Tüm memleketi çıldırtan görüntülerdi BDP'li sözde vekiller ile teröristlerin kucaklaşmaları fakat derinliği bakımından başka itiraflar içeriyor, işin arkasındakı karanlık yüzü açık ediyordu.

Türkiye kara eylüllerle, sokak çatışmalarıyla uzun süren sınavlar verdi. Bir çok ülkücü, güvenlik görevlisi, öğretim görevlisi ve üniversite çalışanları, memurlar katlediliyordu. Sözde emperyalizme karşı yapıldığı düşünülen bu saldırıların aslında ne olduğunu kimler tarafından yapıldığını şüphe kalmayacak şekilde kanıtlamış oldu o görüntüler.

Ne alakası var yahu derseniz ?

Hemen tek bir isime odaklanalım. Ertuğrul Kürkçü...

Bu BDP'li sözde milletvekilinin 30 sene önceki rolünü birçok kişi ironik biçimde unutmuştur nedense.

Mahir Çayan ve arkadaşlarının tümünün ölü olarak ele geçirildiği kızıldere baskınında tek bir kişi fantezi dolu bir hikayeyle sağ kurtulmuştur. (Kim bilir belki o yıllarda onunda bir pilot necatisi vardır ). Evet "Hatırla Sevgili" isimli dizi başta olmak üzere yalan üzerine kurulu dizilerde kızıldere baskını anlatılırken size halk dostu, aydın genç diye yutturulan ertuğrul, Ertuğrul Kürkçüdür ki aslında o görüntüler Ertuğrul Kürkçü sayesinde 30 sene öncesinin acı bir itirafıdır. O gün memlekette devrim devrim diye ortalığı kana bulayanlar bugün teröristlerle kucak kucağa...

O görüntülerdeki planlanmış oyunu görmek çok zor değil. Orda naralar atan kukla teröriste baktığınızda hiçte ele geçirilen teröristlere benzemiyor. Özellikle üst baş temizliği yapılmış. Oradaki kadın teröriste sarılanlara dikkat ederseniz kulaklarına birşeyler fısıldıyor gülücüklerle. İnsan düşünüyor acaba o görüntüleri akşam kimin evinde izledi o teröristler ?

Görüntülerde G. Kışanak sarıldığı teröriste "Sizlerle özgürlüğü sağlayacağız,sizlerle şehirlerimizde buluşacağız" diyor. Bu neyin itirafı ? İhanet için bundan büyük itiraf olur mu ? Sizlerle şehirlerimizde buluşacağız cümlesinden sonra teröristler kaç kere şehir içinde saldırıya girdiler? Gaziantep,Beytüşşebap...Şimdi bu saldırılarda Kışanak'ın PKK'lı teröristlerden daha az suçu olabilirmi bu itiraftan sonra ?

Yine o görüntülerde diğer teröristlerden birisi oraya el kamerasıyla gelmiş. PKK'nın elinde kamerayla gezmediğini herkes bilir sanırım. Belliki o bölgede sadece propaganda için birileri tarafından barındırılan teröristler var.

KCK-DTK-HDK neyin itirafı ?

Bu yapılanmalar bizzat Apo tarafından artık daha ciddi bir örgütlenmeye gidilmesi, Türkiye ve Dünya kamuoyunda daha ciddi propagandalar yapılması ve terörizmin boyut atlaması adına kurulan yapılanmalardır.

Aslında bu yapıların itirafını APO'nun mahkemede yaptığı savunmalarda bulabilirsiniz. Hatta dikkatli olun bu iktidarın geldiği son noktanın Apo'nun mahkemede öngördüğü durumla birebir aynıolduğunu gördüğünüzde düşüp bayılabilirsiniz. Demokrasi adıaltında İmralı Canisi "Demokratik Cumhuriyetten" bahsediyor, çözüm budur diyordu. Demokrasi adı altında şehidin kanıyla ıslanan topraklara basa basa Haburdan geçirilen teröristler, dışarda teröristin kucağında gezen sözde milletvekilleri, son yıllarda açık birer ihanet beyanı halini alan BDP'li nutukları, salıverilen teröristler bu "sözde"demokrasi'nin acı itirafıdır ve emin olun cani Apo bundan başka birşey istemiyordu.

Ufak bir parantez,Peki ya KCK operasyonları ?

Yapılan KCK operasyonlarının hiçbir işe yaramadığını operasyon bilgisi olan kişiler daha iyi bilirler. KCK operasyonu bölük börçük yapılmış, geç kalınmış ve yarıda bırakılmıştır. Bu KCK operasyonlarında gözaltına alınan her ismin yerine ise yenibir isim hiç zaman kaybetmeden ihanet görevine başlamıştır. Bunların dışında böyle bir örgüte operasyon düzenlemek için beklemeye zaten hiç gerek yoktu. Neden mi ? Çünkü KCK zaten kurulurken İmralı Canisinin bir metniyle kurulmuş ve liderlik olarak Apo'yu en başında kabul etmiş bir örgüttür. Kısacasıbu operasyonlarda insanda "yapılmış olsun" diye yapılmışizlenimi bırakmıyor değil. Ayrıca iç içe geçmiş diğer örgütlenmeler ve bazı sivil görünümlü derneklere hala dokunulmuş değil.

