Yakın Doğu Üniversitesi Deprem ve Zemin Araştırma ve Değerlendirme Merkezi Başkanı (DEPZEM) Doç. Dr. Cavit Atalar, İzmir'de meydana gelen deprem ve KKTC'nin depreme ne kadar hazır olduğu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Atalar, “İzmir depreminin Kıbrıs ve Akdeniz'e doğrudan bir etkisi yok. Türkiye'de yaşanan depremler Kıbrıs'ı etkilemeyecek. Ancak zemin etüdü ve binaların depreme uygunluğu konusunda hatırlattığı hassasiyet çok önemli dersler içeriyor” dedi.

KKTC'nin deprem riski hakkında konuşan Doç. Dr. Atalar, depremlerin bölgemizin bir gerçeği olduğunu hatırlatarak, tedbiri elden bırakmadan depremin meydana getirdiği felaketlerden etkilenmemek için zeminle uyumlu, depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

KKTC sınırlarında geçmişte yaşanan depremlerin kentlere büyük hasar verdiğini anımsatan Doç. Dr. Cavit Atalar, “Deprem öldürmez, çürük yapılar öldürür. Eski deprem yönetmeliğiyle yapılan binalar denetlenmeli” şeklinde konuştu.

“Ülke olarak bir depreme karşı hazır değiliz”

Doç. Dr. Cavit Atalar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde deprem olması durumunda büyük bir yıkımın gerçekleşebileceğine de dikkat çekti. Doç. Dr. Atalar, “Bölgemiz aktif fay hatlarıyla çevrili olduğundan deprem riski her zaman var. Depremin ne zaman olacağı belli olmasa da Kıbrıs'ta geçmişte birçok deprem yaşandı. 1953 yılında 8 saniye ara ile 6.0 ve 6.1 büyüklüğünde yaşan deprem sonucunda 9 köy yok oldu” dedi. Doç. Dr. Cavit Atalar'ın dikkat çektiği bir diğer konu ise KKTC yapı stokunun durumu oldu. Deprem ve Zemin Araştırma ve Değerlendirme Merkezi Başkanı, “Ülkemizdeki binalar depreme karşı hazır ve güvenli değil. Özellikle eski deprem yönetmeliği ile yapılan binalar denetlenmeli. KKTC'deki ilk deprem yönetmeliği 1973 yılında yapıldı. Söz konusu yönetmelik 2019 yılında yenilendi ancak 1960'dan önce inşa edilen binalar herhangi bir plana bağlı kalmadan yapıldı. Günümüzde yapılan inşaatlar Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin planlamalarıyla yapılıyor. Bazı binaların zemini bazı binaların da inşası sağlam değil. Bu yapılar sıkı bir denetimden geçirilmeli” dedi.

“Zemine göre tasarım ve bina yapılmalı”

Zemin etüdünün nitelikli bir şekilde yapılması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Cavit Atalar, binaların temel tasarımının zemine göre planlanması gerektiğinin altını çizdi. Depremin meydana getirdiği felaketlerden etkilenmemek için depreme dayanıklı binaların işa edilmesinin önem arz ettiğini belirten Doç. Dr. Atalar, “Depremleri önleyecek grişimlerde bulunmalıyız. Hiç deprem olmayackamış gibi düşünüp, her an deprem olacakmış gibi yolları, hastaneleri, okulları, evlerimizi, otelleri  kurallara uygun zeminle uymlu olacak şekilde yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

“Deprem öldürmez, çürümüş yapılar öldürür”    

İzmir depreminde yaşanan yıkımla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Deprem ve Zemin Araştırma ve Değerlendirme Merkezi Başkanı Doç. Dr. Cavit Atalar, İzmir'de yapıların yumuşak zemine yapılmasının depremin yıkıcılığını artırdığını söyledi. Betorname binaların ömrünün yaklaşık 50 yıl olduğunu belirten Doç. Dr. Atalar, İzmir'de zayıf zeminde yapılmış, eski binaların yıkıldığını belirtti.

Deprem istasyonunda gözlem yapılıyor

Yakın Doğu Üniversitesi Deprem ve Zemin Araştırma ve Değerlendirme Merkezi olarak kurdukları Deprem İstasyonu'nda sürekli gözlem halinde olduklarını da dile getiren Doç. Dr. Atalar, radyofrekans dalgalarını ölçerek olası bir depremin önceden ön görülüp görülemeyeceği üzerinde çalıştıklarını kaydetti.