Tokat'ta yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan S.A, ifadesinde, örgütün hakim-savcı çalışma evlerinde kaldığı dönemde, "İrem" kod adını kullanan H.S'nin, kolyesinde sakladığı flaş bellekteki sınav sorularını yemin ettirerek kendilerine verdiğini itiraf etti.

Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesinde, FETÖ'ye yönelik davada, "terör örgütüne üye olmak" suçundan eşiyle birlikte yargılanan H.S'nin dosyasına, Tokat'ta yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan S.A'nın etkin pişmanlık hükümleri kapsamında verdiği ifadesi gönderildi.

S.A. ifadesinde, terör örgütüyle liseden mezun olduktan sonra gittiği FETÖ dershanesinde tanıştığını, hukuk fakültesinde okurken de devlet yurdunda kalmasına rağmen örgütün sohbet toplantılarına katıldığını aktardı.

Üniversitenin beşinci yılında, sınıfta kalanlar devlet yurduna alınmadığı için terör örgütüne ait yurda geçtiğini anlatan S.A, "Ben bu yapının yurdunda kalırken, öğrenci evlerinde kaldığını bildiğim ancak öğrenci olmayan 'Necmiye abla' bir sohbet esnasında 'mezun olunca ne yapacağımı sordu. Ben de hakim-savcılık sınavına hazırlanacağımı ve hakim olmak istediğimi söyledim. Bunun üzerine çalışma evlerinden bahsetti. Düzenli çalışabileceğim için teklifini kabul ettim." ifadesini kullandı.

"Örgüt evine gelirken başını aç"

S.A, kaldığı yurda gelen "Gülşah" kod isimli kişinin, kendisiyle ve bazı öğrencilerle birebir görüşerek, "Eğer Ankara'daki hakim-savcı çalışma evlerinde kalmak istiyorsan telefonunu getiremeyeceksin, böyle bir ev olduğundan kimseye bahsetmeyeceksin" dediğini aktararak, "Ayrıca Ankara'daki çalışma evine gelirken başımı açmam gerektiğini söyledi. Ben de kendisine neden başımı açacağımı sordum. O da 'zaten hakim olurken açacağımı, mülakat aşamasında kapalıların şansının olmadığını' söyleyerek beni ikna etti." dedi.

Mezun olduktan sonra "Gülşah" kod adlı kişinin kendisini Ankara'da otogarda karşıladığını ve örgütün evine yerleştirdiğini ifade eden S.A, burada kendisini "İrem" ismiyle tanıtan kişinin ise gerçek isminin H.S. olduğunu kaydetti.

"Kapıyı tek kişi açsın, komşulara kendinizi avukat olarak tanıtın"

Bu kadının eve giriş çıkışlarda tedbirli olunması konusunda talimatlar verdiğini anlatan S.A, şunları aktardı:

"İrem, 'evde cep telefonu kullanmanın yasak olduğunu' söyleyerek, yanında telefonu olanların kendisine vermesini istedi. Ayrıca bu evde sabit bir hat olduğunu, ailelerimiz ve yakınlarımızla bu hat üzerinden görüşebileceğimizi söyledi. Ben de yakınlarımla bu hat üzerinden görüştüğümü hatırlıyorum. İrem, evden kendilerini aradığımızda gerçek isimlerimizle değil, mahlas isimlerle görüşmemizi istedi. Ben de 'Serra' mahlas ismini kullanıyordum. Yine İrem'in, 'komşulara hepiniz birlikte gözükmeyin, eve biri geldiği zaman kapıyı tek kişi açsın, komşulara kendinizi avukat olarak tanıtın' şeklinde talimatlar verdiğini hatırlıyorum."

S.A, eve ayda bir ya da iki kez gelen H.S'nin, 2013'teki idari yargı sınavından bir gün önce de eve geldiğini anlatarak, şu bilgileri paylaştı:

"İrem, evde bulunanlara abdest almalarını söyledi. Sonra evin bir odasında herkesle birebir görüştü. Ben bu hakim savcı çalışma evine gelirken soruların verilip verilmediğini bilmiyordum. Bunu abdest aldıktan sonra birebir görüşmede öğrendim. Ben odaya girdiğimde İrem, 'burada gördüklerini evdekiler de dahil kimseye anlatmayacaksın' diye uyardı. Daha sonra elinde bulunan yemin metnini bana uzatarak sesli okuduktan sonra Kur'an'a el basmamı istedi. Ben halen soru verileceğini düşünmüyordum. Bu yemin metni, annemin, babamın gözümün önünde ölmesi, doğmamış çocuğumun ve ileride olacak eşimin üzerine çok ağır ve çirkin bir yemin metniydi. Ben bu şekilde yemin edip, Kur'an'a el bastıktan sonra salona geçtim."

Boynundaki kolyeden flaş bellek çıktı

Evde kalan diğer kişilerin de odaya girip çıktığını ve daha sonra salonda toplandıklarını belirten S.A, "İrem, boynundaki kolyeden idari yargı sınav sorularının olduğu flaş belleği çıkardı ve getirdiği dizüstü bilgisayara taktı. Bilgisayardan sorulara bakmamızı söyledi. Bu şekilde yarın ki sınavda çıkacak sorular olduğunu anladık. Bu sorulara yaklaşık 15-20 dakika kadar baktık. İrem, biz sorulara bakarken sürekli acele etmemizi ve çıkması gerektiğini söylüyordu." ifadesini kullandı.

S.A, İrem'in sınavdan bir gün önce getirdiği soruların bazılarının sınavdakiyle birebir aynı olduğunu, bazılarının ise şıklarının yerlerinin değiştirildiğini anlatarak, buna rağmen sınavı kazanamadığını belirtti.

Tutuksuz yargılanan sanık H.S'nin, S.A'nın ifadesi doğrultusunda mahkemece tutuklanmasına karar verildi.