FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan darbeci sanıklar, yargılandıkları davalarda, elde edilen görüntü, ses kayıtları ile tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmalarını "inkar politikası" üzerine kurmayı sürdürüyor. 

Cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıkların savunmalarında öne sürdükleri tezlerin birçoğu, kanıtlanan delillerle çürütüldü.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki "ana darbe" davasında tutuklu yargılanan ve 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski kurmay yarbay Murat Yanık da soruşturma aşamasında verdiği ifadelerini, mahkeme aşamasında değiştirerek, FETÖ'nün "ne olursa olsun, inkar et" stratejisini izledi.

Darbe girişimine aktif olarak katılan ve kalkışma öncesinde Harp Akademilerinde öğretim görevlisi olan eski yarbay Murat Yanık, darbe girişimimin ardından gözaltına alındıktan sonra İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde, 23 Temmuz 2016, 10 Ağustos 2016, 30 Kasım 2016 ve 17 Ocak 2017 tarihinde savcılık ve 25 Temmuz 2016 tarihli Sulh Ceza hakimliği önünde verdiği ifadelerde, darbe girişimi olduğunu, kalkışmaya ilişkin yapılan toplantıları, kurulan WhatsApp grubundaki mesajları itiraf ederek, başta darbeye iştirak eden üst düzey komutanlar olmak üzere bildiği darbecilerin isimlerini tek tek verip onları teşhis etti. 

Darbeci yanık, bu ifadelerinin ardından kısa bir süre sonra tutuklu bulunduğu cezaevinden avukatı aracılığıyla Cumhuriyet Savcılığına gönderdiği dilekçede, ''etkin pişmanlıktan yararlanma adına senaryo yazma tecrübesinden istifade ederek ifadesini oluşturduğunu'' söyleyip, önceki ifadelerini inkar etti.

Sunduğu dilekçenin ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karışına çıkan darbeci yarbay, ifadesinde ''Polislerin bana anlattığı bilgiler ve verdiği isimler ile kendi bildiklerim, bilgilendirmede gördüğüm isimler ve basın haberleriyle de süsleyerek soruşturma sürecindeki ifadeleri verdim. Bunu yaparken başkalarına zarar verdiğimi veya iftira attığımı düşünmedim.'' yalanına sarıldı.

- Hakkındaki suçlamalara ilişkin de inkarı seçti

Darbeci yarbayın ikametinde yapılan aramada, "Sosyal medyayı nasıl yöneteceğiz'', "Yetkimiz var mı ?", "Sıkıyönetim K. Kim olacak. SÖGK X Başkası?" şeklinde el yazılı notlar ile üst düzey komutanlar dahil rütbelilerin kişisel ve özel bilgilerinin bulunduğu dokümanları da inkar eden Murat Yanık'ın, darbeciler tarafından kurulan ve kendisine ait telefon numarası da yer alan "Yurtta Sulh Biziz" isimli WhatsApp grubunda yazdığı bazı mesajlar şunlar:

''Fatih durum: pozitif? negatif?

''Eyüp (Eski general Eyüp Gürler) paşa arandı. Kapıları açtıracak ve Mehmet Erol ile görüşüyor.

''HAK K. (Harp Akademisi Komutanlığı) alındı. H.köy ekibi takip.

''H.köy acele etsin. HAK K ulaştı. İtaat ediyor, içeride oturuyorlar.

''0530.... partıgöç paşa (Eski Genelkurmay Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç )

''Havadan Gümüş Alb basın için ekibin intikal halinde olduğunu söyledi.

''Selimiye ( 1. Ordu Komutanlığı ) 4 ZPT giriş yaptı

''Ankara'dan gelen talimat: Ateş edilecek''

Sabaha kadar bu şekilde WhatsApp üzerinden yazışan darbeci Murat Yanık, yazışmalara ilişkin, ''Yurtta Sulh Konseyinin üyesi değilim. Böyle bir konseyin varlığından haberim yok. Uzay Şahin'in emriyle onun söylediklerini bu gruptan paylaştım. Gece 02.00'deki mesajı (Ankara'dan gelen talimat: Ateş edilecek) Uzay Şahin'in emriyle ben paylaştım. Paylaşımların hiçbiri şahsıma ait değildir.'' iddiasında bulundu.

Darbeci Yanık, her ne kadar diğer firari darbeci Uzay Şahin'in emrettiklerini paylaştığını iddia etse de, Uzay Şahin'in grupta bizatihi bulunduğu ve yazı yazdığı da dava dosyasında yer alıyor. 

- Verilen cezalar

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin davada eski kurmay yarbayın, ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'', ''kasten öldürmek (87 kez)'' suçlarından 88 kez ağırlaştırılmış müebbet ve "cebir tehdit veya hile kullanmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", ''cebir ve tehdit kullanmak suretiyle gece vakti konut dokunulmazlığının ihlali'', ''cebir kullanılmak suretiyle ve gece vakti iş yeri dokunulmazlığının ihlali", "hava ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması", "haberleşmenin engellenmesi" suçlarından da 100 yılı aşkın hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmişti.