ERZURUM

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs'ta hangi sorunlarımız var, bu sorunlarımızı konuşmamız, tartışmamız, taleplerimizi sıralamamız gerekiyor. Eleştireceksek eleştirmemiz gerekiyor ama bunu bizim yapmamız gerekiyor. Olay Taksim takıntısına kaldığı zaman bir kısım grupların 'Taksim'e çıktım çıkacağız' kavgası ne yazık ki Türkiye'de hem 1 Mayıs'a büyük haksızlıktı hem emekçilere büyük haksızlıktı hem de gerçekten Türkiye'nin hak etmediği bir durumla karşı karşıya kalmasına sebep oluyordu." dedi.

Arslan, kent merkezinde bir restoranda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Erzurum'un çok farklı ve kadim bir şehir olduğunu, birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını söyledi.

Erzurum'da farklı bir 1 Mayıs gerçekleştirmek istediklerini belirten Arslan, "Hak-İş'in burada yaklaşık 15 bin üyesi var. Samsun, Amasya, Tokat, Çorum, Yozgat, Kayseri Kahramanmaraş, Adıyaman ve Şanlıurfa aksının doğusunda kalan bütün illerden katılım bekliyoruz." dedi.

Arslan, 1 Mayıs'ı sadece büyük metropollere hapsetmek yerine artık bütün millete ve halka tanıtmak istediklerini belirterek, şöyle devam etti:

"1 Mayıs bir ideolojik kavganın aracı olarak gerginliklerin yaşandığı bir gün değil aslında. Dünyanın hemen hemen tamamına yakın ülkelerinde kutlamaların yapıldığını ve her ülkeye has özgün bir kısım kutlamaların olduğunu söylemek mümkün. Bizim için kutlamanın başka bir özelliği var. Bu sene Şikago'dan bir heyet 8 Mart Kadınlar Günü için ülkemize gelmişlerdi. Hak-İş'in sendikacılık konusundaki tutumu, 1 Mayıs konusundaki samimiyeti onları da etkilemişti. İnşallah Şikago'da 1886 yılında tekstil işçilerinin birlikte 8 saat çalışma talebini yaptıkları Haymarket'te bir anıt var, o anıtta Hak-İş'in logosunu ve ismini plaka olarak çakacağız. Türkiye'de sadece Hak-İş bunu başarmış oluyor. O anıtta Hak-İş'in adının olması bizim için büyük bir ayrıcalık ve gurur melesi."

"Bütün alanlar 1 Mayıs alanı, bütün alanlar Taksim alanı olabilir"

Hak-İş olarak Türkiye'de 1 Mayıs'ı aslına uygun olarak, bütün yönleriyle ve tarihsel gelişimiyle Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak yaptıklarını aktaran Arslan, Türkiye'nin ve 1 Mayıs'ın normalleşmesi adına ciddi fedakarlıklar ve çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.

Arslan, iki yıldır 1 Mayıs'ı birlikte kutladıkları arkadaşlarının da Taksim ısrarından vazgeçmiş olmasının Türkiye'ye çok büyük bir hayırlı iş olduğuna işaret ederek, "Bütün alanlar 1 Mayıs alanı, bütün alanlar Taksim alanı olabilir. Esas olarak bir alana özellikle bir mabet muamelesi yapmak söz konusu olmaz." diye konuştu.

Taksim alanının tarihsel bir önemi olduğuna değinen Arslan, şunları kaydetti:

"Bundan 40 yıl önce o büyük kalabalığa yapılan saldırı münasebeti ile hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızın hala faillerinin bulunamamış olması bu devlet için bir ayıp. 1 Mayıs'ta hangi sorunlarımız var, bu sorunlarımızı konuşmamız, tartışmamız, taleplerimizi sıralamamız gerekiyor. Eleştireceksek eleştirmemiz gerekiyor ama bunu bizim yapmamız gerekiyor. Olay Taksim takıntısına kaldığı zaman bir kısım grupların 'Taksim'e çıktım çıkacağız' kavgası ne yazık ki Türkiye'de hem 1 Mayıs'a büyük haksızlıktı hem emekçilere büyük haksızlıktı hem de gerçekten Türkiye'nin hak etmediği bir durumla karşı karşıya kalıyorduk. Her yıl insanlar 1 Mayıs denilince bir tedirginlik, bir gerginlik, hakikaten sokakların, belli bölgelerin kapatılması dünyada hiçbir çağdaş demokraside olmayan olayla karşılaşıyorduk. Taksim kutlamaları açıldığı zaman biz yine Taksim'de olacağız. 2009'da olan biz Hak-İş olarak Taksim'e çıkmıştık. 2010-2011'de diğer örgütlerle beraber birlikte kutladık. Yine kutlayabiliriz ama illa da 'Taksim olmazsa meşru olmaz', 'Taksim olmazsa 1 Mayıs kabul edilmez' gibi bir anlayışı kabul etmek mümkün değildi. Önemli olan 1 Mayıs'ın ruhuna uygun bir 1 Mayıs birlik dayanışma gününü kutlamak gerekiyor."