Altındağ Belediyesi Kurban Kesim Merkezi'ni gezen Kılıç, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Kendisinin de daha önce hayvancılıkla uğraştığını, büyükşehirlere kurbanlık hayvan getirdiğini belirten Kılıç, o dönemde şartların çok kötü olduğunu ama şimdi belediyelerin açtığı yerlerin daha düzenli hale getirildiğini vurguladı.

Kurban satış merkezinde, Türkiye'nin dört bir tarafından gelen hayvan üreticilerinin sorunlarını dinleyen Kılıç, üreticilerin girdi maliyetlerinin yüksekliği ve havyan fiyatlarının düşük olmasından şikayetçi olduğunu dile getirdi. 

Bu yıl girdi maliyetlerinin yüzde 30 civarında arttığına işaret eden Kılıç, "Canlı hayvan kilosu geçen yıl yaklaşık 19 liraya satılıyordu. Bu yıl ise 22 liraya satılıyor. Yani fiyatlarda yaklaşık yüzde 15 oranında bir artış var. İnsanlarımız, üreticilerimiz elbette daha iyisini hakkediyor ama bu olayın bir de tüketici tarafı var. 22 liranın şu an her iki tarafı da kurtarabilecek bir rakam olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.

Kılıç, kurban satışlarında hem üreticinin hem de tüketicinin mutlu olması için fiyatların dengede olması gerektiğini, aksi takdirde taraflardan birinin mutsuz olacağını kaydetti.

- "Kurbanlık için hayvan ithal etmedik"

Üreticilere şimdiye kadar 120 milyar lira destek verildiğini ifade eden Kılıç, "Üreticiler bu desteği almamış olsaydı şu an köylerde üretici kalmazdı. Elbette üreticilerimizin sıkıntısı var ama hükümetimiz bu konuda gereken desteği veriyor. Politikalarımızla üreticiyi ayakta tutuyoruz. AK Parti 17 yıldır bunu yapıyor. Üreticiye olan desteklerimizden bir adım geri çekmiş olsaydık şu anda bu üreticileri de bulamayacaktık." diye konuştu.

Yurt dışından kurbanlık ithal edilmediğini belirten Kılıç, "Bizim hayvan ithal ettiğimiz dönemler oldu. Türkiye'de her yıl ortalama 850 bin büyükbaş, 2 milyon 700 bin de küçük baş hayvan kurban kesiliyor.  Hayvan stokumuza baktığımızda 1 milyon 250 bin büyükbaş, 3 milyon 500 de küçükbaş hayvan stokumuz var. Dolayısıyla burada fazla hayvanımız var. İthalata gerek yok ve ithalat da yapmıyoruz. Biz kurbanlık için hayvan ithal etmedik. Özellikle tüketiciler çok net bilsin ki aldıkları hayvan kendi üreticimizin beslediği, büyüttüğü, semirttiği, doğal ve organik hayvandır." değerlendirmesinde bulundu.

Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumların kurbanlık hayvanların sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaşmasını sağladığını anlatan Kılıç, şöyle konuştu:

 "İlçe ve illerde hayvanların ön muayene, aşı ve ilaçlarına bakılıyor. Bütün bunlar yapıldıktan sonra pasaport düzenlenip büyükşehirlere hayvan gönderiliyor. Yolda da yine denetlemeler yapılıyor. Çalıntı hayvanlar bu pazarlara giremez. Buradaki hayvanlar, sahibi belli olan, aşıları, yaşları bilinen hayvanlardır. Kulak küpe numarasını girdiğiniz zaman hayvana ait bütün bilgilere ulaşabilirsiniz. Hayvanlar doğduğu ilk günden beri kayıt altına alınıyor." 

-"Hayvanın göreceği şeklide bıçak bilemeyin"

Kılıç, bir yaşını tamamlamış küçükbaş hayvanlar ile iki yaşını tamamlamış büyükbaş hayvanların kurbanlık olarak kesilebileceğini anımsattı. Yunus Kılıç, hayvanların yaşını tamamlayıp tamamlamadığının alt çenedeki iki süt dişinin düşmesinden anlaşılabileceğini, bu süt dişleri düşen hayvanların kurban olarak kesilebileceğini söyledi. 

Kılıç, kurban kesmenin göründüğü kadar kolay bir iş olmadığı ve eline bıçağı alan herkesin bu işi yapmaması gerektiği uyarısında bulundu. İslam dininin, eziyet edilmeden hayvan kesimini emrettiğini kaydeden Kılıç, hayvanın göreceği şeklide bıçak bilemenin ve kör bıçağın kullanılmasının çok yanlış olduğunu aktardı.

Yunus Kılıç, hayvanların da hakkını olduğunu ve hayvanlara merhametle muamele edilmesi gerektiğini vurguladı.

Dünyaya rezil olmamak için hayvan kesiminin belediyelerin veya ilgili birimlerin açtığı kesimhanelerde yapılmasını isteyen Kılıç, "Sokaklarda, bahçelerde hatta bazen banyolarda bile bunu yapanlar var. Bu vahşet görüntülerini ortadan kaldırmamız lazım." ifadelerini kullandı.

Kılıç, "Dinimiz kurban etini 3'e bölmeyi uygun buluyor. Bu etlerden bir kısmı misafirlere bir kısmı ihtiyaç sahiplerine bir kısmı da eve ayrılıyor ama bu bir farz değildir. Bakıyorsunuz, etleri koymak için kocaman bir derin dondurucu alanlar var. Bu dondurucuya verilen paraya yazık. Bunları eti olmayanlara versek daha iyi olur. Ayrıca kurban etinin bir sonraki yıla bırakılmasının da kurban mantığına uygun olmadığını düşünüyorum." diye konuştu.

Kılıç, üreticilerle sıkı pazarlığın yapılaması ve daha ucuza almak için bayramın üçüncü gününün beklenmesini de doğru bulmadığını kaydetti.

Tüketicilerin "Fiyatı düşüreyim veya öldüreyim diye" bunu yaptığını belirten Kılıç, "İlahiyatçı değilim ama bu davranışın kurban mantığına uygun olduğunu düşünmüyorum. Bunun bir maliyeti var. İnfak etmeye, hakka yanaşmaya çalışıyorsun ama bu birinin hakkını yemekle olmaz. Hakka yaklaşmak, hak yenerek olmaz. Öncelikle üreticinin maliyetinin karşılanması lazım. Fiyatı öldürüp almak için fırsatçılık yapmamak lazım. Özellikle tüketicilerimize söylüyorum: Emin olun kurban duygusuna zarar vermiş olursunuz." değerlendirmesinde bulundu.