Bir gün Nasrettin Hoca yabancı bir kentin çarşısında dolaşırken, yanına biri sokulup sormuş :

"Efendi! Bugün günlerden nedir?"

Hoca: 

"Kusura bakma oğul!" demiş. "Ben bu memleketin yabancısıyım. Sen onu buralı birine sor"

Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığını görevinden niçin alındığı hala gizemini koruyan Ahmet Davutoğlu isminde birisi var. O da fıkradaki Nasrettin Hoca gibi "bu memleketin yabancısıdır" ve sorduğumuz soruların cevap verecek muhatabı da değildir.

Hali bu iken, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "Stratejik derinlikte az kalsın Türkiye'yi boğmak üzere iken görevden el çektirilen bu zihniyet, şimdi kalkmış, sanki fikrin nedir diye sorulmuş gibi mesajlar verme gereği duymuştur." Şeklinde ifade ettiği gibi, soran olmadan aklınca Kerkük'le ilgili maddeler yazmış ve kendince çözüm önerileri sunmaktadır. Çözüm önerileri olarak sunduğu her madde de bizzat Barzani'ye hizmet ediyor.

Barzani'nin yaptığı korsan referandumu kimse kabul etmiyor, yok sayıyor, Ahmet Davutoğlu ise  "25 Eylül referandumunun ortaya çıkardığı bütün sonuçlar müzakerelere fırsat tanımak üzere dondurulmalıdır." diyor…

Ahmet Davutoğlu'nun söyledikleri "Şimdi dondur, ilerde ısıt ve tekrar kabul ettir" mantığından başka bir şey değildir. Ne "iptal edilsin" diyebiliyor, ne "böyle bir şey kabul edilemez zaten" diyebiliyor.

AKP'de baş danışmanlık, Dış İşleri Bakanlığı ve Başbakanlık yaptı. Irak politikası, Suriye politikası başta olmak üzere, batağa saplanmış her dış politikada onun parmağı vardır. Herhalde eseriyle övünüyor olmalı ki, şimdi de yetkisiz eleman iken bile akıl vermeye kalkıyor.

Türk askeri onun zamanında Peşmergeye askeri eğitim vermeye başlamıştı.

Barzani onun görevleri zamanında Kak (Ağabey) Mesut olmuştur.

Şimdi yaptığı sözde çözüm önerili yazılı açıklamada resmen Barzani'ye hayat öpücüğü gönderiyor.

Kendisinin Türkmen olduğunu iddia eder ama Kerkük için bir gün olsun "Kerkük Türk'tür, Türk kalacaktır" diyememiştir.

Ama onu Kobani'deki teröristlere selam yollarken, onların alnından öpme mesajı gönderirken görmüşüzdür.

Bunun Türkmenliği de herhalde Irak'ın kuzeyinde kendini "Kürdistan'ın kurulmasına tarafız" diyerek Barzani'ye satan sözde Türkmen Parti genel başkanlarının hali gibidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım Barzani'ye yaptırımlar uygulamaya başlamışken, Kerkük'te Türkmenlerin varlığını görmüşken, Ahmet Davutoğlu'na böyle bir açıklamayı kim, niçin yaptırmıştır?

Yoksa "ağabey" dediği Barzani mi, ondan böyle bir açıklama istemiştir?

MHP Lideri Devlet Bahçeli işte bu durumu çok net gördüğü için dünkü MHP Grup Toplantısında "Türkiye Cumhuriyeti Barzani'ye referandumu iptal et diyor, Irak'ın siyasi birliğine, toprak bütünlüğüne tartışmasız önem veriyor, ne var ki eski Başbakan çıkıp müzakere tavsiyesinde bulunarak referandumun dondurulmasını öneriyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanlığı, TSK güçlü bir iradeyle ağız birliği içindeyken, bir eski Başbakan'ın durumdan vazife çıkararak devletin politikalarına aykırı beyanat vermesi, Türkmenlerin haklarına kara çalması gafillik ve garabettir.

Ve de hükümetin politikalarını sabote etmektir.

Sorarım sana, durdun durdun da şimdi niye ortaya çıktın?

Sıfır sorun enkazı daha kaldırılmamışken, sana ne oluyor, sen hangi yüzle konuşuyorsun?

Barzani lobisinin değirmenine deyim yerindeyse su taşıyor.

Kerkük'ün acıları büyürken, kayıpları artarken; hala zalimlerin sözcülüğüne cüret edenlerin varlığı kabul edilemez işbirlikçilik ve ilkesizlik örneğidir." diyerek çok büyük tepki göstermiştir.

Ahmet Davutoğlu bu toprakların yabancısıdır ve ona ülke adına danışılacak, sorulacak hiçbir şey yoktur. Ona sadece görev süresi içinde Türkiye'ye yaptığı ihanetler sorulabilir.

Sorulmadan bile açıklamalar yaparak yine ihanet peşinde olan birine ne söylenebilir ki?

Türkmene sahip çıkmadan, Kerkük açıklaması olsa olsa Barzani'nin kaleminden çıkan açıklama olur. Ahmet Davutoğlu'nun ortaya koyduğu sözde çözüm yolları da buram buram Barzanicilik kokmaktadır.

Ahmet Davutoğlu'na bu açıklamaları kim yaptırdı, onu araştırmak bulmak lazımdır. Yoksa her konuda susan, ismi, cismi unutulmuş bir adam hala bir Başbakan edasında ya da bir parti genel başkanı edasında niçin açıklama yapar ki?

Yaptığı açıklamaların hiçbir hükmü yoktur ama kimin ağzıyla konuştuğunun net görülmesi lazımdır.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'yi "stratejik çukura" düşüren adamdır. Türkiye bölgesinde şimdi o çukurdan çıkmaya çalışmaktadır.

Yıldıray Çiçek/ORTADOĞU