Vali Kaldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 24 Ocak saat 20.55'te meydana gelen Elazığ ve Malatya başta olmak üzere geniş bir bölgeyi etkileyen deprem haberiyle sarsıldığını hatırlattı.

Elazığ'da 37, Malatya'da 4 kişinin hayatını kaybettiği, bin 547 kişinin yaralandığı depremde, AFAD, UMKE ve güvenlik görevlilerinin hızlı ve özverili kurtarma çalışmasıyla Elazığ'da enkaz altından 45 kişinin sağ çıkarıldığını anımsatan Kaldırım, depremin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda ilgili bakanların bölgeye hızla intikal ederek çalışmaların sevk ve idaresini sağladığını belirtti.

Devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla teyakkuza geçip kriz yönetimi konusunda büyük bir başarı sergilediğini vurgulayan Kaldırım, şunları dile getirdi:

"Elazığ afetle mücadelede örnek model oldu ve bir afet nasıl yönetilir tüm dünyaya göstermiş oldu, inşallah bu şekilde devam edecektir. Elazığ halkına ve bütün aziz milletimize şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Zira milletimiz çok büyük yardımseverlik örneği ortaya koyarak çok büyük yardımlar gönderdi buraya. Müsterih olsunlar, yardımlar yerine ulaştırıldı, kime ne gitmesi gerekiyorsa o götürüldü. Vatandaşlarımızın gönderdiği yardımlar planlı ve programlı bir şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı."

Vali Kaldırım, AFAD koordinasyonundaki arama kurtarma çalışmalarının hızla sonuçlandırılmasıyla afetten etkilenen 10 binin üzerindeki depremzedenin barınma ve gıda ihtiyaçlarının karşılanması için yapılması gerekenlerin aksatılmadığını söyledi.

Depremzedelere daha hızlı ve etkin hizmet sunmak için Afet Koordinasyon Merkezleri ile 66 noktada irtibat ofisleri, sivil toplum kuruluşlarına daha etkili çalışma ortamı sağlamak için de "Elazığ Afet Gönüllüleri Birimi"nin oluşturulduğunu aktaran Kaldırım, şöyle devam etti:

"O bir aylık süre en sorunlu süredir. O süre çok sağlıklı ve koordineli bir şekilde bakanlarımızın gelmesiyle, ikinci gün Cumhurbaşkanımızın gelip olaya vaziyet etmesi ve talimatlarıyla gerçekten Türkiye tarihinin en hızlı, en koordineli afet mücadelesi verilmiş oldu, yüzümüzün akıyla çıktık. Bundan sonra başka bir evreye geçmiş olduk, daha toplu, sağlıklı ve yönetilebilir mekanlara vatandaşlarımızı alıyoruz. Sadece konteyner alanları değil, diğer alanlar ve kırsalda yaşayan vatandaşlarımıza da yine her türlü hizmeti götürüceğiz, sunacağız. Depolarımızda yeterince malzeme var. Gıdadan giysiden hijyen setine kadar her şeyi planladık. Önümüzde ramazan ayı var, vatandaşımızı mağdur etmeden bu süreci de sağlıklı bir şekilde atlatarak akabinde kalıcı konutlara geçişi sağlayacağız."

Konteyner kentler yerleşime açıldı

Kaldırım, kentte, ağır hasarlı olduğu için evi yıkılan depremzedelerin geçici barınmasına yönelik kurulumu tamamlanan Doğukent, Kırklar Mahallesi, Aşağı Demirtaş ve Sivrice ilçesi Gölbaşı konteyner kentlere toplam bin 180 ailenin yerleşiminin tamamlandığını kaydetti.

Çok kısa bir sürede hazır hale getirilen konteyner kentlerin 4 bin 764 ailenin barınmasına imkan sağlayacağını vurgulayan Kaldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Buralar çadırlardan daha konforlu, hem metrekare olarak daha büyük, 21 metrekare. İçinde banyosu, tuvaleti, mutfağı var. Onun dışında ısıtıcısını, ocağını, yatağını ve diğer temel malzemelerini veriyoruz. Daha konforlu alanlar, güneş enerjisine kadar donatıldı, bunlar hızlı bir şekilde hazırlandı. Vatandaşımızı o geçici çadır alanlarından daha konforlu bir alana almış oluyoruz. Sonuç olarak buralar da geçici, bir yıl içerisinde planlanan konutların yapılması ile vatandaşlarımızı kalıcı mekanlarına alacağız. Konteyner kentler anasınıfı, kitap kafe, öğrenciler için ders çalışmaları alanları, çocuk oyun alanları, psikososyal faaliyetlerin yapılacağı halk eğitimden kurslarından Kur'an kursuna ve mini marketine kadar sosyal donatıların olduğu yaşamaya daha elverişli alanlar. Dolayısıyla çadır alanlarını kapatıyoruz, vatandaşlarımızı buralara alıyoruz. Yeterince mekanımız var, yetmediği taktirde talep doğrultusunda yenilerini yapma imkanımız var."

