Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 26 sanıktan 19'unun cezalandırılmasına ilişkin gerekçeli karar açıklandı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince 13 Ekim'de verilen kararın gerekçesinde, sanıklar Cem Yalçınkaya, Nazmi Tanrıkulu, Okan Bakaç ve Davut Güllüçayır'a, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Sanıklar, Adem Can, Birkan Kılıççeken, Burhanettin Kaya, Ekrem Turgut, Harun Aslan, Harun Durmuş, Mehmet Koca, Mehmet Emin Yılmaz, Mehmet Rıdvan Bulut, Onurhan Bıyık ve Sinan Esendere hakkında ise müebbet hapis cezası veren mahkeme, sanıklar İsmail Ünal, Mehmet Aytaş, Tahir Uluca ve Mustafa Görgülü'ye "terör örgütü üyeliğinden" 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırdı.

Olay günü darbeci komutanlar tarafından yönlendirilen ancak darbe girişiminde yer almadıkları tespit edilen MEBS karargahındaki kursiyer astsubaylar Emre Kıymacı, Emrullah Kaçmaz, Eyyüp Argun, Günburak Yalçınsoy, Hami Keskin, Mustafa Admiş ve Burak Can Keskin ise beraat etti.

Sanıklara verilen cezaların gerekçeleri hakkında ayrıntılı açıklamaların yer aldığı kararda, geniş bir FETÖ analizi de yapıldı.

Örgütün yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi, kendisinden olmayanlar üzerinde oluşturduğu baskı ile 15 Temmuz darbe girişiminin nasıl yapıldığı anlatılan kararda, FETÖ'nün öncelikli amacının kamu kurumlarına sızarak ülke yönetimini ele geçirmek olduğuna dikkat çekildi.

Bu uğurda örgütün her yolu "mübah" kabul ettiği vurgulanan kararda, FETÖ mensuplarının deşifre olmamak için "tedbir" adı altında kendilerini büyük bir titizlikle gizledikleri ifade edildi.

Gerekçeli kararda, 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişiminin, FETÖ üyesi askerler tarafından yapıldığı, bu kapsamda Türkiye'nin birçok yerinde darbe girişiminde suçüstü yakalanan sanıklar hakkında adil işlem yapıldığı hatırlatıldı.

Kararda, "15 Temmuz darbe teşebbüsü, uluslararası güç odaklarının desteği ile Türk Silahlı Kuvvetlerine sızan FETÖ/PDY mensuplarınca gerçekleştirildi." tespitine yer verildi.

Sanıkların eylemi

Karara göre, olay tarihinde sanık üsteğmen Davut Güllüçayır MEBS Astsubay Bölük Komutanı, sanık eski teğmen Okan Bakaç takım komutanı, sanık eski astsubay Cem Yalçınkaya bölük astsubayı, sanık astsubay Nazmi Tanrıkulu ise inşaat kısım komutanı olarak görev yapıyordu.

Diğer sanıklar da MEBS Okulunda "kursiyer astsubay" olarak bulunuyordu.

Darbe girişiminden iki hafta önce tabur komutanı olarak atanan sanık eski yarbay Metin Bilgici, 12 Temmuz 2016'da Okan Bakaç'tan kursiyer astsubayların listesini istedi.

Bakaç da Astsubay Temel Kurs Bölüğündeki kursiyer listesini hazırlayıp bir gün sonra Bilgici'ye teslim etti.

Bilgici, astsubay Ersoy Atak aracılığıyla kursiyer astsubaylara verilmek üzere 174 tabanca ve bunlara ait 4 bin 350 merminin hazırlatılmasını istedi.

Darbe girişiminin ilk saatlerinde sözde yurtta sulh konseyi üyesi sanık eski kurmay albay Bilal Akyüz, sanık Bilgici'yi arayarak 80-85 civarında kursiyere ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

Bilgici, görevi olmamasına rağmen Okan Bakaç'ın hazırladığı kursiyer listesinde çağrılacak isimleri fosforlu kalemle işaretledi.

