Pendik'te hamile kadının bulunduğu araca saldırı olayına ilişkin tutuklu yargılanan Hasan ve Hüseyin Sel'in tahliyesine hükmedildi.

Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Hasan ve Hüseyin Sel ile avukatları katıldı. Duruşmada, Yunus Emre Bahçıvan, hamile eşi Ayfer Bahçıvan ve avukatı hazır bulundu.

Kimlik tespitinin ardından savunması alınan Hasan Sel, olay günü annesinin şeker komasına girmesi nedeniyle kardeşi Hüseyin Sel'le araçlarıyla emniyet şeridinde gittiklerini anlattı.

Aracı kardeşinin kullandığını, o esnada yan tarafta seyreden sürücünün aracını kendilerine doğru kırdığını anlatan Sel, araçların aynalarının birbirine temas ettiğini söyledi.

Sanık Hasan Sel, o temas sonrası kardeşinin ani fren yaptığını belirterek, daha sonra aracın solundan geçerek ilerlemeye devam ettiklerini savundu.

Müştekinin aracını tekrar kendi otomobillerinin önüne aldığını ve tekrar yan aynalarının birbirine temas ettiğini öne süren Sel, "Ben camdan 'Sen ne yapıyorsun, bizim hastamız var.' dediğim halde, bana, 'Magandalar benim aynama vurdunuz. Gidemezsiniz sizi polise teslim edeceğim.' dedi. Bizim ağzımızdan küfür çıkmadı. Biz devam ederken aracımızın sol tarafına kullandığı otomobilin sağ tarafıyla vurdu. Biz de bunun üzerine durduk. Araçtan inerek müştekinin yanına gittik. Müştekiye 'Ne yapmaya çalışıyorsun?' dedik." ifadelerini kullandı.

Sanık Hasan Sel,  müştekinin annesiyle ilgili sözler söylemesi üzerine dayanamadığını öne sürerek, kendisinin de şeker hastası olduğu için sinirlendiğini, yapmaması gereken şeyleri yaptığını, bu nedenle de pişman olduğunu ifade etti.

Hakimin, "Niye emniyet şeridinden gidiyorsunuz?" sorusuna sanık Hasan Sel, annesinin rahatsızlığı nedeniyle emniyet şeridini kullanmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Diğer tutuklu sanık Hüseyin Sel de olaya karışan aracı kendisinin kullandığını, arabanın yan aynasına ilk çarpanın müşteki Yunus Emre Bahçıvan olduğunu öne sürerek, savunmasında şunları anlattı:

"Ben ilk çarpışmada müştekiye 'pardon' anlamına gelecek şekilde el ettim. Çünkü araçların aynaları temas etmişti. Bizim sol ayna ile onun sağ aynası temas etmişti. Normal şeride geçtik. 15-20 saniye o şekilde devam ettik. Bu sefer bizim sağ, onların sol aynası temas etti. O sırada Yunus Emre Bey'in ağzından annemizle ilgili bir söz çıktı. Bize hitaben küfür etti. '07 plakalı, Antalya plakalı magandalar.' gibi laflar etti." 

- "Müştekilerden, kamuoyundan ve ailemizden özür diliyorum"

Hüseyin Sel, annelerinin rahatsızlığının, ağabeyi ve kendisini paniklettiğini anlatarak, emniyet şeridinin 100-150 metre ilerisinde polis ekiplerinin beklediğini, müştekinin kendilerine yönelik "Sizi polise teslim edeceğim." demesi üzerine ağabeyinin sinirlendiğini aktardı.

Hüseyin Sel, kendisinin de bir yandan araç kullandığını, bir yandan da sinirlenen ağabeyini sakinleştirmeye çalıştığını dile getirdi.

Bu olayın kendilerine yakışmadığını ifade eden Sel, "Babamdan, dedemden gelen işletmeyi sürdürüyoruz. Yanımızda 150 kişi çalışıyor. Müştekilerden, kamuoyundan, kendi ailemizden özür diliyorum." dedi.

