Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 317 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra sanık yakınları ve avukatları katıldı.

Müştekilerin beyanlarının alınmasıyla devam edilen duruşmada konuşan Güven Kartal, olay günü görevli olduğu için Jandarma Okullar Komutanlığında bulunduğunu, darbe girişimine yönelik faaliyetler başlamasından sonra da darbeciler tarafından bir odaya kapatıldığını anlattı.

Bulunduğu odanın dışında eli silahlı 2 eski teğmenin beklediğini kaydeden müşteki Kartal, "Benim yanımda bulunan ismini hatırlamadığım bir teğmene, 'Beni vuracak mısınız?' diye sorduğumda, 'Bana silah doğrultursanız, emir gelirse gözünüzün üstünde kaşınız var demem, çeker vururum' dedi." ifadelerini kullandı.

"Mesajları okumaya yetkiniz yok"

Müştekilerden Alim Yılmaz, 15 Temmuz akşamı harekat merkezinde nöbetçi astsubay olduğunu, saat 22.00'den sonra "harekat yıldırım" konulu mesajların gelmeye başladığını belirtti. Yılmaz, mesajların gelmesinden önce kışlada olağandışı bir durumun olmadığını dile getirdi.

Darbeciler tarafından çekilen mesajı nöbetçi subaya götürdüğü esnada bir teğmenin "Mesajları okumaya yetkiniz yok." diyerek elinden aldığını ve nöbetçi subay odasına götürdüğünü ifade eden Yılmaz, teğmen İsmail Yıldız'ın da kendisine, "Bir binbaşı gelecek, emirleri size o verecek." dediğini ve bu saatten sonra gelecek emirleri de olay tarihinde Jandarma Okullar Komutanı olan eski tuğgeneral Sadık Köroğlu'na götürmesi telkininde bulunduğunu aktardı.

Gece boyunca sanık Köroğlu'nun odasına 5-6 sefer gittiğini ancak sözde emirlerin içeriğini bilmediğini belirten müşteki Yılmaz, yaşananlardan şüphelenmesi üzerine haber merkezinde çalışan askerlerle birlikte burayı kapatmaya karar verdiklerini anlattı.

Sanıklardan şikayetçi olduğunu beyan eden Yılmaz, davaya müdahillik talebinde bulundu.

Müşteki Hasan Mutlu, olay tarihinde Jandarma Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Okulu (MEBS) şube müdürü olarak görev yaptığını, 15 Temmuz akşamı ise evinde bulunduğunu anlattı.

Boğaz köprülerinin kapatılması ve devlet büyüklerinin açıklamalarından sonra bazı subaylarla ne yapabileceklerine ilişkin bir görüşme yaptıklarını ancak kışlaya giriş çıkışın yasaklandığını öğrenmesi sonucu beklemeye başladıklarını beyan etti.

İlerleyen zamanda müştekilerden Alim Yılmaz ile telefon görüşmesi yaptığını kaydeden Mutlu, Yılmaz'ın kendisine gelen mesajları Sadık Köroğlu'na teslim ettiğini söylediğini, Köroğlu'nun eski albay Özkan Doğanay ve sivil bir şahısla odasında olduğunu söylediğini belirtti.

Sabah 05.50 sularında kışlaya gittiklerini ve kışladan çıkış yapmak isteyen bir araçtan üzerlerine ateş edilmesi sonucu çatışma yaşandığını belirten Mutlu, çatışmadan kısa süre sonra da bir helikopterin bölgede uçuş yaptığını anlattı.

Kendileri ile çatışanların sanık eski yarbaylar Fazıl Ergün ve Yavuz Aydın olduğunu daha sonradan kameralardan tespit ettiğini bildiren müşteki Mutlu, Kara Havacılık Komutanlığındaki darbe girişimine ilişkin davada itirafçı olan sanık İlkay Ateş'in de çatışma yaşanması üzerine Jandarma Okullar Komutanlığına gönderildiğini beyan ettiğini söyleyerek, buradaki sanıklar ile darbeci helikopter pilotları arasında darbeye iştirak konusunda irtibat olduğunu belirtti.

İlerleyen saatlerde de darbecilerin bir kısmını teslim aldıklarını anlatan Mutlu, sanıklardan şikayetçi olarak davaya katılmak istediğini dile getirdi.