Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) iş birliğinde ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının katkılarıyla iki gün sürecek "Göç ve Diaspora" temalı"Ortadoğu ve Kuzey Afrika Düşünce Kuruluşları Buluşması" forumu düzenlendi.

Başkentte bir otelde düzenlenen forumun açılış oturumuna, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, YTB Başkan Yardımcısı Abdulhadi Turus ve ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal'ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

"Filistinli mülteciler konusu kanayan bir yara"

Foruma katılan Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, "Ülkelerin Göç Politikaları" başlıklı oturuma başkanlık yaptı.

İşler, burada yaptığı konuşmada, günümüzde dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunların başında göç ve mülteci konusunun geldiğine işaret ederek, özellikle Orta Doğu bölgesi başta olmak üzere birçok ülkenin mülteci sorunuyla mücadele etmeye çalıştığına işaret etti.

Türkiye ve çevresindeki ülkelerin mülteci veren ve alan ülkeler olduğuna dikkati çeken İşler, 6 milyon Suriyelinin ülkesindeki iç savaş nedeniyle çevre ülkelere göç etmek zorunda kaldığını ifade etti. İşler, bölgesel açıdan bu durumun insan ticareti, yasa dışı göç ve ekonomik sorunlara yol açtığının altını çizdi.

Suriye gibi Yemen ve Irak'ın da iç çatışma ve terör örgütlerinin varlığı gibi çeşitli nedenlerle göç sorunuyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan İşler, "Filistinli mülteciler konusu da kanayan bir yara ve bütün Orta Doğu bu sorunla boğuşuyor. İsrail ise bu meseleyi her zaman unutturmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı. 

İşler, ülkelerin tek başına göç ve mülteci sorunlarının elemeyeceğini, bu sorunlarla mücadele edebilmek için uluslararası iş birliği yapılması gerektiğinin altını çizdi.

"Göç, ülkeleri zenginleştirebilecek bir olgu"

Forumda konuşan Dışişleri Bakanlığı İltica Dairesi Başkanı Bekir Utku Atahan, göç olgusunun tarih boyunca var olduğuna işaret ederek, göçün dinamiklerinin iyi analiz edilmesi ve göç konusunun iyi yönetilmesinin önemine işaret etti.

Göçün ülkeleri zenginleştirebilecek bir olgu olduğunu, iyi yönetildiği taktirde bireyleri ve ülkeleri zenginleştirebildiğini söyleyen Atahan, ABD, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerin göçlerle kurulduğunu ve göçmenlerin katkılarının önemli olduğuna vurgu yaptı.

Atahan, "Göçün iyi yönetilebilmesi için öncelikle uluslararası iş birliği şart. Hiçbir ülkenin ve kurumun, göç olgusunu tek başına yönetmesi mümkün değil. Bu yüzden, tüm uluslararası kuruluşlara, ülkelere ve özel sektörler ile akademi dahil tüm paydaşlara önemli görevler düşüyor." dedi.

Türkiye'nin göç olgusundan etkilenen ülkelerin başında geldiğine işaret eden Atahan, Türkiye'nin göç politikasının insan odaklı olduğunun altını çizdi.

Atahan, Türkiye'nin, yaklaşık 3,6 milyon geçici koruma altındaki Suriyeliler başta olmak üzere yaklaşık 4 milyona mülteciye ev sahipliği yaptığını belirterek, Türkiye'nin bu kişilere eğitimden sağlığa, istihdamdan sosyal hizmetlere kadar geniş yelpazede hizmet sunduğunu kaydetti.

Türkiye'nin bu alandaki tecrübelerinin yol gösterici olduğunu ve uluslararası platformlarda paylaştığını söyleyen Atahan, uluslararası topluma sorumluluk bağlamında yük paylaşılması konusunda çağrıda bulundu. 

"Mülteci ve yabancı düşmanlığı bir ülkeyi fakirleştirir"

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay da göç konusunun çok geniş bir coğrafyayı etkilediğine dikkati çekerek, insanların eğitim ve kariyer gerekçeleriyle ya da daha iyi koşullarda yaşama arzusu ile göç ettiğini ancak bu sosyal göçün yanı sıra iç savaşlardan ya da siyasi baskılardan dolayı kendi topraklarını terk etmek zorunda kalanların da olduğunu vurguladı.

Zorunlu göçün trajik sonuçları olduğuna anlatan Aktay, Türkiye'nin ülkeye gelen Suriyelilere yönelik tutumuna dikkati çekti. Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını söyleyen Aktay, "Türkiye, Suriyeli mültecilere 'mülteci' bile dememek gibi bir yaklaşımda bulundu, 'misafir, tanrı misafiri' demeyi tercih etti. Aşını paylaştı. Hem halkıyla hem devletiyle olabilecek en güzel şekillerde karşılamaya çalıştı." diye konuştu.

Ürdün ve Lübnan 'ın da nüfuslarına oranla çok sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını belirten Aktay, batının kendi sebep olduğu istikrarsızlıklardan kaynaklı göçün sorumluluğunu üstlenmediğini ifade etti.

İslam ülkelerinin de göç konularında başarılı politikalar yürütmesi ve dayanışma içinde olması gerektiğini kaydeden Aktay, "Bir ülkede mülteciyle savaş, o ülkeyi fakirleştirir. Mülteci düşmanlığı, yabancı düşmanlığı bir ülkeyi fakirleştirir." dedi.