Hepimiz biliriz.

Siyaseten çok sık kimlik ve kişilik değiştiren politikacılara,

Literatürümüzde ya “fırıldak” benzetmesi yapılır,

Ya da Zübük.

Böylesi adamlar,

(adam diyerek çok mu onurlandırdık acaba)

Kimi zaman demokrattır,

Kimi zaman liberal!

Bir bakmışsınız muhafazakâr olmuşlar,

Bir başka zaman ise sosyalist,

Olmadı sosyal demokratlığı denerler,

O da mı olmadı,

Bu kez ortalığa sözde “milliyetçiyim” diye çıkarlar.

*

Bunların ne çapı bellidir,

Ne de hudut ve ölçütleri.

Niyeti açıktan bozdukları için,

Her durumdan vazife çıkartıp,

Ayarsızlığı da elden bırakmadan,

Sözün şehvetine kapılarak,

Yanaştıkları kapıyı daha iyi yalamak maksadıyla,

Ne kantarda topuz tanırlar,

Ne de zırvalamakta sınır.

*

Artık tut tutabilirsen.

Zıvanadan çıkmıştır bir kere “sahte demokrat” fırıldak,

Vatan der, millet der, demokrasi der, adalet der.

Bunu yaparken de,

Kiraya verdiği kişilik ve karakterini,

Peşkeş çektiği düşünce namusunu,

Babasını bile gözden çıkarırcasına,

Küçük hesaplar yaparak büyük büyük laflar edip,

Krallığını ilan ediverir.

*

Kutsalı raf, onuru kirada olan bu karakterler.

Gelene ağam gidene paşam felsefesiyle,

Gün gelir tıpkı 1995’de olduğu gibi DYP’de boy gösterir.

Yıl 2002 olur Anavatan Partisinde gerdan kırar.

Bir bakmışsınız 2007’de Demokrat Partide Liderliğe soyunmuş,

Bir başka zaman ise 2011’de CHP’de top koşturmuş.

Ve şimdide bir başka yerde layığını bulmuş.

Şimdi;

Siyaset sahnesinde sergilediği bu kadar ikiyüzlülük,

Bu kadar ciddiyetsizlik ve ilkesizlik,

Bu kadar omurgasızlık ve dalkavukluk,

Ve bu kadar değişkenlik göstermiş bir politikacının,

Sizce söylediği sözün ağırlığı nedir?

Muhataplığı ve yorumu sizlere bırakıyorum.

Hey gidi Aytun Çıray hey..