Şikâyetçiyim;

“Ülkücü ülkücünün öz kardeşidir” prensibini çiğneyenlerden şikâyetçiyim.

12 Eylülde Başbuğumuzu ihtilal mahkemelerine jurnalleyenlerden şikâyetçiyim.

“MÇP” ve “MHP’yi” ANAP ve DYP’ye pazarlayanlardan şikâyetçiyim.

Ülkücü hareketi sağcılaştırmaya çalışanlardan şikâyetçiyim.

Partimizde, Belde, İlçe ve İl başkanlığı görevini yürütüp de, Genel Başkanımızın ve Partimizin hukukunu gözetmeyenlerden şikâyetçiyim.

Ülkü Ocakları’nda başkanlık yapıp da, anlattıkları ile “lider, teşkilat, doktrin” felsefesinden ayrılanlardan şikâyetçiyim.

Benim şikâyetim var;

Ülkücülük bir yaşam tarzı olmasına rağmen, ülkücü hareketin siyasi aksiyonu MHP için hiçbir çaba sarf etmeyenleri, en azından seçim sattı mahalline girdiğimizde bile, kılını kıpırdatmayanları, gecesini gündüzüne katan, karda, kışta, çamurda partisinin iktidarı için emek veren ülküdaşlarımıza şikâyet ediyorum.

Bengü Türk TV’de bir defa olsun yüzünü göremediklerimizin, Halk TV’de boy göstermelerinden şikâyetçiyim.

Ülkü Ocaklı gençlerle bir defacık olsun dertleşmeyenlerin, CHP’li gençlerle sarmaş dolaş olmalarından şikâyetçiyim.

Ülküdaşlarım, ben bunlardan şikâyetçiyim;

MHP Genel Merkezine, “aşağılamak ve küçük görmek için Balgat” diyenlerden şikâyetçiyim.

İzlemiş olduğu politikalar neticesinde, Türkiye’yi milli devlet eksenine çeken, bütün siyasi liderlere “Bozkurt” yaptıran Devlet Bahçeli’ye iftira atanlardan şikâyetçiyim.

Türk siyaseti, MHP politikalarını uygulamaya başlarken, MHP’yi bir başka siyasi partinin yörüngesine girmekle suçlayanlardan, “iftiracılardan” şikâyetçiyim.

Liderine sadakat göstermeyenden.

Teşkilatına ettiği bağlılık yeminine sadık kalmayandan.

Doktriner erdemi terk edenden.

ŞİKÂYETÇİYİM.

Bu mektupta zarf yok, pul yok.

Bu ülkücü harekete açık bir şikâyet mektubudur.

Şikâyetim; ülküdaşlarıma, şehitlerimize ve yüce Allah’adır.