“Vefa borcu “diye bir kavram vardır güzel Türkçemizde. Nedir bu vefa borcu? Vefa gönülden alınan bir tavırdır. Vefa, sadakattir, karşılıktır, duruştur, güvendir, sabırdır, fedakârlıktır, hoşgörüdür, erdemdir, edeptir, imandır.

Vefa, bireysel bir haslet olduğu kadar aynı zamanda milli bir değerdir. Türkülerimizde, şarkılarımızda hep “vefalı Türk” vardır. Çırpınırdı Karadeniz’den şu mısrayı hatırlamayan var mı?

“Vefalı Türk geldi yine

Selam sana Türk'ün bayrağına”

Velhasıl, Türk olmak vefalı olmaktır.

Vefa sadece bir semtin adı değildir, bir kişinin ismi de değildir. Vefa, şartlara göre şekillenen bir tutum değildir.

Güçlü yanımızın sağlam bir sütunudur vefa. Vefa milli ve manevi değerlere sahip olmanın en temel yanıdır. Elbette vefa bugünümüzü aydınlatana, geleceğimizi teminat altına alana duyulur. Siyaseti karşılıksız yapanların, bir ülkü etrafında milyonları kenetleyenlerin, milletinin en zor gecesinde sarsılmaz bir kale gibi makamını aydınlatanın belki de tek mükafatadır vefa. Önümüzde vefamızı göstereceğimiz çok önemli bir gün geliyor. 24 Haziran’da sandık başında olacağız. Peki, vefamızı kime göstereceğiz? Elbette Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye.

Ezberleri boza boza, oyunları yıka yıka, engelleri aşa aşa geldik. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde Dünyaya meydan okuduk.

Liderler ülkelerinin kaderini temsil ederler. Şu anda ülkemizin kaderini temsil eden lider Devlet Bahçeli’dir.

Liderimiz hiçbir şahsi hesaba girmemiştir, hiçbir gizli gündemi olmamıştır. Kapalı kapılar ardında pazarlık masalarına oturmamıştır. Siyasi ikbal uğruna vaat edilen kırmızı plakalı makam koltuklarını milletimizin ikbali uğruna elinin tersiyle itmiştir.

Türk siyasetinin amiral gemisinde Devlet Bahçeli vardır. Bugüne kadar liderimizin hangi söylediği, hangi yaptığı, hangi tespiti, hangi teklifi yanlış çıkmıştır? İstisnasız tamamının ülkeyi rahatlattığı, millette karşılık bulduğu, devleti yücelttiği, vatanı yükselttiği ispatlı şahitlidir.

Liderimiz Devlet Bahçeli “önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” ilkesiyle bugüne kadar devlet adamlığının en önemli örneğini sergilemiştir.

Çok kritik dönemlerde aldığı kararlarla sistem tıkanıklıklarını açmış, Türkiye üzerine oynanan oyunları bozmuştur.

Genel Başkanımız 2002 yılında tıpkı bugünkü gibi uluslararası güçlerin saldırılarıyla ekonominin çökertilerek operasyonların çekilmeye başlandığı anda, erken seçim kararı alarak krizin sonlanmasını sağlamış ülkeyi çok daha büyük bir badireden kurtarmıştır.

Hafızamızı tazeleyelim!

  1. 2007’deki Cumhurbaşkanlığı Seçiminde yaşanan 367 krizini çözdük.
  2. 21 Ekim 2007’de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin referandum zaman içinde haklılığımızı teyit etmiştir.
  3. 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumunda Hayır dedik, haklı çıktık.
  4. Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasında ön aldık.
  5. 4+4+4 olarak ifade edilen İlk Öğretim Kanununda peygamber efendimizin hayatının ve Kuran-ı Kerim’in seçmeli ders olarak okutulması teklifini biz getirdik.
  6. 2011 yılında MHP’nin teklifi üzerine Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu. Bu Uzlaşma Komisyonu başlı başına MHP tarihine altın harflerle yazılacak bir başarıdır.
  7. 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı aktif ve kararlı tutum aldık. FETÖ tehlikesine karşı MHP başat rol oynamıştır.
  8. 7 Ağustos 2016’da Yeni Kapı’da yeni bir yol açıldı.
  9. Sayın Genel Başkanımızın 11 Ekim 2016’daki çağrısıyla 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumunu ittifakla gerçekleştirdik.

