Diyarbakır'ın Dicle ilçesi kuzeyinde dün gerçekleştirilen operasyonda, PKK'lı teröristler tarafından daha önce araziye döşenen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 2 asker olay yerinde şehit oldu. Saldırıda ağır yaralanan Lice 1'inci Jandarma Komando Tabur Komutanlığı'nda görevli Jandarma Uzman Çavuş Fatih Uysal da kaldırıldığı hastanede kurtarılamadı. Şehidin cenazesi, askeri uçakla saat 14.15'te Gazipaşa- Alanya Havalimanı'na getirildi.


SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI DİKKATİ ÇEKTİ

Şehit Fatih Uysal'ın sosyal medyada yaptığı paylaşımlar da dikkati çekti. Bunlardan birinde Uysal'ın, "Bana 'sen kimsin' diye sorma. Çünkü benim hikayem çok uzun ve kanlı. Bizim atamız Mete Han, Çin'e set döşettirendir. Atamız Atilla Han, Avrupa'ya kan kusturandır. Atamız Alparslan Han, 50 bin ile 200 bin kişilik orduyu yok edendir. Atamız Kılıç Arslan, 2 bin kişiyle 500 bin kişilik bir orduyu Hatay'a kadar kovalayandır. Atamız Kürşad, 40 çeri ile binlerce kişilik Çin'e karşı durandır. Atamız Fatih Sultan Mehmed Han, gemileri karadan yürütüp çağ açıp, kapayandır. Ha bunlar zaman aşımına uğramış diyorsan daha dün Çanakkale'de 1 metrekareye 6 bin mermi düştüğünü gören, bir dakika sonra öleceğini bile bile bir adım geri atmayan, gözünü kırpmadan 'Allah Allah' diyerek ileriye koşan, 13- 14 yaşlarında şehit düşen ama yüzlerinde tebessüm olan, kadınları cesurca cepheye giden, yüreğinde tek vatan aşkı yaşayan bir milletin torunuyum. Atatürk dediğinde herkesin saygı duruşuna geçtiği bir atanın torunuyum ben. Bugün bile şehadet şerbetini içen şehitlerimiz var, korkusuz ve cesur. Ben nasıl gurur duymam tarihimle, milletimle. Her zerrem şöyle bağırır benim, Türk olduğumdan gurur, Müslümanlığımla onur duyuyorum" mesajını paylaştığı görüldü.

'BUGÜN NASIL ÖLELİM?'

Şehit Fatih Uysal'ın bir başka paylaşımında ise şu ifadeler yer aldı:

"Bugün nasıl ölelim istersiniz? Bombalı araçla mı, pusuya düşerek mi, yoksa mayına mı basalım? İsterseniz soğuktan ölelim. Ya da eşimiz aş erdiği için kafamıza kurşun mu yiyelim; size hangisi uyar? 1 senelik evli mi ölelim? Doğmamış çocuğumuzun hasretiyle beklerken mi? ATM'den ölmek için çektiğimiz paranın hakkını vererek mi, yoksa eşimizle çarşı- pazardayken arkamızdan vurularak mı ölelim? O şanlı Türk bayrağımız toprak eve mi asılsın, yoksa tek göz eve mi? Bugün hangi şekilde istersiniz? Eee sonuçta ölmek için maaş alıyoruz biz."