ANKARA (AA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in avukatlarının da arasında bulunduğu 52 avukat hakkında hazırlanan iddianamede, avukatların özellikle 2014-2016 yıllarında sözde cemaatle ilişkili ve hukuki yardımda bulundukları dernek, vakıf, sendika, şirket, kamu görevlisi, özel kişiler hakkında yapılması muhtemel veya başlanan adli, idari soruşturmaları önceden haber alarak, özellikle ByLock üzerinden adli ve idari mercilerin işlemlerini boşa çıkarmaya yönelik birbirlerine ve diğer örgüt üyelerine gayrimeşru tavsiye ve telkinde bulundukları belirlendi.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Hukuk ve Hayat Derneğinin yapısı irdelendi.

İddianamede, tüzüğüne göre amacı, "Türk hukuk sisteminin geliştirilmesi ve evrensel ölçülere ulaştırılması için her türlü faaliyette bulunmak, mevcut hukuk düzeni içerisinde meydana gelen yasalara aykırı her türlü faaliyete karşı mücadele etmek, başarılı hukuk fakültesi öğrencilerine burs vererek onları teşvik etmek ve kaliteli hukukçuların yetişmesine katkıda bulunmak" gibi faaliyetler gösterilen Hukuk ve Hayat Derneğinin zaman içerisinde Ankara'da faaliyet gösteren FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup ve sempatizan avukatları bir araya getirdiği belirtildi.

İddianameye göre, avukatlar, bu dernek üzerinden, hukuk fakültesinden mezun öğrencileri Ankara'da sözde cemaate ait evlere yerleştirerek, bakım ve iaşelerini üstlendi. Avukatlık stajı yapmak isteyenler, özellikle cemaat mensubu avukatların yanına yerleştirildi. Örgütün 4-5 kişilik sohbet gruplarına dahil edilen hakim-savcı adayları ile staj yapan avukatlara, bu toplantılarda, örgüte bağlılıklarını arttırmak ve örgütün talimatlarını yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Gülen'in vaat ve talimatlarını içeren görüntüler izletildi.

Örgüte bağlılığı ve hizmeti konusunda başarı gösteren avukatlar, ev sorumlusu abi, imamlığa yükseltildi, örgüt yöneticilerinin tavsiyesi ve organizasyonu ile FETÖ/PDY'nin mali durumu iyi kişi şirket ve kurumlarının avukatlık görevini yapmaları sağlandı, bu şekilde avukatlığa yeni başlayan örgüt üyelerinin mali durumlarının iyileştirilmesi amaçlandı.

Örgüt üyesi avukatlardan 2009-2016 yıllarında değişik miktarlarda himmet olarak toplanan paralar, derneğin resmi hesaplarına yansıtılmadan örgüt yöneticilerinden toplandı ve buradan örgüte aktarıldı.

Avukatlar, yine dernek adı altında, devletin özellikle paralel yapılanmayı tasfiye etmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet içinde yoğun mücadele yürüttüğü 2014-2016 dönemindeki faaliyetleri ile ÖSYM tarafından yapılan KPSS, YGS, LYS gibi sınavlardaki usulsüzlüklerle ilgili yürüttüğü idari işlemlerin, evrensel hukuk kurallarına ve insan haklarına aykırı olduğu algısı oluşturmaya yönelik basın açıklamaları yaptı.

Avukatlar, bu konularda organize şekilde sosyal medya paylaşımları, adli ve idari işlemleri yapan görevliler üzerine baskı oluşturma amaçlı şikayetlerin yapılması, basın ve kamuoyu önünde küçük düşürme, itibarsızlaştırma gibi eylemlerle terörle mücadeleyi akamete uğratma, engelleme, geciktirme ve meşru hükümetin düşürülmesi, iş yapamaz hale getirilmeye çalışılması şeklinde eylemler yürüttü.

Avukatların bu eylemlerini, ABD'de yaşayan örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den talimat alarak gerçekleştirdiği tespit edildi.

- Gönüllü olarak görev aldılar

Örgüt üyeleri hakkında 2010-2016 sürecindeki eylemlere ilişkin Türkiye genelinde ve Ankara'da yürütülen soruşturmalarda, örgütsel birliktelik kapsamında örgüt yönetici ve üyesi avukatların gönüllü ve talimatlı olarak görev aldıkları da belirlendi.

Bu kapsamda avukatların, terör örgütü elebaşı Gülen'in 25 Aralık 2013 tarihli çağrısı üzerine Bank Asya'ya para yatırdıkları, ByLock kullanıcısı oldukları da belirtilen iddianamede, "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün eylemlerinin, soruşturmalarda deşifre edilmesinin engellenmeye çalışılması, örgüt yöneticileri tarafından belirlenen strateji doğrultusunda savunmaya yönelik tüm talep ve beyanların soruşturmaları engellemeye, geciktirmeye, soruşturmada görev alan adli kolluk ve yargı mensupları üzerinden baskı oluşturmaya yönelik olması, şüphelilerin organize bir şekilde hareket etmeleri ve örgüt tarafından yönlendirilmeleri nedeniyle eylemlerinin iddia ve savunma dokunulmazlığı sınırları içinde değerlendirilemeyeceği" tespiti yapıldı.

Avukatların, özellikle 2014-2016 yıllarında sözde cemaatle ilişkili ve hukuki yardımda bulundukları dernek, vakıf, sendika, şirket, kamu görevlisi ve özel kişilerin haklarında yapılması muhtemel ve başlanan adli ve idari soruşturmaları önceden haber alarak, özellikle ByLock üzerinden adli ve idari mercilerin işlemlerini boşa çıkarmaya yönelik birbirlerine ve diğer örgüt üyelerine gayrimeşru tavsiye ve telkinde bulundukları ortaya çıktı.

Bu kapsamda, defter ve belgelerin yok edilmesi, nakitlerin tasfiyesi, gerekirse yönetim değişikliği yapılması, banka hesaplarında para bulundurulmaması, sözde cemaate ait kayıtların güvenli yerlere taşınması, iletişim araçları ile irtibat kurarken dikkatli olunması, dernek, vakıf, sendika ve şirketlerin örgütle ilişkisi olmayan güvenilir kişilere devrinin sağlanması, adli ve idari işlem yapılan görevlilerin şikayet edilmesi, sosyal medya hesapları üzerinden cemaat lehine, adli ve idari kurumlar aleyhine karalama kampanyaları yapılması gibi faaliyetler yürütüldü.

Avukatlardan, Abdulkadir Ceylani Özgül, Adnan Şeker, Ali Yıldız, Ali Fuat Babatan, Hayrettin Açıkgöz, Mehmet Derdiyok, Mehmet Kasap, Mehmet Rasim Kuseyri, Melik Bayat, Nurullah Albayrak, Hasan Basri Aksoy, Mustafa Kocadağ'ın örgütün karar mekanizması içinde yer almaları, haklarındaki iddia ve delillerin yoğunluğu, mal varlıkları, görev aldıkları dernek ve vakıflardaki konumları, özellikle ByLock içeriklerinden diğer örgüt üyelerine 2008-2016 yıllarında talimat veren yönetici konumunda oldukları belirlendi.

Gülen'in avukatlarından Nurullah Albayrak'ın, FETÖ'ye maddi destek sağlamak amacıyla sözde dini cemaate yardım bahanesiyle dini duyguları istismar da ederek, bir kısım adli ve idari dava sahiplerinden, birçok kez kişisel ilişkilerini kullanarak davaların lehe sonuçlandırılacağı vaadiyle maddi menfaat temin ettiği de tespit edildi.