Türk denizciler Selim Ekmekçioğlu, İbrahim Iğnak ve Lütfi Erman Atamer, 56 günlük alıkonulmanın ardından cumartesi günü özgürlüklerine kavuşunca daha önce yolculukları sırasında geçtikleri Cibuti'ye 3 günlük yolculuğun ardından geri döndü.

Denizciler burada mart sonunda da kendilerine yardım eden Türkiye'nin Cibuti Büyükelçisi Salim Levent Şahinkaya tarafından misafir edilirken, telefonda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Dünya turu yaptıkları "Murat Reis" isimli teknenin sahibi Selim Ekmekçioğlu, serbest bırakılmalarındaki çabaları için başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve emeği geçen tüm Türk makamlarına teşekkür etti.

Ekmekçioğlu, Kızıldeniz'deki kötü hava koşulları nedeniyle yanaşmak zorunda kaldıkları Eritre'nin Marsa Fatma bölgesinin 1 mil açığında demirlediklerini, burada askerlerin tekneye çıktığını ve askeri bir tesise götürüldüklerini söyledi.

Eritre'de tutuldukları askeri üste 56 gün boyunca kendilerine iyi davranıldığını, kötü muamele görmediklerini vurgulayan Ekmekçioğlu, başlarından geçenleri anlatırken, şunları söyledi:

"Eritre'de o kadar süre neden kaldık bilmiyoruz. Bize hiçbir şey söylemediler ama her zaman bize iyi davrandılar. Bizim için birkaç kez oğlak bile kestiler. Oğlak buralarda çok kıymetli misafirler için kesiliyor. En sonunda ayrılacağımızı söylediler.

Bizim kaldığımız askeri üssün komutanı bizim için yemek verdi. Ertesi gün bizzat bizi uğurladı. Hatta askeri üste komutan dışında soğuk su içen sadece biz vardık. Onlar ne yemek yerse, aynısı bize de geliyordu. Askerler bize karşı çok iyiydi, yanımızdan geçtiklerinde hep selamlaşıyorduk. Değişik bir tecrübeydi ama biraz uzun sürdü."

Orada kaldıkları günleri anlatan Ekmekçioğlu, "Biraz canımız sıkıldı. Telefonlarımızı aldılar. Telefonla konuşmamıza da izin vermediler. Öyle bir sıkıntımız da vardı." diye konuştu.

Ekmekçioğlu, bundan sonraki planlarını anlatırken, teknenin iki motorundan birinin bozuk olduğunu ve tamir edilmesi için çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Haftada bir gün bir Türk gemisi Cibuti'den Türkiye'ye gidebiliyormuş. Bir gemiyle Türkiye'ye dönebiliriz veya motor ve yelken yapılırsa buna bakabiliriz. Henüz bilmiyoruz. Çok yorulduk ve yıprandık. Çok halimiz kalmadı ama hedefimiz bir an önce Türkiye'ye dönmek. Vatanımızı çok özledik. Artık güvenli sulardayız. O yüzden çok rahatladık. Psikolojimiz düzeldi. Diken üstündeydik. 'Niye bu insanlar bizi tutuyor' diyorduk."

"15 gün karantinaya razıydık"

Denizcilerden İbrahim Iğnak, "Eritre'ye ulaştığımızda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle uygulanan karantinayı teknede geçireceğimiz söylendi." dedi.

Daha sonra kendilerine, karaya çıkmalarının, komutanın evine davet edildiklerinin söylendiğini aktaran Iğnak, şöyle devam etti:

"Biz de karaya çıkınca 5 dakikalık bir yol sandık. Halbuki orası değilmiş. Küçük bir askeri köye götürdüler. Önce 15 gün karantinaya razı olduğumuzu söyledik. 15 günden sonra anladık ki daha fazla tutulacağız. Sebebini sormaya başladık. Biz sordukça etraf daha da sıkılaşmaya başladı. Sonuçta iki ayı bitirdik. İlk 15 gün sandığımız şey 56 güne çıkınca sinirler gittikçe geriliyor, umutsuzluk artıyor."

Sağlık durumlarının iyi olduğunu, kendisine 3 yıl önce by pass ameliyatı yapıldığını, düzenli kullandığı ilaçları da temin edebildiğini belirten Iğnak, "İlaçlarım belli bir süre yetecek kadar vardı ve bitti ama Eritre'de bizi tutan askerlerin komutanı ilaçlarımı aldırdı. Şimdi 1-2 günlük ilacım kaldı ama burada temin edeceğiz." ifadesini kullandı.

