Hoşça kal, sağ kal, ayakta kal öğretmenim!

 

Dile kolay yıllarca öğrenerek öğretmek,

Ya da öğretirken öğrenmek!

Atanamayanı bir pişman,

Atananı bir başka pişman olsa da,

Bu gün tüm Türkiye’de öğretmenler gününü kutluyoruz.

Bugün neyi armağan edersen et,

Aslında,

“Öğrenci, tahta, tebeşir” üçlemesi yeter ona.

*

Derler ya,

Toplumu ayakta tutan 4 önemli unsur vardır.

Eğitim, Ekonomi, Hukuk ve Siyaset.

Siyaset toplumun iyi yönetilmesi…

Ekonomi iş hayatının adaletli düzenlenmesi...

Hukuk adaletin sağlanması…

Eğitim ise insanın doğru yetiştirilmesidir.

*

Onun için,

Bir yanında binlerce öğretmen açığı bulunurken,

Diğer yanında açıkta bekleyen dünya kadar öğretmeni olan memleketimiz,

Tam bir çelişkiler ülkesi görüntüsü verse de,

Memleketimin insanı.

Öğretmenine her zaman,

Bir rehber, bir ışık, bir model, bir eğitim sanatçısı olarak bakar,

Ama bu yine de “öğütülen öğretmen” gerçeğini saklamaz.

*

Öğretmen,

Öğütülen öğretmen.

Yollar, dağlar, terör engel değildir ona.

Maaşını bile çekemediği dağ köylerinde,

Derdinin o cüzi maaşından çok,

Başka bir ulvilik olduğunu anlatır gözleriyle, bizlere.

Bırakın “İlim Çin’de olsa bulup getirin” sözünü,

Burnunun dibindeki ilime uzak duranların ülkesinde,

Tek bir derdi vardır onun,

O da ilimi insanların ayağına götürmek.

Onun için “Öğretmen” değil, “Öğretmenim” deriz ona.

*

Peki, öğretmenlerimizin durumundan ne kadar haberdarız?

İşte bu sorunun cevabını bulmak için,

Eğitim-İş Sendikası,

Bir araştırma yapmış öğretmenler üzerinde.

Öğretmenlerin yüzde 82’si çocuklarının gıda,

Yüzde 84’ü kıyafet,

Yüzde 88’i de kıyafet giderini karşılayamıyormuş.

Bu nedenle de 100 öğretmenden 68’i psikolojik sorun yaşıyormuş.

Aynı araştırma Öğretmenlerimize bir başka soru yöneltmiş;

“En büyük lüksünüz nedir” diye?

Araba ve ev kelimelerini hayallerinde bile unutan öğretmenlerimiz,

Cevap olarak, “tatile çıkmak” demişler.

*

Ne deseydiler?

Öğretmenlerimizin yüzde 15.3’ünün aylık geliri 2500 lirayı geçmiyor.

Yüzde 51’inin geliri 2500 ila 3000 TL arasında.

Yaklaşık yüzde 80’i 5 yıl içinde banka kredisi kullanmış.

Yine yüzde 80’e yakını kredi kartını düzenli ve her zaman kullanıyor.

Kullananların yarısı da kredi kartı borcunu ödeyemiyor.

Ankete katılanların yüzde 90’a yakın olan kısmı,

Alım gücünde azalma olduğunu söylemiş.

Ve işin daha da hazin tarafı…

Öğretmenlerimizin ancak yüzde 27’si ayda ancak bir kitap okuyabiliyormuş.

*

Ne diyelim,

Bu ahval ve şerait içindeki öğretmenlerimize,

Yalnızca öğretmenler gününde,

“Sen büyüksün öğretmenim!” coşkusu verdiğimiz için,

Seneye yeni övgülerde buluşmak üzere…

Hoşça kal, sağ kal, ayakta kal öğretmenim!