Kadınlar Günü, Anneler Günü, Babalar Günü…

‘’Özel günler de anmak, anılmak, yılın yalnızca bir gününde baş tacı edilip sonrasında yine eski haline terkedilmek.’’ mi dir?

Kadınlar Günü, Anneler Günü, Babalar Günü ve benzeri günleri kutlarken kendime sorduğum ve etrafımda gözlemlemeye çalıştığım bir sorudur.

Bu mu dur? Ya sonra…

Eski tas eski hamam ise yine riya,

Özel günlerde gösterdiğimiz ihtimamı bir davranış şekli haline getirdiysek ne ala…

Bu özel günlerde belki abartılı bir davranış sergileyebiliriz. Fakat hemen ertesinde tam tersi olumsuz bir tablo ortaya koyuyorsak hem kendimiz hem de etrafımızı aldatmaktan öte gitmez.

‘’Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol’’ demiş Mevlana.

Maalesef ülkemizde kadının mağdur olduğu hatta katledildiği haberleri her gün görüyor ve şahit oluyoruz.

Ülkemizde 2017 yılı içinde kadınlara yönelik adli vakaların bilgileri.

408 kadın katledilmiş,

101 tecavüz, 247 taciz vakası yaşanmış,

376 kız çocuğu cinsel istismara uğramış,

Bu istatistiklerden sonra kadınlar için bir güzel günün yetmeyeceği aşikârdır.

--

Kadın, beşiğini sallayan, bebeğini doyurup büyüten,

Kadın, evin direği, aşını eşin, işini düşünen,

Kadın, evini çekip çeviren,

Kadın, aşktır, sevdadır.

Kadın, namusun, şerefin, abidesi,

Kadın, eşrefi mahlûkattır.

Kadın, aile, anne, vatan, kadın gelecektir,

Neşet Ertaş’ın dediği gibi, ; “Kadınlar insandır, biz ise insanoğlu”,

“Şuna inanmak gerekir ki; dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” Demiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Kadın her şeyimiz, Kadın, başımızın tacıdır.

----

Dinimizde de kadınlar el üstünde tutulur. Peygamber efendimizin kadınlar ile ilgili sözleri her şeyi açıkça ortaya koymaktadır aslında. Yaşantımızı bu sözlerin ve İslam’ın ışığıyla aydınlattığımızda yalnızca kadınlarla ilgili değil her alanda doğru davranış şeklini sergileyeceğimizden şüphem yoktur.

“Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır.”

“Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız.”

“Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fenâ söz söylemeyin!”

“Kadınlarınızla iyi geçinin; eğer onlardan hoşlanmadı iseniz bile!..Olabilir ki bir şey, sizin hoşunuza gitmez de, Allâh onda bir çok hayır takdîr etmiş bulunur."

“Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz!”

“Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızım. Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder.”

Peygamber efendimizin bu sözlerini yaşantımızın her anında uygulamaya çalıştığımızda,

Kadına şiddet uygulayabilir misin?

Onu öldürmeye yeltenebilir misin?

Ona kötü söz söyleyebilir misin, istismar edebilir misin?

Ona zulmedebilir misin, taciz edebilir misin?

Onun Allahın emaneti olduğunu bildiğinde, emanete ihanet edebilir misin?

Hemen her gün gazetelerde televizyonlar da gördüğümüz,kadın cinayetleri, kadına şiddet haberlerini görebilir miyiz?

Hep bir ağızdan ‘ hayır ‘cevabını vereceğiz eminim.

Sembolik, bir günlük, bir anlık, günü kurtarmaya yönelik hareketlerden kaçınıp, kadının Allahın emaneti olduğunu unutmadığımızda, cennetin, ayakları altına serilen analarımızın kadın olduğunu hatırladığımızda, en hayırlı müminin eşlerine iyi davrananlar olduğunu aklımızda tuttuğumuzda, kısaca rehberimizi doğru seçtiğimizde bahsi geçen üzücü olayları yaşantımızdan çıkaracağız.

Maalesef, kadınlarımızın ve kızlarımızın son zamanlarda yaşadığı küçük yaşta evlilikler, şiddet ve cinayetlere atıfta bulunmak amacıyla yazdığım bir şiirle veda edelim..

Küçücük bir kızdım düğünümde

Büyüdük beraber bebeğimle

Evde sokakta işyerinde

Çığlığım duyulmaz köşelerde

Ben anayım,

Ben bacıyım,

Ben bir eş ama

Ben bir acıyım.

Sen bir anasın,

Sen bir bacısın,

Can yoldaşı,

Baş tacısın.

‘’Kadınlar başımızın tacıdır’’