Bu günden itibaren EtikHaber ailesinin bir mensubu olarak sizinle buluşacağım ve bundan da büyük gurur duyuyorum. Gazetecilik hayatım boyunca, “İyi muhabir her zaman iyi yazar olabilir mi?” sorusu kafamda dönüp durmuştur. Çünkü birinde haberin peşinde koşup, yakalayıp sizlere aktarmak var. Ki benim en sevdiğim bölümdür… Diğerinde ise aklımızdan geçenleri, bir süzgeçten geçirip sürçü lisan etmeden yazıya dökebilmek… Bir de kısa yazmayı hedefliyorsanız, oldukça zor bir iş olduğu ortada. Yine de değerli dostlarımın teşvikiyle ve “Ne de olsa aile arasındayız” diyerek bu fırsatı değerlendirmek istedim.

Ama yine de asıl işimi de elbette yapacağım. İlk aşamada seçim sürecinde, sonrasında da Meclis’te teybimi açıp size renkli röportajlar ulaştırmaya çalışacağım.

Allah utandırmasın diyelim…

25 HAZİRAN…

Aranızda hala anketlere ve anket şirketlerine inanan var mı, bilmiyorum. Özellikle son seçimde yaptıkları tahminler ortadayken itibarlarının epeyce mesafe kaybetti maalesef bir gerçek. Ben şahsen, en doğru nabzı sandıkta Türk Milletinin tuttuğuna inanıyorum. Bunun için geçmiş seçim tecrübelerine bakmak yeterli. Çünkü sandık her zaman “Türkiye’nin geleceğine” dönük bir mesajı ortada koyuyor. Bu nedenle kim ne derse desin, bugünkü polemiklere, havada uçuşan garip yüzdelere itibar etmemek lazım. Sağduyusu bu kadar yüksek bir seçmen kitlesinin hedefi doğal olarak 25 Haziran 2018’i inşa etmek olacaktır. Her oy elbette çok değerlidir. Ama 24 Haziran Türkiye için bir dönüm noktası. 25 Haziran’da Başkanı ayrı, vekili ayrı, ideolojisi taban tabana zıt, birinin dediğine diğerinin karşı çıktığı garip bir yapıya bu milletin kendisini sürüklemesini ne kadar mümkün? Yolda çok sıkı arkadaşlık etseler de, yol bitiminde farklı taraflara savrulacakları neredeyse bugünden belli.

KRİTİK SAYI 301

Özetle; asıl meselenin seçimden hemen sonra başlayacağı ortada. MHP Genel Başkanı’nın gazetecilerle bir araya geldiği yemekte verdiği mesajlar yeni dönemin perdesini aralar nitelikte. MHP Lideri, “Milletvekilliği seçimleri önemlidir” diyor ve “Denge ve denetim amaçlı yasama, bu Anayasa değişikliği ile ortaya çıkmıştır” sözlerinin altını çiziyor.

Yani kim ne derse desin; Meclis yeni sistemde de büyük önem taşıyacak. Sayın Bahçeli’nin, “Cumhurbaşkanı ve hükümetiyle alakalı bir sonucu elde etmek istiyorsanız o zaman Meclis’teki gücü ona uygun bir hale getirmek lazım” sözleri bu nedenle önemli. Çünkü yeni dönemin kritik sayısı artık 600 kişilik Meclis’te “301” olacak. Sandıktan güçlü bir milletvekili grubuyla çıkacak olan partinin sözü de doğal olarak dikkate alınacak. Böylece yeni Meclis, güçlü denge ve güçlü denetimi hayata geçirebilecek. Ve Milletin oylarıyla da yeni sistem; “Başkanlık – Hükümet- Meclis’te güçlü denge” ile başlamış olacak. Dedik ya her oy değerli… Bu nedenle sandığa giderken ‘Denge’ meselesini kimse ihmal etmemeli.