430 milyon 661 bin 986 lira aynı ve nakdi yardım yapıldı

Kaldırım, Elazığ'da evi ağır hasar gören depremzedelere bugüne kadar AFAD tarafından 34 milyon 850 bin lira, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca 9 milyon 518 bin 400 lira, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 6 milyon 293 bin 586 lira olmak üzere toplamda 50 milyon 661 bin 986 lira nakdi yardım yapıldığını belirtti.

Çadır, konteyner, yatak, battaniye, gıda kolisi, 3 öğün yemek, ısıtıcı ile tüp, odun ve kömür, giyim yardımları, alışveriş kartı gibi yardımları içeren 380 milyon lira ayni yardım yapıldığına işaret eden Kaldırım, kırsal yerleşim alanlarında yaşayan depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için de çalışma yürüttüklerini aktardı.

Hayvanlarını kaybeden üreticilere 400 küçükbaş, 88 büyükbaş hayvan ile 137 ton yem yardımı ve bin 45 hayvan barınak çadırı verildiğini söyleyen Kaldırım, "Türkiye tarihinde ilk defa Bakanımız Süleyman Soylu'nun talimatıyla özellikle hayvancılık yapan, evi ya da ağılı ağır hasar görmüş depremzedelere hem hayvanlar için çadır hem de konteyner veriliyor. İlk defa uygulanıyor, şu ana kadar 214 konteyner verdik, hepsi de mutlular. Kırsalda da çözüm üretiliyor. Şu an bize gelen talep 400 civarında bunun yarısını karşıladık, inşallah hepsini bir hafta içerisinde tamamlamayı planlıyoruz." diye konuştu.

"114 bin kişiye psikososyal destek verildi"

Kaldırım, tüm bu yardımların yanı sıra depremin toplum üzerinde yarattığı travmanın giderilmesine yönelik kurumlar arası iş birliği ile 127 bin 456 bireye rehabilitasyon çalışmaları kapsamında psikososyal ve manevi destek verildiğini anlattı.

Bu konuda kamu görevlilerinin, gönüllülerin hem kent merkezinde hem de mobil araçlarla köylerde hizmet verdiklerini belirten Kaldırım, "Farklı aktiviteler ve etkinliklerle travma yaşayan çocuğundan yaşlısına herkesin süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için psikososyal destek sağlanmaya devam edeceğiz. İlerleyen süreçte Elazığ Türkiye'nin kentleşme açısından en güzel ve en yaşanabilir şehirlerinden birisi olacak. Bazen, 'Elazığ'dan göç olur mu?' diye konuşuluyor, tam tersini söylüyorum, Türkiye'nin en güzel şehri burası olacak. Yapılacak çalışmalar ile burada hem yatırım hem de istihdam imkanları artmaya başlayacak ve inşallah nitelikli göç alan bir şehir haline gelecek." ifadelerini kullandı.

"Depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor

Yaşanan afetin tüm ülke üzerinde büyük bir farkındalık oluşturduğunu ve depreme karşı bilinçlenmeyi de arttırdığını ifade eden Kaldırım, deprem anında yaşanabilecek belirli konuları test etme imkanı da bulduklarını aktardı.

Kaldırım, "Vatandaşın deprem anında şehir merkezine akın etmesi, araç kullanması trafiği kilitledi. 1,5-2 saatte trafiği açabildik ama diğer şehirlerde bu tür olumsuzlukların yaşanmaması için vatandaşı bilinçlendirmemiz gerekiyor, bu da çocukluktan ve daha okullarda başlamalı. Hem bu süreci yaşayarak öğrenmiş olduk hem de bütün okullarda farkındalık etkinlikleri ile deprem anında ne yapılması gerektiği anlatılıyor. Doğa Anadolu Fay Zonu'ndayız, burada sürekli deprem olma ihtimali var, dolayısıyla hem yapı stoku hem toplum psikolojisi hem de bilinçlenme açısından depreme hazırlıklı olmamız lazım ki Allah göstermesin bir daha afet olduğunda can kaybı olmasın veya en aza indirilsin." diye konuştu.