Karargaha gelen kursiyerler tam teçhizatlı bir şekilde hazırlandıktan sonra Bilgici'nin emri üzerine araçlara bindirilerek darbenin merkezi Akıncı Üssüne götürülmek üzere yola çıkarıldı.

Nizamiye bölgesine geldiklerinde çıkışlarına izin verilmemesine rağmen sanık Güllüçayır, zor kullanarak kursiyerlerle kışladan ayrıldı.

Sanıkların çıktıkları saat itibarıyla vatandaşların darbeye karşı sokaklarda olduğu, televizyon ve radyolarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ordu komutanlarının darbeye karşı açıklamaları yer alıyordu.

Tanık Emre Selimkaya, Güllüçayır ile irtibata geçerek kışlaya geri gelmeleri için ısrarcı oldu. Bunun üzerine sanıklar saat 01.30'da kışlaya geri gelmek zorunda kaldı.

Bu sırada sanık Nazmi Tanrıkulu, bölüğü koğuş koridoruna toplayarak darbe girişimi olduğunu, halka ateş etmek dahi olsa verilen emirlere uyulması gerektiğini, aksi takdirde istiklal mahkemelerince idam edileceklerini söyledi.

Darbe girişiminin püskürtülmesiyle söz konusu sanıklar emniyet güçleri tarafından teslim alındı.

Hüküm

Kararda soruşturma savcısının, "anayasal düzene karşı işlenen suçlara" ilişkin düzenlenen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 309, 311 ve 312. maddeleri gereğince sanıkların üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve aynı kanunun 314. maddesi gereğince terör örgütü üyeliğinden 7,5 yıldan 15 yıla kadar cezalandırılmalarını talep ettiği hatırlatıldı.

Sanıkların "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" düzenlemesini içeren 309. maddedeki bütün unsurları gerçekleştirdikleri vurgulandı. Kararda, sanıkların ayrıca söz konusu kanunun 311 ve 312. maddelerince cezalandırılmalarına imkan bulunulmadığı ifade edildi.

Bu kapsamda sanıklar Cem Yalçınkaya, Nazmi Tanrıkulu, Okan Bakaç ve Davut Güllüçayır, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Bu sanıklar için takdir indirimine gitmeyen mahkeme, Terörle Mücadele Kanunun (TMK) ilgili maddesi gereğince ceza oranını yarı oranda artırdı. 

Sanıklar Adem Can, Birkan Kılıççeken, Burhanettin Kaya, Ekrem Turgut, Harun Aslan, Harun Durmuş, Mehmet Koca, Mehmet Emin Yılmaz, Mehmet Rıdvan Bulut, Onurhan Bıyık ve Sinan Esendere hakkında ise ilk önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veren mahkeme, TCK'nın 62/1 maddesince takdir indirimine giderek sanıkların cezasını "müebbet hapse" çevirdi.

Sanıklar İsmail Ünal, Mehmet Aytaş, Tahir Uluca ve Mustafa Görgülü'nün "anayasal düzene karşı suç işlediklerine" dair bir eylemin gerçekleşmediğine hükmeden mahkeme, sanıkların "silahlı terör örgütü üyesi olmaları" gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasını kararlaştırdı.

Sanık kursiyer astsubaylar Emre Kıymacı, Emrullah Kaçmaz, Eyyüp Argun, Günburak Yalçınsoy, Hami Keskin, Mustafa Admiş ve Burak Can Keskin'in ise darbe girişiminde yer almadıklarını tespit eden mahkeme, bu isimlerin hem "anayasayı ihlal" hem de "terör örgütü üyeliği" suçundan beraat ettirilmesine karar verdi.

Ayrıca davaya katılanlar adına avukatlık ücretinin, hüküm giyen sanıklardan tahsil edilmesine karar verildi.