Gelelim Büyük İtiraflara

İktidarın çırpınıcasına çözüm arayışına girmesinin en iyi örneği Leyla Zana ile yaptığı görüşmedir. Bir medet umarcasına aracıyapılmaya çalışılan kişi sözde BDP'yi ekarte edecekken unutulan gerçek aslında ne olursa olsun Zana'nın da aynızihniyetin farklı bir ürünü olduğudur.

Bugün toplumun can güvenliğini tehlikeye atmak dünyanın heryerinde suçken ülkemizde BDP'li sözde vekillerin bu denli rahatlığı, DTK, HDK gibi örgütlenmelerle sosyal hayatımızda üniversitelere, derneklere, o bölgenin gençliğine adım adım yerleşirken, siyaset akademileri ile örgüte yönetici kadro yetiştirilirken "demokrasi çılgınlığı" ile bunlara müsade edilişi, istihbaratın terör örgütüyle görüşmelerinin kayıtlarının çıkmalarıyla iktidarın düştüğü durum, iktidarın izlediği terör politikasının ve kimsenin anlamadığı şekilde açılım inadının hazin sonunun itirafıdır.

Yapılan sınır dışı operasyonların siyasi engellerle başarısızlığa uğratılması, ABD'den müsade alınamaması neticesinde Kandile bir türlü gidilememesi, şehit sayıları, bir saldırı olmadan kırsala bir türlü operasyon düzenlenmemesi yani kısacası"çözüme" değil "günü kurtarmaya" odaklı tutumlar iktidarın bu işi beceremediğinin ve Türkiye'nin doğusundaki ve bu doğrultu da Ortadoğudaki politikaların iplerinin iktidarın elinde olmadığının itirafıdır.

CHP itirafları ?

Cumhuriyet Halk Partisi belkide tarihinin en beceriksiz ve vasıfsız günlerini yaşıyor. Popülerlik için heryolu denemeye hazır yeni manken gibi sadece popüler olsun gerisi ne olursa olsun sloganıyla çıktığı yolda rezil olmaktan geri duramıyor.

Biraz sizi düşündürmek adına bir denklem kuralım. Kılıçdaroğlunun SSK günlerini bilenler bilir. Batırılan bir kurumu ve bölücü camiadan parmak izleri olan bazı kişileri kurumlara yerleştirmesi gibi olayları medya yazdı.

Şimdi Hüseyin Aygün olayını düşünelim...Hüseyin Aygün' ün sözde kaçırılması olayının ardından geri döndüğünde yaptığı açıklamaları izlerken işte buda Kılıçdaroğlu' nun kim olduğunun itirafı diyesi geliyor insanın.

Yine kürtçü Yalçın Küçüğün bazı konuşmalarında nasılda Kılıçoğlana dayatmalarda bulunduğunu kendi ağzından söylediği görüntüleri bulabilirsiniz internette. Buna rağmen Kılıçdaroğlu'nun Yalçın Küçük sevgisi pek meşhurdur. Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun genel af vaadleri zaten her zaman oy kaygısıyla giriştiği bir hamle.Türk Milleti'ne Türk Milleti diyemezken halk, toplum gibi ifadelerle kenardan dolaşıp işine geldiğinde Atatürk'ü kullanma çabaları da aslında hem Kılıçdaroğlu'nun hem de içi boşaltılmış CHP'nin itirafı.

CHP'ninİzmir Milletvekili Hülya Güven teröriste şehit diyecek, Hüseyin Aygün arkadaşlarıyla dağa kaç(ırıl)acak ama kılıçoğlandan çıt çıkmayacak. Bunlarda işin derin itirafları

Bizim İtirafımız

Son olarak herkesten basit bir örnek olarak şunu rica edelim. İnternette sırayla CHP, AKP ve Milliyetçi Hareket Partisi' nin internet sitelerine bakınız. Bu sitelerin içinde "Ne Mutlu Türküm Diyene" ibaresini görebileceğiniz tek internet sitesi Milliyetçi Hareket Partisi' nin internet sitesidir.

Elbetteki sadece söylemler, cümleler daha çok söyleniyor diye sizi milletperver yapmaz ama bu iktidarın Türkiyesinde birçok siyasi parti iktidar olma oyunlarıyla dolambaçlı yolları seçerken göğsünü gere gere "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !" demek sadece Milliyetçi Hareket' in ve lideri Devlet Bey'in harcıdır. Malum Herkes harcı olanı konuşur.

İşte buda bizim itirafımızdır.


Cem Akın

***

Sizde bu bölümde yazmak isterseniz sitemizin ilkelerine ters düşmeyen yazılarınızı [email protected] mail adresine gönderin sizin adınızla yayınlayalım.

Not: Yazılarınızda isminizi ve kullanılacak mail adresinizi yazmayı unutmayınız.