Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen eski Yargıtay Üyesi İsmail Ergün'ün yargılandığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca esas hakkındaki mütalaa verildi.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmada, tutuksuz sanık eski Yargıtay Üyesi Ergün hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Ergün'ün yakınları da katıldı.

Dosyaya gelen yazı cevapları ve belgelerin okunmasının ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, sanık hakkında hazırlanan esas hakkındaki mütalaayı okudu.

Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelerin anlatıldığı mütalaada, tanık beyanları ile diğer bilgi ve belgelere yer verildi.

Sanığın örgüt mensuplarının talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçildiği ifade edilen mütalaada, örgüt üyeliğinden soruşturma ve kovuşturma geçiren yargı mensupları ve sivil imamlarla bir araya geldiğinin ortak baz sinyalinden anlaşıldığı kaydedildi.

Ergün'ün 2014'te Bank Asya'da hesap açtığı da belirtilen mütalaada, diğer yargı mensuplarıyla Ankara'daki bir ankesörlü telefondan ardışık arandığına ilişkin kayıtlar da okundu.

Mütalaada, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle, örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "silahlı terör örgütü üyesi" olma suçunu işlediği sonucuna varıldığı bildirildi.

Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyo-kültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki konumu itibarıyla bu oluşumun, bir silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğuna işaret edilen mütalaada, sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanamayacağı belirtildi.

Esas hakkındaki mütalaada, sanığın örgüt üyesi olma suçundan TCK'nin 314/2 ve terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Sanığın Yargıtayda görevlendirilmesi, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eşdeğer şekilde yüksek yargı içerisinde konumlandırılması ve FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi talep edildi.

Mütalaaya karşı söz verilen sanık Ergün, ankesörlü telefondan ardışık arandığına ilişkin tespiti kabul etmedi ve kayıtlardaki telefonun kendisine ait olmadığını savundu. Ergün, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrolün devamını, esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için sanığa gelecek celseye kadar süre verilmesini kararlaştırdı.

Ankesörlü telefondan aranan hattın kime ait olduğunun ilgili kurumdan sorulmasına, duruşmanın 11 Şubat 2019'a bırakılmasına karar verildi.