İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğündeki depreme ilişkin, "Çadırda kalmak durumunda olup da çadıra ulaşamamış, jandarmamız ve korucularımız tarafından çadırı kurulmamış hiçbir vatandaşımızla karşılaşmadık." dedi.

Ersoy, Malatya Turgut Özal Üniversitesinde düzenlenen "Farkında mıyız" adlı panelde yaptığı konuşmada, son iki haftada yaşanan olaylar nedeniyle morallerinin bozulduğunu dile getirdi.

Afetin üçüncü gününden itibaren deprem bölgelerini ziyaret ettiklerini belirten Ersoy, "Aç, açıkta kalan, 'bana sıcak bir çorba ulaşmadı' ya da 'benim bir ısıtıcıya ihtiyacım var' diyen, çadırda yaşamak durumunda kaldığı halde çadıra ulaşamamış olan hiçbir vatandaşımızla karşılaşmadık. Bu, hiç çadır ihtiyacı yok anlamına gelmesin. Özellikle seçerek söylüyorum, çadırda kalmak durumunda olup da çadıra ulaşamamış, jandarmamız ve korucularımız tarafından çadırı kurulmamış hiçbir vatandaşımızla karşılaşmadık." diye konuştu.

Mehmet Ersoy, zor bir süreç yaşadıklarını ifade ederek Türkiye'nin birçok badireleri, felaketleri, kazaları ve krizleri göğüslediğini söyledi.

"Devletimiz yanımızdaydı, hiçbir şeyimiz eksik edilmedi"

Türkiye'nin genel anlamda afetlere karşı inanılmaz bir müdahale, arama ve kurtarma refleksine sahip olduğunu aktaran Ersoy, dünyada bunun örneği olmadığını kaydetti.

Afet olduğu andan itibaren devlet yetkililerinin afet bölgesine gittiğini anlatan Ersoy, şöyle devam etti:

"Bugün nerede bir afet olursa anında ilgili bakanlarımız mutlaka afet bölgesinde oluyor. Cumhurbaşkanımız da mutlaka afetin birinci ya da ikinci günü afet bölgesinde olabiliyor. Şu öz güvenimiz var; Allah beterinden saklasın, yaraları sarmak için ne yapmamız gerekiyorsa bunu yaparız. Çıktığımız her meydanda, köy kahvesinde, cemevinde, cami avlusunda... Gönül huzuru içerisinde şunu söyleyebiliyoruz, 'bir isteğiniz var mı, sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı, bir eksiğimiz kaldı mı?' Her taraftan da 'Allah devletimize zeval vermesin, deprem gecesinden itibaren devletimiz yanımızdaydı, hiçbir şeyimiz eksik edilmedi' duasıyla oradan ayrılıyoruz."