MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli geçtiğimiz Salı günü MHP'nin grup toplantısında "Şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan'ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır.

Şimdi beni iyi dinleyin.

Bu bloklaşmaya cevaben, 15 Temmuz'dan beri süregelen tutarlı ve kararlı duruşumuz korunacak, siyasi pozisyonumuz tartışmasız muhafaza edilecektir." Sözleriyle siyasi duruş ve tavrını göstermişti.

MHP Lideri Devlet Bahçeli bu sözlerle "Hayır" cephesinde yer alanların nasırına öyle bir bastı ki, o günden beri kıvranıyorlar. Ne yapacaklarını şaşırdılar.

Meseleyi sadece "MHP, AKP'nin yanında yer alacak" şeklinde sınırlandırarak ve sulandırarak, kendilerinin kiminle durduğunu gizlemeye çalışıyorlar. Oysa MHP Lideri Devlet Bahçeli, "CHP, HDP ve yancıları" diyerek gayet açık ve net tarif yapıyor.

Birinin duruşunu sorgularken, kendini duruşunu gizlemeye çalışan bir zihniyet karşımızdadır.

Mesela CHP ve yancıları "MHP, AKP'nin koltuk değneği oldu" diye propaganda yaparken, 7 Haziran seçimleri öncesi başlayan PKK ilişkisini hala sürdüren CHP'nin Kandil'deki yoldaşı Murat Karayılan meseleye "AKP'nin artık MHP'lileştiğini, Kürt politikasında AKP ile MHP arasında çok ciddi bir farkın olmadığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son 2-3 ayda Kürt siyasetine ilişkin yaptığı açıklamaların hemen hemen tümünün arkasında MHP'nin de durduğunu, bunu resmen açıkladıklarını da herkes izliyor." şeklinde bakmaktadır.

CHP ve yancıları iç siyasette manipülasyon peşinde iken, 16 Nisan referandumu öncesi ve sonrası beraber aynı çizgide oldukları PKK'lı Murat Karayılan'ın bu söylemleri, MHP'nin kimlerle mücadele ettiğini ve AKP'yi de bu çizgide Türkiye'yi korumaya yönlendirdiğini çok net ifade ediyor.

CHP, HDP ayrılmaz bir ikili iken, 16 Nisan referandumunda bunların yanında "MHP'den ihraç edilmişler" olarak gezenler, partileşerek şimdi resmiyet kazanmıştır. Artık onlar CHP, HDP ve İP olarak bir blok olmuştur. Bunların ilişkileri, zihniyetleri Türkiye için kötülükler barındırdığı için, MHP Lideri çok açık bir şekilde bu blok karşısında Türkiye'yi koruyacağını ifade etmiştir. Bu sözleri tevil etmeye gerek yoktur. PKK'nın temsilciliğini yapan HDP'nin olduğu yerde Türkiye'nin iyiliğini düşünmek mümkün müdür?

Ama ne hikmetse Atatürk'ün kurduğu parti, son 4 yıldır bu HDP ile beraberdir. MHP'den ihraç edilip İP'i kuranlarda 1 Kasım 2015 seçimlerinden bu yana CHP'nin yanındadır. Referandum dönemi bunların nefes alış-verişini bile CHP belirlemiştir. CHP, maddi ve manevi olarak tüm imkânlarını sonuna kadar bunlar için açmıştır.

Kendi durduğu noktası bu olanların, MHP'ye AKP üzerinden laf yetiştirmeye çalışması aymazlık değil de nedir?

CHP, HDP ve İP 2019 seçimleri için ne yapacağını şaşırmış durumdadır. MHP Lideri Devlet Bahçeli bunların tüm ayarlarını bozduğu için bir dedikleri diğerini tutmamaktadır.

Mesela 16 Nisan referandumundan sonra PKK'nın partisi HDP'ye ve MHP'den ihraç edilmişlere açık açık "Hayır" kampanyasında yanlarında olduğu için teşekkür eden Kemal Kılıçdaroğlu şimdi ise yanındakilerin adını vermeden şu yorumda bulunuyor: 

"2019 seçimlerinde ikili bir anlayış egemen olacaktır. Bir, demokrasiden yana olanlar. İki, tek adam rejiminden yana olanlar. Demokrasiden yana olanlar demokrasiyi, parlamenter demokratik sistemi savunacaklar. Tek adam rejiminden yana olanlar da Saray hükümetini savunacaklardır. Bu kadar açık."

***

Kemal Kılıçdaroğlu "Saray Hükümeti" diye bir tarif yaptığına göre, kendi durduğu noktaya baktığımızda "Kandil ve Pensilvanya Hükümeti" kurma yolunda çabalarını da görmek gerekiyor. Yanında HDP ve İP varken başka neyi kuracak ki?

Sadece CHP kıvranmıyor, CHP yancısı İP'te de kıvranma başladı. İP Genel Başkanı Meral Akşener FOX TV'de Sütçü İsmail'e konuk olmuş orada "siz ittifak yapacak mısınız?" sorusuna "CHP ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday olur musunuz?' derseniz kesinlikle hayır derim" şeklinde yanıtlamıştı. 

Sonra ya Kemal Kılıçdaroğlu yahut İP'ini tutanlar uyarmış olmalı ki, 2 2 gün sonra Edirne'de yumuşayarak "Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda bütün siyasi partilerin adaylarını çıkarabilmelerini diliyoruz. Ama ikinci tura kim kalırsa o hayır blokundan elbette ki biz sonuna kadar onun yanında durup çalışacağız" dedi. "Hayır" blokunda kim var? CHP-HDP…

O yüzden ağzından bir gün olsun CHP ve HDP eleştirisi duyulmamış ve görülmemiştir.

"Kemal Kılıçdaroğlu'na duacıyım" diyerek CHP'ye teslimini göstermişti, kurduğu partisinin programına da teröristbaşı Öcalan'ın kavramlarını koyarak, HDP ve PKK severleri partisinde kurucu yaparak HDP'ye de sıcak mesajlar vermişti. İşte "Hayır" bloku kendileri açısından bunun için önemlidir ve birbirlerine bu manada bağlıdırlar.

Ama MHP Lideri Devlet Bahçeli stratejik oyunu çok güzel kurduğu için, önce "ittifak kesinlikle yok" diyorlar, ertesi gün "Hayır bloku 2. Turda sonuna kadar beraber olacak" diyorlar.

Anlayacağınız durumları "Yukarı tükürseler bıyık, aşağı tükürseler sakal" şeklindedir.

Meral Akşener, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi 7 Haziran seçimleri öncesi şöyle tarif ediyordu: 

"Çok iyi de bir stratejik akla sahiptir. Satranç oyuncusudur, hep 5 hamle sonrasını görür. Bazı şeyleri göze alır, ama demokrasinin yanında durur. Partiye zarar getirecek bir şey Türkiye'ye faydalıysa, onu yapar. Rastgele konuşmaz."

*** 

CHP, HDP, İP anlayacağınız asıl sizin sıkıntınız büyük… 

Kandil, Pensilvanya, Batı sizi ne kadar gazlarsa gazlasın…

Türkiye'yi düşünenler size asla geçit vermeyecektir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli size bunun uyarısını yaptı. Numara yapmayın mesajı çok iyi anladınız. Anladığınız için telaşınız başladı…