Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında, firari terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak'' ve ''kasten öldürme'' suçlarından, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler Faruk Mercan, Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan ile avukat Halil İbrahim Koca hakkında ise ''silahlı terör örgütüne üye olma'' ile ''kasten öldürme'' suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması istendi. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü tarafından yürütülen Hrant Dink cinayeti soruşturmasında, yeni bir gelişme yaşandı. Elde edilen yeni deliller doğrultusunda, savcılık, firari Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler Faruk Mercan, Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan ile avukat Halil İbrahim Koca hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. 

Savcılığın talep yazısında, Dink cinayetine ilişkin ''Anayasa dışı bir güç merkezi olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında Fetullah Gülen cemaati adı altında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü olarak örgütlenen yapının, anayasal düzeni silah zoruyla cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırıp bu düzen yerine, CIA gibi yabancı devlet istihbaratı kontrolünde bulunan meczup silahlı terör örgütü lideri Gülen'in kontrolünde sapkın dini inançları referans alınarak başka bir düzen getirmek, yasama, yürütme, yargı ve diğer tüm devlet kurumlarını silahlı kuvvetler ve emniyet teşkilatını denetimlerine almak için FETÖ/PDY örgütünün şiddet içeren bir başlangıç eylemidir'' denildi. 

Dink cinayeti eylemini gerçekleştiren bir kısım kamu görevlilerinin, eylemi başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu açtıkları ve denetledikleri vurgulanan yazıda, cinayet öncesi FETÖ örgütünün amaçları doğrultusunda, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğünde 2006 yılında yasa dışı olarak kurulup 2012 yılına kadar çete faaliyeti yürüten C-5 Büro Amirliğinde, FETÖ mensuplarınca Silahlı Kuvvetler ve emniyet teşkilatında terör örgütüyle iltisaklı olmayan kamu personeli ile ilgili tasfiyelerin yapıldığı anlatılarak, örgüt tarafından, 15 Temmuz askeri darbe kalkışmasının önünü açmak için Ergenekon, Balyoz kumpas soruşturmalarının hazırlıklarının yapıldığı kaydedildi. 

Cinayetten sonra örgüt mensuplarının Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve İl İstihbarat Müdürlüklerindeki kadroları işgal ettikleri bildirilen yazıda, ''Yapılan tasfiyeler ve kadrolaşmalardan sonra Oda TV, Şike, MİT soruşturması, 17-25 Aralık kumpas ve darbe soruşturmaları yapılmış, sonucunda örgütün nihai amacının sağlanmasının temini maksadıyla Türkiye Cumhuriyetinin anayasal düzenini cebir ve tehdit kullanarak değiştirilmesi için 15 Temmuz başarısız askeri darbe kalkışmasında bulunulmuştur.'' değerlendirmesi yapıldı. 

Cinayete ilişkin bir kısım kamu görevlileri hakkında dava açıldığı, aralarında Ramazan Akyürek, Coşgun Çakar, Tamer Bülent Demirel ve Yunus Yazar'ın da bulunduğu 24 kişinin örgütün şifreli mesajlaşma programı olan "ByLock" kullanıcısı oldukları kaydedilen yazıda, şu ifadeler yer aldı:

''Cinayetin Türkiye kamuoyu ve Ermeni diasporasının etkin olduğu Avrupa ve Amerika'daki etkisi, gerçekleştirilen eylemin şiddet içeren silahlı örgütsel konumları ve sonucunda, bürokrasi kadrolarının ele geçirilmesi nedeniyle, eylemin FETÖ lideri Gülen'den bağımsız olarak, bilgi ve onayı dışından gerçekleştirildiğinin kabulü mümkün değildir.'' 

- Samast'ın görüntüsü 

Yazıda, Dink cinayetinin faili Ogün Samast'ın 20 Temmuz 2007'de, Samsun'da yakalandıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldüğü anlatılarak, Samast'ın beyanına göre ''Dink'in cesedi başında öldürülmekten korktuğu için açamadığı Türk bayrağını, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde jandarma ve emniyet görevlilerince zorla eline tutuşturularak açtırılmış görüntülerin alındığı'' ifade edildi. 

Savcılığa teslim edilen görüntüler 10 dakika 20 saniye olmasına rağmen, Samsun Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünce, network üzerinden, başında Ali Fuat Yılmazer'in bulunduğu İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğüne gönderilen görüntülerin 44 saniye olduğu belirtilen yazıda, ''Soruşturmanın tutuklu şüphelisi Ercan Gün, 30 Ocak 2007'de Zaman gazetesinde halen yurt dışında kaçak olarak bulunan FETÖ'nün medya tetikçileri Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan ve Mehmet Faruk Mercan ile örgüt içerisinde 'abi' konumda bulunan avukat Halil İbrahim Koca ile buluşmuş, kendisine haber olarak yayınlayacağı görüntüler burada verilmesine rağmen, görüntülerin Samsun Jandarma Komutanlığında çekildiği algısı yaratılması için Samsun'a gönderilmiştir.'' değerlendirmesinde bulunuldu. 

Şüpheli Gün'ün yayınladığı görüntülerin, network üzerinden Yılmazer'e gönderilen 44 saniyelik görüntüler olduğu bilgisi verilen yazıda, bu görüntülerin Samsun Jandarma Komutanlığında çekilmiş gibi yayınlanmasıyla, Dink cinayetinin arkasında ''ulusalcılar'' olduğu algısı oluşturularak, Ergenekon operasyonlarının zemininin hazırlandığı ve cinayetin medya tetikçiliğiyle oluşturulan kumpasla yerine getirildiği kaydedildi. 

- ''Zekeriya Öz, Alman istihbaratının korumasında'' 

Ergenekon ve kumpas operasyonlarını yürüten savcının Zekeriya Öz olduğu, Öz'ün halen Almanya'da Alman istihbarat servisinin korumasında bulunduğunun altı çizilen yazıda, yine cinayet soruşturmasında tutuklu Muharrem Demirkale'nin cinayet öncesi ve sonrasındaki görev ve bağlantılarına dikkat çekildi. Demirkale'nin Dink cinayeti sırasında, İstanbul Jandarma Komutanlığında görev yaptığı ve Ogün Samast'ı izlediği, yine Demirkale'nin cinayetin hem öncesinde hem de sonrasında eski savcı Zekeriya Öz ve emniyet istihbaratçısı Ali Fuat Yılmazer'le telefon irtibatının bulunduğu ifade edilen yazıda, Muharrem Demirkale'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Jandarma Genel Komutanlığı binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirildiği hatırlatıldı. 

Yazıda, söz konusu nedenlerle, firari terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak'' ve ''kasten öldürme'' suçlarından, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler Faruk Mercan, Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan ile avukat Halil İbrahim Koca hakkında ise ''silahlı terör örgütüne üye olma'' ile ''kasten öldürme'' suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması talep edildi.