Anayasa değişikliği süreci ve referandum sonuçlarının açıklanması sonrasında, Ana Muhalefet Partisi içinde ciddi bir enfeksiyon oluştuğu ve siyasi bir zehirlenme sürecine girildiği gözleniyor.

Bir süredir MHP’yi itibarsızlaştırmak, güçsüzleştirmek için fırsat kollayanlara kucak açmış, MHP seçmenini bölmek içi elinden gelen gayreti göstermiş, bunu başaramayınca da siyasi tutarsızlığın uç noktalarına doğru sürüklenmiştir.

Referandum sonuçlarını gayri meşru ilan eden, tanımadığını açıklayan, milleti sokağa dökme hesaplarına meyleden bir konuma sürüklenmiştir. Bundan sonuç alamayacağını görünce, Ana Muhalefet Partisi içindeki bazı siyasetçilerin sözde blok olarak gördükleri yüzde 48,6’yı yüzde 50’ye tamamlamak için, ülke bekasını ve bütünlüğünü tehdit edecek yeni bir yörüngeye doğru müthiş bir hızla savrulmaya başladığı görülmektedir.

Daha düne kadar medyasında pek revaçta olan, her gün arzı endam eden, referandumda kendi hizmetine soktuğu MHP muhaliflerini, bir dahaki sefere lazım olduklarında kullanılmak üzere, bir kenara bırakmış ve arkasını bölücü terör örgütüne dayayanlara yönelmeye başlamıştır.

Aynı zamanda, bir gün önce kadar referandum sonuçlarını tanımıyoruz diyenler, ışık hızıyla çark ederek, bugün adaylık ve ittifak modelleri açıklama yarışına girmiştir.

2019 yılına kadar ülkenin önünün açılmış olduğunu görmek ve kabullenmek istememekte direnen Ana Muhalefet Partisinin yaşadığı siyasi zehirlenme, ülkede referandum sonrası oluşan siyasi istikrar ortamı kirleterek yeni bir gerginliğin içine atma, yeni kamplaşmaları oluşturma, bir an önce yeniden seçim atmosferine sokma, adaylar ve sözde ittifaklar üzerinde yeni gerginlikler üretme ve siyaseti yeniden dizayn etme çabalarına yönelmiştir.

Ne var ki; sözde blok olarak gördükleri referanduma hayır oyu veren yüzde 48,6’lık seçmen kitlesini çantada keklik olarak gören, Ana Muhalefet Partisinin içinde referandum sonrası kayıkçı kavgasına erken başlamıştır.

Bugün CHP Kayığında dört kürek ayrı istikametlere doğru çekiliyor. Dümenci ise ne yapacağını şaşırmış vaziyettedir.

Milletin bekası için siyaset yapmayı akılları almayan, ideolojik aidiyetleri ya da bekaları adına siyaset yapan, milletin tercihlerine hiçbir zaman değer vermeyen, politikacılar Ana Muhalefet Partisi içinde birbirine düşmüştür.

Milletimiz bu acıklı manzarayı ibretle seyretmektedir. Asla buna prim vermeyecektir.

Referandum sonuçlarına bakıp MHP’de parçalanma rüyası görenler, bu oyuna alet olanlar, Ana Muhalefetteki siyasi zehirlenme ve çözülme sürecini iyi takip etmelidir.

Referandumda Kim oy kaybetti? Kim kazandı?

Referandumda kazan milletimizdir.

Kaybeden kaos bekleyenlerdir.

Referandum sonuçlarını, hangi partinin ne kadar oy kaybettiği şeklinde ölçecek bilimsel bir yöntem yoktur.

Buna rağmen, 16 Nisan Referandum sonuçları açıklanır açıklanmaz televizyonlarda 1 Kasım 2015 genel seçimlerine göre evet tarafındaki oy kaybının MHP seçmeninden kaynaklandığı algısı körüklenmeye çalışıldı. Bu yolla evet tarafı yıpratılmaya birbirine düşürülmeye ve mümkünse çözülmeye çalışılmıştır.

16 Nisan sonrasında tüm illerde toplam 1000-2000 kişi gibi son derece sınırlı deneklerle alelacele yapılan, yani her ilde neredeyse 25 kişiye sorularak yapılan, anketlere dayanan son derece mesnetsiz ve manipulatif sonuçlara itibar ederek MHP seçmeninin %73 ya da % 57’si hayır oyu verdi demek en hafif dille referandum sonuçlarını saptırmak anlamına gelir. Buna heves edenler maalesef milletin önüne çıkıp “Referandum sonuçlarını tanımıyoruz” diyen zihniyetin parçaları ya da işbirlikçileridir.

Her şeyden önce, Referandum sonuçları değerlendirilirken, sonuçların partilere verilen güvenoyu ya da parti oyu olarak algılanması, referandumda çıkan evet ve hayır oylarının 2015 seçim sonuçları ile mukayese edilmesi bu yönde değerlendirmeler yapılması yanlış ve sakıncalı bir yaklaşımdır. Bilindiği gibi seçim ve referandum farklı şeylerdir.

Hatırlanacağı gibi, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerin de Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 52 yani 21 milyon oy almıştı. 16 Nisan referandumun da evet oyları toplamı ise 25 milyondur. Yani Cumhurbaşkanlığı seçiminden 4 milyon oy daha yüksektir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden buyana AKP’nin hiç fire vermediğini varsaysanız dahi, referandumdaki 4 milyon fazla oy nereden geldi diye sormamız gerekmez mi?

Referandumda ortaya çıkan yüzde 51,4 ‘evet’ oylarında MHP tabanının inkâr edilemez bir katkısı vardır.

MHP, önümüzdeki dönemde yüksek özgül ağırlığıyla Türk siyasetinde belirleyici rolünü koruyacak ve kilit parti konumunu sürdürecektir.