10. 27 Temmuz 2017’de İçtüzük değişikliğini gerçekleştirdik.

11. 3 Kasım 2019’daki seçimler için Cumhurbaşkanlığı seçimi-ittifak süreci başlatıldı.

Bu saydıklarımdan bazı önemli konuları özellikle dikkatinize sunmak istiyorum.

2007’de Cumhurbaşkanı seçimini engellemek için ortaya çıkarılan 367 garabeti de Liderimizin sorumlu devlet adamlığı sayesinde bertaraf edilmiştir. Genel başkanımız ve MHP Grubu büyük baskılara boyun eğmeden oylamaya katılarak 367 oyununu bozmuştur.

Genel Başkanımız 15 Temmuz akşamı hain darbe girişimine karşı aldığı tavırla Türkiye Cumhuriyeti devletini uçurumdan kurtarmıştır. Darbenin duyulmasının başından itibaren kararlı duruşunu gösteren genel başkanımız Başbakan Binali Yıldırım’ı arayarak “Milliyetçi Hareket Partisi her türlü demokrasi dışı arayışa tavırlı ve karşıdır” sözleriyle demokrasiden, milli iradeden yana tavrını koymuş hain darbe girişimini akamete uğratmada en önemli rolü oynamıştır.

Genel başkanımız hain darbe girişiminin ardından Türkiye tarihinin en büyük mitinglerinden biri olan Yenikapı mitinginde Türkiye’nin iktidarıyla, muhalefetiyle gerektiğinde tek vücut olabileceğini göstermiş milli duruşun sergilenmesinde öncülük yapmıştır.

Genel Başkanımız FETÖ’ye yönelik kararlı tutumunu devletin temizlenmesi sırasında da sürdürmüş, CHP ve İP’liler, FETÖ’den yana tavır alırken, Devlet Bahçeli, devletin FETÖ’cülerden arındırılmasına açık destek vermiştir.

8 Haziran’da tek başına iktidar çıkmaması üzerine, kendisine Başbakanlık teklif edilmesine rağmen, ülkenin bekası için ‘PKK’yı destekleyen HDP ile hiçbir şart içinde bir araya gelmeyeceğini açıklayarak oynanan oyunu boşa çıkarmış, küresel güçlerin, PKK ve FETÖ gibi örgütlerin hevesini kursağında bırakmıştır.

Yine Genel Başkanımız, anayasa değişikliğinde de Türkiye’nin önünü açmıştır. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinin ardından yaşanan fiilî durumun hukuki duruma çevrilmesi gerektiğini, bunun için getirilecek bir anayasa değişikliği teklifine destek vereceklerini açıklamış, MHP’nin katkısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini içeren anayasa paketi Meclis’ten geçmiş, Referandumda “EVET” çıkmasını sağlamıştır.

Hayatını devletin bekasına ve milletinin selametine adayan Genel Başkanımıza vefa gösterme zamanı şimdi Türk milletindedir. Türk milleti çoğu defa siyasi hayatına dahi mal olabilecek adımları sırf devlet ve milleti için atan Sayın Devlet Bahçeli’ye vefasını göstermeli bu seçimde MHP’yi en güçlü şekilde parlamentoya taşımalıdır. MHP’nin zayıf olacağı bir parlamentoyu düşünebiliyor musunuz? Yukarıda saydığım saldırılar tekrar ettiğinde devletine sahip çıkacak bir MHP mecliste güçlü bir şekilde yer almazsa bu operasyonların bu oyunların hayata geçmesi işten bile değildir. Bu nedenle güçlü Türkiye için güçlü MHP diyoruz.

Milli Duruşumuzun adı vefa olacaktır.

O vefa ki MHP’yi, liderimiz Devlet Bahçeli’yi baş üstünde tutacaktır.

O vefa ki, 24 Haziran’da sandıkta liderimiz Devlet Bahçeli’ye göstereceğimiz vefadır.

Bu vefa bugünden yarına çizeceğimiz kutlu istikamet olacaktır, Kızılelma olacaktır.

Erkan AKÇAY

MHP Grup Başkanvekili