Türkiye'nin yeni Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen, "Çin'deki Türk sayısını ve Türk varlığını artırmayı hedefliyoruz." dedi.

Büyükelçi Önen, Çin ile ikili ilişkiler, gelecek hedefleri ve iş birliği fırsatlarına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Önen, yeni görev yerine gelmesinin ilk haftası dolmadan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in, güven mektubunu almak üzere kendisini kabul ettiğini belirtti.

Bu durumu Şi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan yakın dostluğuna ve Türkiye’ye verdiği öneme bağlayan Önen, “Normalde birkaç ayı alan bir süreci, bir haftadan kısa sürede tamamlayarak tam yetkili olarak göreve başladım.” diye konuştu.

Önen, iki ülkenin çok sayıda ortak hedefe sahip olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye ile Çin arasındaki dostluk, sadece diplomatik ilişkilerin başlamasıyla değil, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan güçlü temeller üzerine kurulan bir ilişki.” ifadesini kullandı.

Erdoğan ve Şi arasındaki güçlü dostluğun, ülkeler arasındaki ilişkilerde etkili motivasyon unsuru olduğunun altını çizen Önen, “Çin lideri Şi’nin inisiyatifinde tarihi İpek Yolu’nu yeniden canlandırmayı planlayan Kuşak ve Yol projesi, iki ülke arasındaki öncelikli iş birliği hedeflerinin başında geliyor.” dedi.

"Kuşak ve Yol, Türkiyesiz düşünülemez"

Büyükelçi Önen, 14. yüzyılın sonlarına doğru etkisini kaybeden İpek Yolu’nun, bu geniş kapsamlı proje sayesinde tekrar hayat bulacağına işaret ederek, “Çin’in çok büyük önem atfettiği Kuşak ve Yol İnisiyatifi, Türkiyesiz düşünülemez.” ifadesini kullandı.

"Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz demiryolu hayalinin gerçek olduğu günümüzde, modern ticaret kervanlarının artmasını arzuluyoruz." diye konuşan Önen, Türkiye’nin önünde önemli fırsatlar olduğunu kaydetti.

Önen, Türkiye’nin Çin ile olan ikili ticaretindeki mevcut durumun potansiyeli yansıtmadığını ifade ederek, “28 milyar dolar civarındaki yıllık ikili ticaret hacminin yaklaşık 25 milyar dolarlık kısmını Türkiye’nin Çin’den ithalatı oluşturuyor.” dedi.

Söz konusu ticaret açığının, “kolay dengelenemeyeceği” değerlendirmesinde bulunan Önen, “Ticaret dengesini sağlamak için Çinli firmaların yatırımlarını ülkemizde görmek istiyoruz ve finans kaynaklarının kullanımı açısından Türkiye’deki dev projeleri tanıtmak istiyoruz.” ifadesini kullandı.

Büyükelçi Önen, iki ülke arasında 2010 yılında imzalanan “Stratejik İşbirliği Anlaşması” ile ticarette ciddi ivme gözlendiğini dile getirerek, “2023 hedefleri doğrultusunda Çin önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda Çin ile her alandaki iş birliğimizi artırmayı amaçlıyoruz.” diye konuştu.

Çin’de 2018 yılının “Türkiye Turizm Yılı” ilan edildiğini hatırlatan Önen, “Bu, Çin’de Türkiye’yi tanıtmak için elimize geçen büyük bir fırsat.” dedi.

Önen, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 50’yi aşkın tanıtım projesi hazırlandığını söyleyerek, Pekin, Şanghay ve Guangco gibi büyük şehirler başta olmak üzere Çin genelinde faaliyet ve etkinlik takvimi oluşturulacağını belirtti.

Özellikle halka hitap eden Türkiye’nin kültürel zenginliklerini Çinlilerle buluşturmak istediklerinin altını çizen Önen, şunları kaydetti:

“Hacivat-Karagöz oyunu, tezhip ve ebru sanatını getireceğiz. Çin’de de çok önemli bir sanat dalı olan hat sanatını icra eden Türk ustaları Çin’e getirerek buradaki hat ustalarıyla etkileşim kurmalarını hedefliyoruz. Türkiye’nin sadece turizm ürünleri değil, bu vesileyle sektörel bazlı tüketim ürünlerinin de tanıtımını gerçekleştirmek istiyoruz. Mesela tarım ve gıda kalemlerinden seçkin Türk lezzetlerini tanıtarak Çinli ailelerin mutfağına gireceğiz. Antep fıstığı, zeytinyağı ve süt ürünlerimizi bütün seneye yayacağımız faaliyetlerle bu ülke halkına tanıtmayı planlıyoruz.”

"THY, Çin destinasyonlarını artırmalı"

Türkiye’nin orta vadede yılda 1 milyon Çinli turisti ağırlama hedefini birçok kez ifade ettiğini hatırlatan Önen, “Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olan Türk Hava Yollarının (THY) Çin’deki destinasyonlarını artırması gerekiyor. Mevcut durumda sadece Pekin, Şanghay, Guangcou ve Hong Kong’dan doğrudan uçuşlar var. THY’nin frekans sayısını artırmak için Çin’deki ilgili makamlarla görüşmelerimiz sürüyor.” diye konuştu.

