Koalisyon arayışları ve Bahçeli'ye suçlamalar

 

İnsan en büyük sorumluluğu yaratılışında alır.

Bu sorumluluğun adına inanç diyebiliriz;

Devlet Bahçeli inançlıdır. İlahi hükmün bütün emirlerine rıza gösteren ve onun bütün sorumluluklarını yerine getiren güçlü bir imana sahiptir.

Bu sorumluluğun adına ahlak diyebiliriz;

Devlet Bahçeli ahlaklıdır;

Bütün hayatı Türk milletinin önünde ve şeffaf bir şekilde geçmiştir. yalansız, riyasız ve dürüsttür, gizli ajandaları yoktur, milletini aldatmamıştır, iki yüzlü değildir.

Bu sorumluluğun adına cömertlik diyebiliriz;

Devlet Bahçeli cömerttir, muhataplarının dünyalık kaygısı gözettiği alanda o dünya malının üzerine çizgi çekmiştir. Siyasi rakiplerinin mal mülk artırma gayreti karşısında o malını mülkünü dağıtmıştır.

Bu sorumluluğun adına ilke diyebiliriz;

Devlet Bahçeli ilkelidir, kendisini tanıdığı yaştan, bulunduğu yaşa kadar inandıklarının kavgasını vermiş ve bundan hiç çekinmemiştir, söylediği her söz bir diğerini tamamlamış, her davranışı bir diğerini desteklemiştir.

Buna ülkü diyebiliriz;

Devlet Bahçeli Ülkücüdür, bir davası var. Onun davası, Allah davasıdır, hak davası, Kur-an davasıdır, O Allah Resulünün istikametindeki ülkücü hareketin bir bireyi ve lideridir.

Onun davasında; ezan sesinin bayrak gölgesindeki hürriyeti vardır.

Onun davasında; büyük Türk milleti ve onun sarsılmaz, yıkılmaz, bölünmez devleti vardır.

Onun davasında; siz varsınız, biz varız. O hayatın kendisine yüklemiş olduğu bütün sorumlulukların bilincindedir, yaşantısı ile bunu ispat etmiştir.

Devlet Bahçeli; fikir, siyaset ve devlet hayatında davasını, ülkesini ve milletini her zaman kendisinden önde görmüş ve önde tutmuştur.

Şimdilerde bir kısım zevat onu koalisyondan, dolayısı ile hükümet sorumluluğundan kaçmakla suçlamaktadır.

Bu bir yalandır, iftiradır.

Hayatın bütün sorumluluklarının farkında olan ve yerine getiren Devlet Bahçeli, siyasi sorumluluğunun da farkında ve bilincindedir.

Söyledikleri açık, talepleri nettir.

Cumhurbaşkanı’nın Anayasal sınırlar içerisinde kalması.

Yolsuzluk yapanların hukuk karşısında hesap vermesi.

Çözüm süreci denen ucubenin sonlandırılması.

Bu talepler devletimiz ve milletimiz adınadır.

Bu talepleri dile getirmek ve ısrar etmek sorumluluktan kaçmak değil, bilakis sorumluluk sahibi olmanın işaretidir, ispatıdır.