Hani Hz. Ömer gibi adaletliydiniz! Hatırlayın... AKP mensupları tam 13 yıl önce, Üç "Y" diye, diye iktidar oldular. Üç "Y" diye diye yolunu buldular. Neydi bunlar? 1.Yoksullukla mücadele 2. Yasaklarla mücadele 3. Yolsuzlukla mücadele Oysa bunlar "yoksulluk" konusunda... İktidar oldukları gün 25 milyon olan, Açlık sınırı altında yaşayan vatandaş sayımızı, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Bugün 46 milyona ulaştı. * Ya yasaklar konusunda? Önce; Türklüğü, milliyetçiliği ve andımızı... Ardından da; Ulusal bayramları, gösteri ve yürüyüş haklarını, hatta durmayı bile yasakladılar. Yolsuzluk konusunda durum nedir? VİP atamalar, peşkeş çekilen özelleştirmeler, yok parasına yapılan kamulaştırmaları ayyuka çıkartırken... Yatak odalarında yakalanan para kasaları, ayakkabı ve çikolata kutularından fışkıran milyon dolarlarla... Cumhuriyet tarihine damga vuran "17-25 Aralık soruşturma operasyonuna" adını altın külçelerle yazdırdılar. Hem de Reza Zarrabın külçeleriyle. Neymiş? Yolsuzlukla mücadelede de sınıfta kalmışlar! * Gelelim şimdi konunun özüne. Devletin Resmi Kurumu TÜİK başta olmak üzere, Ülkemizde çeşitli sendikalar tarafından yapılan Açlık ve yoksulluk sınırı, Fizyolojik olduğu kadar, Sosyal gereksinimlerin de hesaplanmasıyla saptanıyor. Mesela dört kişilik bir ailenin, Her ay düzenli sinema masrafı, Tiyatro gideri ve... Kahvaltı sofrasına koyduğu, Zeytin, peynir ve reçel hesabı gibi! * Peki, yoksulluk sınırını oluşturan gerçek ölçütler bu mu? Aslına bakarsanız bu koşullar, Ülke şartlarında zengin bir ailenin yaşam koşullarıyla eş değerdedir. O nedenle bırakın açlık sınırını, Bu hesap kuru ekmeğin yoksulluk sınırıdır. İşte bu ahval ve şerait içinde, Aylık açlık sınırını 2 bin... Yoksulluk sınırını da 5 bin limitine dayandırırsan, Asgari ücretle mücadele veren bir ailenin, Geçim sınırını varın siz hesaplayın. * Sözüm o ki, "Dindar nesil" yetiştireceğini iddia eden bir hükümet, Ücretleri de o neslin dininin ölçütlerine göre belirlemesi gerekmez mi? Dahası Hz Ömer'in adaletini dilinden düşürmeyenler, Milletin A... koymak isteyen işadamı Mehmet Cengiz'in, 420 milyon liralık vergi borcunu affedip... Reza Zarrab'ın boğazda tahrip ettiği tarihi villayı görmezden gelirken, Hz. Ömer'in şu sözünü hiç hatırlamaz mı? "Çalışanlara bir daha muhtaç olmayacakları kadar ücret veriyorum."