Önen, her yıl 100 milyondan fazla turistin yurt dışına seyahat ettiğini belirterek, “Çinli turistler, gittikleri yerlerde bol harcama yapan nitelikli bir profile sahip.” dedi.

Çinli turistlerin “deniz, kum, güneş” arayışından ziyade kültür turizmini tercih ettiğine dikkati çeken Önen, Türkiye’nin bu anlamda ciddi avantajlara sahip olduğunu aktardı.

Önen, “Türkiye, bir açık hava müzesi. Çinli turistler, Pamukkale, Konya ve Kapadokya’ya hayranlar. Arkeoloji destinasyonlarını görmek istiyorlar. Şanlıurfa’da 12 bin 500 yıllık tarihe sahip Göbekli Tepe var. Bunlar gibi ilgi duyulan yerleri Çin’de etkin ve doğru bir şekilde tanıtmaya ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de "China Town" önerisi

Dünyanın her yerinde “China Town” tabir edilen küçük Çin şehirlerinin bulunduğunun altını çizen Büyükelçi Önen, “İstanbul başta olmak üzere Çinli turistlerin ülkemizde ilgi duyduğu destinasyonlara turizmi canlandırmak amaçlı belki daha küçük çaplı China Town dizaynları yapabiliriz.

Türkiye ve Çin’in birbirini Batılı kaynaklar üzerinden okuduğunu görüyoruz. Çin’de yaşamış, bu ülkeyi bilen, bu halkın konuştuğu dili konuşabilen ve o topluma uyum sağlamış bizden olan insanlara ihtiyacımız var.” diye konuştu. Önen, Türkiye ve Çin halklarının birbirlerini kendi gözünden okuyup kendi toplumuna anlatması gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Çin’in Türkiye ile sosyal, kültürel ve aile yaşamı anlamında bariz birçok benzer özelliği var. Ancak biz, benzerlikleri bize bakan yönüyle ve kendi gözümüzden göremediğimiz için bunların farkına varamıyoruz. Görev süremde en çok çaba sarf edeceğim konu, Çin’deki Türk sayısını ve Türk varlığını artırmak olacak. En büyük hedefimiz bu olacak. Çin, kültürünü, dilini öğrenmeden, insanını tanımadan, burada yaşamadan öğrenilecek bir ülke değil. Burada bizim ortak kültürümüz ve ortak tarihimiz var. Yaşadığımız etkileşimler var. Çin ile Türkiye’nin, aracıları devre dışı bırakıp birbirini kendi gözlerinden doğru bir şekilde tanıması gerekiyor.”

Büyükelçi Önen, “Ben Uzakdoğu kavramını da reddeden bir Büyükelçi olacağım.” ifadesini kullanarak, “Asya’nın doğu ucunda bulunan Çin’in Türkiye’ye ne kültürel ne de coğrafi olarak uzak olmadığına” işaret etti.

“Uzak batı kavramı olmadığı gibi Uzakdoğu kavramı da olmaması gerekiyor.” diye konuşan Önen, Türk iş adamlarının buraya uzak olarak bakmaması gerektiğinin altını çizdi.

Önen, “Çin’in artık sadece ucuz iş gücüyle anılan bir ülke değil, aynı zamanda Ar-Ge ve teknoloji üretiminin de giderek arttığı bir merkez haline geldiğini" belirterek, “Çinliler, artık sadece üreten değil, artık ciddi ölçüde tüketim yapan ve özellikle lüks tüketimi artıran bir toplum.” ifadesini kullandı.

"Türk iş dünyası, Çin pazarından gerekli payı alamıyor"

Hizmet sektöründe Çin’e yapılan yabancı kaynaklı yatırımların geçen sene 128 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Önen, “Dünyanın en büyük tüketim pazarı olan Çin’den maalesef Türk iş dünyası gerekli payı alamıyor.” dedi.

Bu anlamda iş dünyası temsilcilerine “Çin pazarına yönelmeleri” çağrısı yapan Önen, “Türkiye, Çin’den ithalat yapmanın yanı sıra buradaki pazarın barındırdığı dev fırsatları da mercek altına almalı.” diye konuştu.

Büyükelçi Önen, kendisinin de 10 sene önce Çin’de ticaret vesilesiyle yaklaşık 3 yıl yaşadığını vurgulayarak, “Sonrasında milletvekilliği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın başdanışmanlığı görevlerim sırasında da Çin’in önemini sıklıkla dile getiriyordum.” değerlendirmesinde bulundu.

İki ülkenin ilişkilerini sürekli artırmasına rağmen mevcut durumun potansiyele yakışmadığını aktaran Önen, “Çince bildiğim için buradaki muhataplarımla olan ilişkilerimde ciddi avantaj sağlıyorum. Burayı kişisel olarak da sevdiğim için Çin’deki çalışmalarımızla Türkiye’ye güzel mesajlar göndereceğimize inanıyorum.” ifadesini kullandı.