İyi seyirler Türkiye!

Patlayan bombalar…

Mayınlar, pusular, tuzaklar…

Ve havada uçuşan kahpe kurşunlar.

Ne terör eylemlerinin ardı arkası kesiliyor,

Ne de şehit haberlerinin.

*

Peki ya sonrası,

Sonrası malum.

Resmi açıklamalar, telkinler, kınamalar, rahmet dilemeler.

Ve bu aşamayı geçmek için yandaş kanallarda…

Ardı arkası kesilmeyen propaganda dolu…

Haberler, diziler, sözde belgeseller.

Hepsi ama hepsi “uyusun da unutsun”  lezzetinde seyirler.

*

Evet uyutuluyoruz,

Bilerek ya da bilmeyerek!

Televizyon seyrederken uyuşturuluyoruz.

Uyuştuğumuz için de çok çabuk unutuyoruz.

Neyi mi?

Belgesiz ve bilgisiz yaşayan bir milletin,

“Çabuk unutan bir millet” olduğunu.

*

Uyumayın ve unutmayın.

Çünkü unutan milleti uyutmak her zaman çok kolay olmuştur.

Televizyon seyretmeyin demiyoruz.

Ama seyrederken de “Deniz fenerini” unutmayın.

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalını unutmayın.

Soma ihmalini, 45 çocuğun iğfalini, ülkemizin saman ithalini unutmayın.

Garnizondan indirilen Türk bayrağını…

Şehir merkezine dikilen terörist heykelini…

Yakılan cami ve Kur’an-ı Kerimi…

Çözüm diyerek çözülen, barış diyerek bölünen ülkeni unutma.

Ve daha saymakla bitiremeyeceğim nice rezaletleri.

Unutma çünkü unutursan, uyutulursun.

*

Sesini çıkar, gözünü aç.

Seyrediyorum ama farkında değilim”...

“Seyrediyorum ama beğeniyorum”...

“Seyrediyorum ama suçluluk duyuyorum” demekle olmuyor.

Sahi siz hangi seyredenlerdensiniz?

“Yeter artık” diyerek yönetemeyen yöneticilere “isyan” edenlerden mi?

Yoksa televizyon ekranına hapsolup,

“Beş asker, yedi polis öldü diye rahatsız etmeyin televizyon seyrediyoruz” diyenlerden mi?

*

Seyrederken görün artık;

Siz paramparçayı izlerken ülkemiz parçalanıyor.

Siz kördüğümü izlerken, yolsuzluk hortumları yandaşa bağlanıyor.

Siz dirilişi izlerken, bin yıllık kardeşlik tüketiliyor.

Siz kertenkeleyi izlerken, terörist başı karayılan Türk milletini zehirliyor.

Siz o hayat benimi izlerken, tüm özgürlükleriniz elinizden alınıyor.

Siz eşkıya dünyayı seyrederken, koca bir ülke dünyaya rezil ediliyor.

*

Demem o ki,

Siz televizyonda “kısmetse olur” talihsizliğini izleyip,

Mehtap, Hazal ve Cansel’in gözyaşlarına üzülürken,

Teröristler özerklik ilan ediyor.

*

Siz “ne çıkarsa bahtına” programında,

Kim kiminle evlenecek derdine düşmüşken,

Ülkenin yiğitleri birer, birer toprağa düşüyor.

*

Siz televizyonda “benim stilim” hipnozuna kapılmışken,

Memlekette 5 kadın daha sokak ortasında hunharca katlediliyor.

*

Siz televizyonda 1.Dalga, 2. Dalga diyerek,

TSK’ya yapılan kumpası “Ergenekon darbesi” diye izlerken,

Yüzbaşı Ersel Ezer gibi şerefli subaylar ülkesi için gözünü, bacağını canını veriyor.

*

Ne diyeceğiz şimdi?

“Ölen ölsün, kalan sağlar Survivor izlemeye devam etsin” mi diyeceğiz.

Yani tüm bunlar olup biterken,

Toplum olarak “üç maymunu” oynayıp,

Sorunlarımızı “üç adam” programını izleyerek mi çözeceğiz.

Uzun lafın kısası,

Siz siz olun seyrederken körleşmeyin,

Çünkü körleştiğiniz gün, köleleştiğiniz gündür.

İyi seyirler Türkiye!