Koray Aydın bugüne kadar kendini "Dava nöbetinde bir ömür" diyerek tarif etmişti. Son geldiği nokta ise dört parti kapısı gören Meral Akşener'in kuracağı partiye katılacağını "evet, ben yeni partiye katılıyorum. Partinin teşkilatlanmasını ben yapacağım" şeklinde duyurmak oldu.

"Dava nöbetinde bir ömür" sözünün bir palavra olduğu ortaya çıkan, MHP'de son yıllarda yaptığı tüm hesaplarda yenilgiye uğrayan Koray Aydın'ın bir başka partiye gitmesi kendisinin demokratik hakkıdır. Bu konuda "gitme kal" diye kimsenin yalvaracağı da olmaz.

1 Kasım sonrası MHP'yi ele geçirme operasyonlarına yönelik "Meral Akşener'in tüm faaliyetlerini FETÖ organize ediyor. Onların verdiği destek çok açıktır" diyen Koray Aydın'ın şimdi onun kuracağı partide "Parti teşkilatlanmasını" yapacak olması nasıl bir trajedidir?

Meral Akşener'de sanırım ona partiyi teslim ederek, "laflarını böyle yedirdim" diye düşünüyordur.

Koray Aydın, MHP'den ihraç edilmediği ve o hiçbir zaman kökeni Ülkücü olmayan diğer üçlüyle bir tutulmadığı halde, yeni partiye geçme talimatını kimden almıştır?

"FETÖ'cüler destekliyor" dediği kişilerin partisine hangi baskı ve dayatmayla gitmiştir?

Koray Aydın, bugün Meral Akşener'le beraber basın toplantısı düzenleyecek, orada bir gazeteci "Yanınızda oturan Meral Akşener için onu FETÖ'cüler destekliyor demiştiniz, şimdi onun kuracağı partiye katılıyorsunuz. Bu konuda ne diyeceksiniz?" dediğinde gerçekten Koray Aydın ne diyecektir?

"O gün yalan söylemiştim" diyerek mi yoksa "yanılmışım" diyerek mi konuyu kapatacaktır?

Meçhule doğru kurulan yeni bir partide "teşkilatlanmayı" alarak "Dava nöbetinde bir ömür" sloganının içinin boş olduğunu göstermeye değer miydi Koray Aydın?

FETÖ'cü hâkimlerin, savcıların, gazetecilerin, işadamlarının, sivil toplum kuruluşlarının, polislerin, askerlerin velhasıl 7'den 77'ye tüm FETÖ'cülerin verdiği desteği en iyi gören ve bunu da milyonların huzurunda ifade etmiş birisi olarak, onlarla yeni parti macerasına girmenizin diyeti nedir?

Geçmişte FETÖ'ye yakınlaşma çabası içinde olmuş birisi olarak, 15 Temmuz sonrası "başıma bir iş gelir" korkusuyla mı o açıklamaları yapmıştınız?

Koray Aydın, ne yaparsan yap mızrak çuvala sığmıyor.

İnsan şerefiyle evinde oturur ve bu hale düşmezdi. Ama Fethullah Gülen'in "Onu koruyun. Ona sahip çıkın" dediği kişi ve "Türkiye'de farklı gelişmeler olacak" sözünden sonra MHP'deki görevlerinden istifa edip kaçan kişi sana Pensilvanya adına ne vaat etti bilmiyoruz ama bu kadar küçüleceğini hiç düşünmemiştik…

"Partinin teşkilatlanmasını ben yapacağım" sözüyle zaten yeni parti ekibi içinde dinamiti patlatan Koray Aydın, siyasi şenlikleri başlatmıştır.

Meral Akşener'in etrafını saranların şimdiden "Bu sana FETÖ'cü demişti. Nasıl güvenip teşkilatlanmayı ona teslim ediyorsun?" isyanları yankılanıyor. Sosyal medya üzerinden bu ekibi takip edin, kendi aralarında yeni tartışma konusu budur.

Hepsinin ortak gayesi koltuk olduğu için daha kurulmadan koltuk savaşları başladı. Zaten bir avuç MHP'den umduğunu bulamayıp oraya giden var, hepsi de kendini yeni partinin kurucusu olarak görüyor. Yarın isimler açıklandığında asıl curcuna o zaman başlayacaktır.

Koray Aydın'ın açıklamaları curcunanın işaret fişeği olmuştur.

Koray Aydın tipik bir siyasetçi olduğunu göstermiştir. Bugüne kadar hiçbir sözünde durmadığı gibi, her sözünü de sonradan yalayıp yutmuştur. Onu diğerlerinden ayıran tek özelliği başka parti kapısı görmemiş olmasıydı. Meral Akşener Parti'siyle yeni bir kapı daha görerek, bu özelliğini de yitirmiştir.

Koray Aydın'a CHP destekli, Pensilvanya merkezli yeni partisinde mutluluklar diliyoruz.

2012 yılında "Fethullah Gülen cemaatine yakınmışınız?" sorusuna "Ben her cemaate yakınım" cevabı veren Koray Aydın'ın gözlerinden Fethullah Gülen öper artık…

Bugün, basın toplantısından sonra cezaevinde FETÖ üyesi olarak yatan hâkim ve savcıları cezaevinde ziyaret etmelerini öneriyorum. MHP'yi ele geçirme operasyonunda bu kadar mücadele eden, kendilerine bu kadar destek olan FETÖ'cüleri yalnız bırakmasınlar…

"Dava nöbetinde bir ömür" kongre sloganı olarak mazide kaldı Koray Aydın…

Yeni yol arkadaşlarınla iyi yolculuklar…

Yıldıray Çiçek/ORTADOĞU