- "Bize verilen en büyük ceza sosyal medyadaki linç girişimi"

Sanık Hüseyin Sel, olayın ardından sosyal medyadan kendilerine yapılan hakaretlerden çocuklarının olumsuz etkilendiğini belirterek, olayın boyutunun çok büyüdüğünü, şirketlerine gelen telefonların, edilen küfürlerin ardı arkasının kesilmediğini söyledi.

Bunun üzerine şirket çalışanlarının telefon santralini kapattığını anlatan Sel, 4 milyon 750 bin lira gelir vergisi ödediklerini, kendilerine verilen en büyük cezanın sosyal medyadan yapılan linç olduğunu ifade etti.

Müşteki Ayfer Bahçıvan da sanıklardan herhangi bir özür duymadıklarını belirterek, daha önce düşük yaşadığı için şimdi çok dikkat ettiğini söyledi. Bu durumu bilen eşinin durmadan yoluna devam ettiğini anlatan Bahçıvan, sanıkların daha sonra araçla önlerini kestiklerini kaydetti.

Bahçıvan, sanıkların aracın camını kırıp kendilerine bir şey yapmalarından korktuğunu dile getirerek, eşinin "Eşim hamile" demesine rağmen cama vurmaya devam eden sanıkların iyi niyetli olmadığını düşündüğünü söyledi.

Yunus Emre Bahçıvan da eşinin hamile olmasından dolayı araçla aniden durma ve kalkış yapmadığını, bu nedenle de yola devam ettiklerini anlatarak, kendilerine yol vermeyen sanıkların iddiasının doğru olmadığını savundu.

Sanıkların sinyal vererek yol istemeleri halinde geçmelerine müsaade edeceklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Yol vermediğim için sanıklar çok öfkeliydi. Öfkeleri yüzlerinden okunuyordu. Eşim birden panik oldu. Ben camları kapattım, kapıları kilitledim. Telefonumu çıkardım. Yanıma geldikleri esnada kayda başladım. Yanıma geldiler. Amaçları kapıyı açıp bana ulaşmaktı ama açamadılar. Kapıyı açamadıkları için camı yumruklamaya başladılar. Ben o esnada eşimin hamile olduğunu söyledim. Hatta duysunlar diye camı hafifçe araladım. Ama hiç merhamet etmediler. Eşim 'Polisi arayacağım.' dediğinde sürücü kısmındaki şahıs, mimik hareketleriyle, dalga geçer gibi 'Ara polisi gelsin.' dedi." 

Sanık ve müştekilerin dinlenilmesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, delillerin güvence altına alınması, sanıkların kaçma durumunun bulunmaması nedeniyle tutuklu sanıklar Hasan ve Hüseyin Sel'in tahliyesine hükmetti. Mahkeme, adli kontrol hükümleri kapsamında sanıkların yurt dışına çıkış yasağı koydu.

- "Gereken cezayı almalarını istiyoruz"

Duruşma sonrası adliye çıkışında avukatıyla birlikte gazetecilere açıklama yapan Yunus Emre Bahçıvan, önemli olan şeyin bebeklerini sağ salim kucaklarına almak olduğunu söyledi.

Bir sonraki duruşmanın doğumdan sonra yapılacağını dile getiren Bahçıvan, "Tamamen toplum baskısından ötürü özür dilemeleri söz konusuydu. Bunu zaten hakime de söyledim. Kesinlikle pişmanlık duygusu yok. Beyanları bizim yaşadıklarımızdan tamamen farklıydı. Gereken cezayı almalarını istiyoruz." dedi.

Diğer müşteki Ayfer Bahçıvan, olayı unutmaya çalıştıklarını belirtti.

- İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Hasan Sel ve Hüseyin Sel'in "kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma", "mala zarar verme" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 5 yıl dörder aydan yirmişer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.