerleşim yeri."

Keçiören: "Yeşil bir adacıkta bulunan bir köy, Ankaralılar için yazlık yeri."

Mamak: "Hatip Çayı'nın üzerinde bulunan bağların ve bahçelerin arasındaki bu yer Ankara'nın en serin ve gölgelik yerlerinden biri."

Çankaya: "Ankaralıların her zaman yazlık olarak tercih ettiği bir yer olmuştur. İklimi şehre göre daha serindir çünkü kuzey rüzgarlarına maruz kalmaktadır. Burası elçiliklerin, temsilciliklerin, yüksek sosyeteye mensup insanların köşklerinin yavaş yavaş inşa edilmeye başladığı şık bir semttir."