ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Haymana İlçe Emniyet Müdürlüğünde darbecilere direnmek isteyen polisleri engelledikleri öne sürülen eski 7 polisin yargılanmasına başlandı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Eyüp Sami Duran, Serdal Bilgin, Hacı Ülger, İhsan Taha Demirci, Talip Çolak ve Tuncay Avcı ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı vekillerinin davaya katılma talebi olduğuna dair dilekçe verdiklerini bildirdi.

Sanıklardan Duran, olay tarihinde Haymana İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Amiri olduğunu, 15 Temmuz'da evinde televizyon izlerken İstanbul'da köprülerin tanklarla kapatıldığını gördüğünü, ailesinden ve meslektaşlarından da darbe girişimini bildiren telefonlar aldığını anlattı.

Duran, "Silahımı alarak görev yerime giderken yolda kaymakamlık ve belediye binalarına baktım durum normaldi. Emniyete gittiğimde, nöbetçi personele silahlanmalarını söyledim. Ankara Emniyet Müdürlüğü anonsu sonrası izinli personeli de göreve çağırdım. Personele çelik yelek almasını ve silahlarını kontrol etmesini söyledim. Tedbirler sonrası İlçe Emniyet Müdürümüzü arayarak bilgi verdim." ifadelerini kullandı.

Olay tarihinde, İlçe Emniyet Müdürü olan Serdal Bilgin'in kendisine "Güzel bir çalışma yapmışsınız, Haymana'da bir gerginlik beklenmiyor. Personel fevri davranmasın, silahlar kontrolünde kalsın." talimatını verdiğini ileri süren Duran, talimat üzerine silahları dolaba koyduğu belirtti.

- "Gözaltına alınacağımı bile bile gittim"

Silahları kilitledikleri dolapların yedek anahtarını yanına alarak bahçeye çıktığını bildiren Duran, "Çağırdığımız personel gelmeye başladı. Özel Harekat saldırısı olduğunda bize de saldırı olabilir diye ilçe emniyet müdürümüzle konuştuk. 'Burada beklenen bir şey yok, silahlar kontrolünüzde olsun, tüm personelle toplantı yapacağız.' dedi. Hala nedenini anlayamadığım bir şekilde, sıralı ikinci personel olmama rağmen müdür aşağıda beklememi söyledi. Müdürün beni toplantıya almaması üzerine kendi kararlarımı almaya başladım." diye konuştu.

Olay tarihindeki kaymakamın ilçe emniyete geldiğini ve bilgi aldığını aktaran Duran, şunları kaydetti:

"Kendisine bilgi verdikten sonra tekrar bahçeye çıktım. Bahçedeyken Ankara'da ve Gölbaşı'nda saldırılar olduğunu duyunca tekrar içeri girip yaşananları aktardım. Ankara'ya gidip destek olmamız gerektiğini söyledim. Gece boyunca herkese 'Darbeciler başaramayacak.' diye telkinde bulundum. Sosyal medyada, girişim veya kalkışma gibi paylaşımlarda bulunularak işin yumuşatılmamasını, darbe yapılmaya çalışıldığını söyledim. Gün aydınlanana kadar hep bahçedeydim. Cumartesi, pazar çalıştım. Pazartesi müdür bey, çalışan arkadaşları toplayarak teşekkür etti. Pazartesi akşama doğru emniyetten aradılar ve hakkımda soruşturma olduğunu söylediler ve ifademi almak için çağırdılar. Gözaltına alınacağımı bile bile gittim."

Darbe girişimine karşı tüm tedbirleri aldığını savunan Duran, "FETÖ/PDY ile hiçbir alakam yoktur. Evde çocuğumda bile polis üniforması var. Silahları ben kilitlettim ve anahtarı yanıma aldım. Her şeyi Serdal Bilgin'in talimatıyla yaptım." dedi.

Sanıklardan eski emniyet müdürü olan Bilgin de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Olay tarihinde ilçe emniyet müdürü olarak görev yapıyordum. 15 Temmuz gecesi, Ankara Emniyet Müdürlüğünden gelen emirler doğrultusunda görev yerime gittim. Haymana'ya giderken yolda Emniyet Amiri Eyüp Sami Duran ile görüştüm. Tüm tedbirleri aldığını söyledi. İlçede darbe girişimine ilişkin en ufak bir tehdit olmadığını ve personelin yedek mühimmatı olduğu için silahları dolapta güvende tutulmasını söyledim." ifadelerini kullandı.

Bilgin, hiçbir personeline kesinlikle 'Asker gelirse teslim olun, silahlarınızı teslim edin.' şeklinde emir vermediğini ileri sürerek, "ByLock suçlamasını kabul etmiyorum, kullanmadım. Evimde yapılan aramada ele geçirildiği söylenen FETÖ CD'si de bana ait değildir. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyor ve beraatımı talep ediyorum." diye konuştu.

Sanık Tuncay Avcı da FETÖ ile hiçbir bağlantısı olmadığını ileri sürerek,"Ortaokulda başarılı olunca Tekirdağ'da özel bir kolejin yetkilileri benle temas kurdular. Bayram isimli birisi bizimle ilgilendi, liselere girişi sınavında yüksek puan aldım. Fen Lisesi isterken bu kişilerin baskısıyla 2014'te Ankara'da polis kolejine kayıt yaptırdım." ifadesinde bulundu.

Ankara'ya geldikten sonra ara sıra Bayram isimli şahısla görüştüğünü belirten Avcı, şöyle devam etti:

"Bayram bana 'Alkol alma, kızlardan uzak dur.' diye telkinlerde bulunuyordu. Bayram'ın konuşmalarından rahatsız olduğum için kolejde üçüncü sınıftan sonra bu kişilerle bir daha görüşmedim. 2012 Temmuz'da Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde işe başladım. Tekirdağ'da Fetullah Gülen grubundan olan Ali arayarak, Ankara'ya geldiğini ve benle görüşmek istediğini söyledi. Sıhhiye'de buluştuğumuzda yanında iki kişi daha vardı, bu kişilerin artık benimle görüşeceğini söyledi. Birkaç gün sonra birisi arayarak Fetullah Gülen grubundan olduğunu ima etti ve görüşmemiz gerektiğini söyledi. Birkaç defa daha aramalarına rağmen bahaneler uydurarak gitmedim. Birgün amirim, 'Kuşlar söyledi, gitmen gereken yerlere gitmiyormuşsun.' dedi. Beraatımı talep ediyorum."

Sanıklardan İhsan Taha Demirci ise darbe girişimi gecesi eşinin hamileliği nedeniyle amirinden izin aldığı ve işe gitmediği için yargılandığını savundu.

ByLock kullanmadığını öne süren Demirci, "Basından okuduğum kadarıyla zaten adli hukuki bir veri değil." dedi.

Sanıklar Talip Çolak ve Hacı Ülger de haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatlarını talep etti.

Duruşmaya yarın tanık ifadeleriyle devam edilecek.

Öte yandan sanıklardan Seyit Ahmet Duman'ın ise firari olduğu öğrenildi.