Açıklanan büyüme rakamları, Türkiye ekonomisinin hızla daralmaya devam ettiği ve ülke ekonomisinde derin bir durgunluk ortamının sürdüğü gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ekonomide iyimser olmak için hiç bir neden yoktur. Hükümet ekonomiden hiç bahsetmemektedir. Tedbir almaktan da korkmaktadır.

Türkiye ekonomisi global krizin başlangıcından bu yana geçen her çeyrekte,  üst üste ve büyük bir hızla daralmaktadır. Ekonomik krizle birlikte 2008 dördüncü çeyrekte yüzde 6.5 daralan ekonomi, 2009 ilk ve ikinci çeyrekte de; sırasıyla yüzde 14.3 ve yüzde 7 oranında daralmıştır.

Ekonominin daralma hızının İkinci çeyrekte gerilemiş olması hükümet çevrelerinde aceleci ve hayalci bir sevinç yaşatmış olsa da,  bu durumun Nisan ayında başlayan özellikle KDV ve ÖTV indirimleri ile harcamaların geçici olarak öne çekilmesinden kaynaklandığı ve geçici olduğu ayan beyan ortadadır.

Nitekim yılın üçüncü çeyreğin ilk aylarına ilişkin olarak açıklanan sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve istihdama ilişkin veriler bu durumu teyid eder niteliktedir.  Sanayi üretimi verileri Temmuz ayında yüzde 9,2'lik gerilemeyle üçüncü çeyrekte üretimindeki düşüşün devam ettiğini gösterirken ve kapasite kullanım oranı verileri ise Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre 6,5 puan, bir önceki aya göre de 2,6 puan azalmış 69,7'ye gerileyerek tekrar düşüşe geçmiştir. Bu durum ikinci çeyrekte yaşanan iyimserliğin geçici olduğunu, üretim ve istihdamdaki gerilemenin 2009 yılının üçüncü çeyreğinde devam edeceği ve ekonominin üçüncü çeyrekte içinde bulunduğu derin resesyondan kurtulmasının mümkün görünmediğini ortaya koymaktadır.

II. çeyrek büyüme oranını Tüik'in geçmiş verileri son çıkan verileri iyi gösterecek şekilde revize ettiği, piyasanın beklediğinden daha az gösterdiği basında açıkça yer almaya başlamıştır. 2008 yılındaki büyüme revizyonunun 2009'u daha iyimser gösterecek şekilde revize edilmesi de vatandaşı kandırmaya yetmeyecektir.

Orta vadeli plan ve Orta vadeli mali planını kasti olarak hukuki sürelerinde tamamlamayan beceriksiz AKP hükümeti halkı açılım masallarıyla uyutmaya çalışmaktadır.

Henüz Temmuz ve Ağustos ayı Bütçe gerçekleşmeşlerini bile açıklayamayan AKP hükümetinin takati Mahalli İdare Seçimlerinden sonra kesilmiş ve sabit fiyatlarla I. çeyrekte yüzde 27,5 oranında artan kamunun makine teçhizat harcamaları II. çeyrekte yüzde 20,7 oranında azalmıştır. Özel sektör yatırımları ise I. çeyrekte reel olarak yüzde 33,5 oranında azalırken II. çeyrekte yüzde 29,7 oranında azalmıştır. Hane halkı tüketimi azalmaya devam etmiş, Devletin nihai tüketim harcamaları reel olarak neredeyse durma noktasına gelmiştir.

Ülkede işsizliğin, Hane halkının, sanayinin, orta ve küçük ölçekli firmaların durumu meydandadır. Evlere ve işyerlerine haciz adeta yağmaktadır. Hükümet sağlık harcamalarının durumundan paniğe kapılmıştır. Tedbir alamamaktadır.   Beceriksiz AKP hükümeti suçu vatandaşa, işadamlarına atmaktadır. Doğal felaketlerin sorumlusu olarak 16 yıldır yönettiği belediyeyi değil vatandaşı ve muhalefeti sorumlu göstermektedir.

 

10,4 milyar TL. olan 2009 yılı Hazine borçlanma limitini aşmış Ağustos ayında yaklaşık 4 katına yükselmiştir. Hükümet gelir ve harcama hedeflerini revize etmeden diğer bir ifade ile gerçek durumu yasallaştırmadan borçlanma limitinin 70 milyar TL ‘yi aşacağını beyan etmiştir.

Dış satımdan ümidin kesildiği, iç tüketimi canlandıracak bir hane halkı gelir artışı olmadığı bir dönemde ekonominin kötüleşmesinin bir ölçüde azalmasından mutluluk duyar hale gelen beceriksiz AKP hükümetidir.

Sayın Başbakan'ın bir gecede 10.000 $'ın üzerine çıkarmakla öğündüğü fert başına GSYİH'nın nerelere geldiğini vatandaşla neden paylaşmadığı da merak konusu olmuştur. Beceriksiz AKP hükümeti sayesinde 2009 yılı ilk altı ayında ülkenin GSYİH'sı yüzde 26, yaklaşık 100 milyar $ azalmıştır.

Vatandaşın takati, Kredi kart borçlarının yeniden yapılandırılmasına duyulan ilginin derecesinden ortaya çıkmaktadır. Vatandaş parası olmadığı için takatinin tükendiğini göstermiş ve adeta ne yapacaksanız yapın deyip durumunu arz-ı hal etmiştir. Beceriksiz AKP Hükümeti bunu anlamış mıdır?

Hükümetin üçüncü çeyrekte toparlanma olacağı yönündeki iyimser beklenti ve yönlendirmelerinin bir kandırmacadan ibaret olduğu aşikârdır. AKP hükümeti krizle başa çıkmakta etkisiz kalmış ekonomiyi derin bir resesyona sürüklenmekten kurtaramamıştır. 70 milyar TL bütçe açığı verildiği bir dönemde ekonomi de resesyonun devam etmesi, ülkemizdeki ekonomik krizin daha da derinleşeceğinin bir işaretidir. Bu durum önümüzdeki dönemde ekonomik toparlanmanın değil, IMF'ye ve enflasyon canavarına çıkartılan davetiyenin bir işaretidir. Ekonominin çok sıkıntılı olduğu bir dönemde küçülmedeki düşüşün azalmasından mutluluk duyması için vatandaşa sinyal göndermeye çalışmakta, ekonomideki kış güneşini müjdelemeye çalışmaktadır.