Mobbing Eğitim, Yardım ve Araştırma Derneği (MEYAD) Başkanı İsmail Akgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "iş yerinde psikolojik taciz" olarak tanımlanan mobbingin, iş yerinde aşağılama, hakaret, yok sayma, ötekileştirme, kıdemini yükseltmeme gibi hareketlerle iş verenin veya yöneticinin çalışana yaptığı baskı anlamına geldiğini belirtti.

Mobbingin sadece çalışana zarar vermediğini aynı zamanda iş verene ve yöneticeye zarar verdiğini aktaran Akgün, "Mobbinge maruz kalan bir birey mutsuz oluyor, verimsizleşiyor. Hatta intihara kadar gidebiliyor. Ülke olarak her bireyin sağlıklı olmasına ihtiyacımız var. Bu zarar işverene, kümülatif olarak ülkemiz ekonomisine yansıyor." diye konuştu.

"Sevgi, saygı ve empatinin olduğu yerde verim, kalite artar"

Akgün, mobbing yapan yönetici, birim amiri ve iş verenin mobbinge uğrayan kadar zarar gördüğünü söyledi. Çalışanların aşk ile işe gitmesi gerektiğini ama mobbing gören kişilerin sıkıntıyla işe gittiğini vurgulayan Akgün, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İş yerimize en az 8 saat, yol ve fazla mesailerle 11-12 saat zaman ayırıyoruz. Bir günün yarısı iş ile geçiyor. Dolayısıyla iş yerinde bir aile ortamı oluşmalı. Hoşgörü, empati, sevgi ve saygı olmalı. Sevgi, saygı ve empatinin olduğu yerde verim, kalite artar."

Akgün, MEYAD'a mobbing görenlerin başvurmaları durumunda yardımcı olduklarını, kişilerin yaşadıkları sıkıntıların önce mobbing olup olmadığını anlayarak destek verdiklerini kaydetti.

"Öncelikle mahkemeye başvurmadan, şikayete yol açmadan, sorunu kurum içinde çözmenin yollarını arıyoruz. Bu sorunu aşamadığımız takdirde, kişinin mahkemeye gitmesi durumunda da destek veriyoruz." diyen Akgün, derneğin kurulduğu günden bugüne binlerce kişiye mobbing için destek verdiğini dile getirdi.

3 yılda 40 bin kişiye eğitim

Dernek bünyesinde MEYAD Akademi ismiyle eğitim verdiklerini ve Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya'da 3 yılda 40 bin kişiyi, mobbing ve çalışma hayatı konusunda bilgilendirdiklerini aktaran Akgün, şöyle devam etti:

"Bu yıl çok kapsamlı bir eğitim planı hazırladık. Eğitimleri gönüllü hocalarımız ücretsiz olarak verecek. Her kesime açık bu eğitimler. Eğitimlerimiz 15 günde bir cumartesi günleri olacak. Üç ilde de devam edecek. Etik değerler, mobbing hukuku, çalışma hayatında engellilerin erişebilirliği, sosyal medya okur yazarlığı, sağlıkta şiddet ve daha birçok konuda eğitimler veriyoruz. Sendikalar, Danıştay, Yargıtay, bakanlıklar ve üniversitelerin alanında uzman kişileri dersler verecek."

Mobbinge uğrayan kişinin, mutlak surette kendisine mobbing yapan yöneticiden uzak durarak, durumu bir üst amire şikayet etmesi gerektiğini vurgulayan Akgün, "Sözel olarak talepleri yerine gelmiyor ve mobbinge uğramaya devam ediyor ise mutlaka dilekçe ile kurumuna başvurmalıdır. Şayet dilekçesine cevap verilmiyorsa o zaman mahkemeye başvurma hakkı doğar. Sözel olarak başvuruda bulunması, o kişinin iyi niyetli olduğunu gösterir. Bu yüzden sözel olarak işlerini halletmelerini istiyoruz. Biz gönüllü danışmanlık yapıyoruz. Avukatlarla da çalışıyoruz. Mobbinge uğrayan kişilerin avukatlarını çalışma hayatı açısından bilgilendiriyoruz." değerlendirmesine bulundu.

"Sanayi, tekstil ve hizmet sektöründe mobbing fazla"

İsmail Akgün, araştırmaların, mobbinge uğrayanların sayısının özel sektörde kamu sektörüne göre daha fazla olduğuna değinerek, bazı sektörlerde mobbingin diğer sektörlere oranla daha çok görüldüğünü dile getirdi.

Akgün, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sanayi, tekstil ve hizmet sektöründe mobbingin daha çok olduğunu biliyoruz. Kamuda ise en çok sağlık ve eğitim branşlarındaki kişiler mobbing vakasına maruz kalıyor. Bu durumla bizim topyekün mücadele etmemiz lazım. Kişilik bozukluğu olan, beceriksiz yöneticiler yetersizliklerini örtmek için mobbing uygular. Kamu veya özel sektör fark etmez, liyakat ve ehliyetin öncelikli olarak ele alınması gerekiyor. Ekonomimizi yükseltmek istiyorsak, liyakat ve ehliyete öncelik vermeliyiz."