Iğnak, "Hükümetimizin yetkililerinden, eşimizden, dostumuzdan, akrabamızdan, kurtulmamıza vesile olanlardan Allah binlerce kez razı olsun." dedi.

Dönüş yolunda talihsizlikler

Lütfi Erman Atamer ise Selim Ekmekçioğlu ile Yelken Federasyonundan tanıştıklarını, Ekmekçioğlu'nun teklifiyle dünya turuna Sri Lanka'da katıldıklarını ve Türkiye'ye dönmek üzere Maldivler üzerinden Kızıldeniz'e girdiklerini anlattı.

Atamer, "Biz aslında nisan sonuna kalınca mevsimi kaçırdık. Üç kere kuzeye gitmeyi denedik ama olmadı. Birinde yelken yırtıldı, birinde balon yırtıldı, birinde motor arızalandı. Rüzgar kuzeyden estiği için Süveyş Kanalı'na giremedik. Katamaranların dezavantajı var. Rüzgara karşı gitmekte zorlanıyor." ifadesini kullandı.

Yelken yırtık olduğu için iki motor da tam çalışsa bile yolculuk için yetersiz kalacağını ifade eden Atamer, şunları söyledi:

"Türkiye'ye dönüş için yelkenden ziyade hava rejimini beklemek lazım. Güneyden esen rüzgarları beklemek lazım. O da seneye mart oluyor. Bizim önerimiz; yelkenlinin burada kalması, seneye Türkiye'ye götürülmesi yönünde. Selim Bey bu sene götürme taraftarı. Böyle olunca gemiye yükleyip götürme alternatifi ortaya çıktı ama henüz karar verilmedi."

"Birkaç gün Cibuti'de kalacaklar"

Büyükelçi Levent Şahinkaya da Türk denizcilerin teknesinin dün gece yarısından sonra Cibuti'de Sahil Güvenlik Komutanlığının iskelesine vardığını, büyükelçilik olarak buraya yanaşmaları için gerekli izinleri aldıklarını aktardı.

Sabah olduğunda tekneye bir doktor geldiğini ve denizcilere Kovid-19 testi yapıldığını anlatan Şahinkaya, daha sonra denizcilerin ülkeye girebilmesi için Cibuti Göç İdaresinden resmi yazı aldıklarını belirtti.

Şahinkaya, teknenin iki motorundan bozuk olanın ve yırtık yelkenin tamiri için Cibutili makamların yardımcı olduklarını kaydederek, "Şu anda çok iyiler. 56 günün sonrasında dinleniyorlar. Birkaç gün daha burada olacaklar." dedi.

Dünya turu yapıyordu

Selim Ekmekçioğlu, emekli olduktan sonra Eylül 2017'de "Murat Reis" adını verdiği katamaran yelkenli teknesiyle Türkiye'den denize açılarak dünya turuna başlamıştı.

Ekmekçioğlu, Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus ve Hint Okyanusu'nu geçtikten sonra martta Sri Lanka'da kendisine katılan Iğnak ve Atamer ile yola devam etmişti.

Maldivler'den Cibuti'ye mart sonunda ulaşan Türk denizciler, burada Kovid-19 salgını nedeniyle limana yanaştırılmayınca, Türkiye'nin Cibuti Büyükelçisi Levent Şahinkaya'nın da yardımlarıyla erzak, su, tüp gaz takviyesi yapmıştı.

Büyükelçi Şahinkaya'nın, motorun bir parçasının da tamir edilmesine yardımcı olmasıyla, denizciler Süveyş Kanalı'ndan geçerek Türkiye'ye gitmek için yeniden Kızıldeniz'e açılmıştı.

Yoldayken kuzeyden esen ters rüzgara yakalanan Türk denizciler, havanın düzelmesini Cibuti'de bekleme kararı aldı ve geri dönmek üzere yol almaya başladı.

Türk denizciler, Cibuti'ye dönüş yolunda Eritre açıklarına geldiklerinde yakıtları ve gıdaları azalınca karaya yanaşmaya karar verdiler.

Eritre'de karaya yaklaştıklarında askerler tekneye çıktı ve denizcilere gözaltında olduklarını söyledi.

Birkaç gün bu şekilde bekletilen Türk denizcilerden Ekmekçioğlu, 25 Nisan'da uydu telefonundan gizlice eşini aradı ve durumunu aktardı.

Denizcilerin yaşadıkları ve güvende oldukları MİT tarafından tespit edildi.

Sonrasında yürütülen istihbari çalışmalarla Türk denizcilerin bulundukları yer de belirlendi.

Denizcilerin serbest bırakılması için Dışişleri Bakanlığı ile yürütülen koordineli çalışmayla Türk denizcilerin serbest bırakılması sağlandı.