Kırım Tatar Sürgünü'nün 75. yılı dolayısıyla düzenlenen konuşan Ukrayna Enformasyon Politikası Bakan Vekili Emine Ceppar, "Tek bir şeyi anlamaya mecburuz. Mücadele etmezsek Kırım geri dönmez. " dedi.

YTB ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği iş birliğiyle Kırım Tatar Sürgünü'nün 75. yılı dolayısıyla anma programı düzenlendi.

Kırım Marşı ile İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından sürgünde hayatını kaybedenlerin anısına Kur'an-ı Kerim okunarak dualar edildi.

Sürgünü anlatan belgesel gösterimi ve sürgün tanıklarının hatıralarını paylaşması ile devam eden programda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telgrafı okundu.

Erdoğan, telgrafında şu ifadelere yer verdi:

"Kırım Tatarlarının ana yurtlarından koparılmalarına ve büyük kayıplar vermesine neden olan bu elim hadiseyi 75. yılında bir kez daha hüzünle hatırlıyoruz. Türk ve dünya tarihinin unutulmaz insanlık suçlarından biri olan, geçen 75 yıla rağmen acısı bugün de yüreğimizi dağlayan sürgünde yaşamını yitirenleri rahmetle anıyoruz. Türkiye'nin Kırım'da yaşayan ve işgal sonrasında bölgeden ayrılmak zorunda kalan Kırım Tatarlarının hak ve menfaatlerini korumaya her koşulda devam edeceğini vurgulamak istiyorum."

Çok taraflı mücadele

Programda konuşan Ukrayna Enformasyon Politikası Bakan Vekili Emine Ceppar, Kırım Tatar sürgününde binlerce Kırım Tatarı'nın evlerini terk edip ölüm kalım arasında kaldığını söyledi.

Ceppar, "18 Mayıs 1944'te sürgün faciaları yıllarca sürdü ve halen daha bitirilemedi" ifadesini kullanan Ceppar, Kırım Tatarlarının dünya haritasının en sert köşelerine sürgüne gönderildiğini kaydetti.

İnsanların siyasi, medeni görüşleri için mahkum edilemeyeceğini belirten Ceppar, Kırım'da yaşanan faciaların halen sürdüğünü savunarak, bu konuda çok taraflı mücadele edilmesi gerektiğini altını çizdi. Ceppar şöyle konuştu:

"Tek bir şeyi anlamaya mecburuz. Mücadele etmezsek Kırım geri dönmez. Hem siyasi, hem diplomatik, hem enformasyon tarafıyla mücadelemize devam etmeliyiz. Bu mücadelenin esası, halkın kanun çerçevesinde hareket etmesidir. Belli ki Ukrayna siyasi hayatında yeni bir devir başlıyor. Yeni seçilen Cumhurbaşkanı, milletvekilleri ve kurulan hakimiyet aynı düşman ve aynı zorluklarla karışılacak: İşgal ve mücadele. Ukrayna toprakları işgal altında, 13 bin öldürülen insan, 25 bin yaralan Ukrayna vatandaşı. Bunların hepsi kanayan yaradır. Bunların hepsini gerçekleştiren Rusya'dır."

"Mazlumların sustuğu dünya"

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, medeniyetin temel taşlarını anmak ve geçmişten ders çıkarmak için bir araya gelindiğini belirtti.

Çam, dünya savaşlarında yaşanan acıların haddi hesabı olmadığını kaydederek, bu acıların tarihi ve sosyolojik nedenlerinin ortaya koyulmasının önemli olduğunu söyledi.

Bu yaklaşımların gelecek nesillere aktarılması için çaba sarf edildiğini dile getiren Çam, şunları kaydetti:

"Rahmetli anneannemi hatırlıyorum. Afyon'da Yunan işgalinde yaşadığı korkuları ve babamın iki dedesinin genç yaşta Çanakkale'ye gittiği ve dönemediği hatıralarını hatırlıyorum. Acı bölgelere göre değişse de ateş düştüğü yeri yakar. Nerede bir adaletsizlik varsa, Yemen'i, Suriye'si, Libya'sı... Mazlumların sustuğu dünyada bomba sesleri duyuluyor. Onun için sevginin barışın inşa ettiği bir dünya için bunları konuşuyoruz. Acıları yaşayanları dinleyeceğiz ve aynı zamanda genç kardeşlerimizle akademik çalışmalar yapacağız. Akla rasyonele uygun bir şekilde de çaba sarf edeceğiz, çünkü hayat devam ediyor."

"Tatarsız Kırım"

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Refat Çubarov da Sovyetler'in 75. yıl önceki cinayetlerin ciddiyetini anlamak için hem Sovyetler'in hem de Rusya'nın Kırım Tatar politikalarının öncelikle anlaşılması gerektiğini söyledi.

Büyük Katerina'nın "Tatarsız Kırım" politikası uyguladığını ileri süren Çubarov, 75 yıl önceki sürgünde ise Kırım Tatar halkının yüzde 46'sının hayatını kaybettiğini ifade etti.

Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakını anımsatan Çubarov, "Putin'in de politikası Katerina'nın 'Tatarsız Kırım' politikası ile aynıdır. Rusya'nın kontrolü burada ne kadar devam ederse bilelim ki biz de buralarda olamayacağız." diye konuştu.

Ukrayna Parlamentosunun 2015'te bu sürgünü "soykırım" olarak kabul ettiğini anımsatan Çubarov, "KTMM mensupları olarak diğer ülkelerin meclislerinde bunun soykırım olarak tanınması talebinde bulunuyoruz. Bu yıl Letonya bunu kabul etmiştir." ifadelerini kullandı.

Çubarov, KTMM mensupları ve Kırım lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu adına Türkiye'ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Türk halkına selam ve saygılarımı ileterek, "İnşallah bugünkü dualarımızı bir gün Bahçesaray'da yaparız." dedi.

Kırım Tatar gençliğini Türkiye'de

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, YTB'nin büyük bir medeniyet bakiyesinin evlatları olarak dünyanın 4 bir yanındaki soydaşlarla ilgilendiğini belirtti.

Kırım Tatar sürgününü yaşayanlar dinlendiğinde, onların acılarının hala taze olduğunu kaydeden Eren, Çerkes ve Ahıska sürgünlerini anımsatarak, "Elem, keder ve dramın olduğu son bir yüzyıl görüyoruz." dedi.

Eren taze acıların yarınlara yönelik ibretlik derslere dönüştürülmesi gerektiğini dile getirerek, YTB olarak Kırım Tatar halkına yönelik yapılan çalışmalardan bahsederek, şunları söyledi:

"Kırım Tatar Kültürel Miras Envanter Çalışması, Kırım Tarihi Mirası Tanıtım Çalışmaları, mesleki eğitimler, konferanslar, kültürel hareketlilik programları düzenledik. Dünyanın farklı bölgelerinden Kırım Tatar gençliğini Türkiye'ye getirmeye çalışıyoruz. 2002 yılından bugüne kadar 1306 öğrenciyi burslandırmışız. Halihazırda Ukrayna'dan 113 öğrencimiz Türkiye'de eğitimlerine devam etmekte. Bizler YTB olarak daha parlak bir gelecek için ortak hafıza oluşturmaya çalışıyoruz, bu miras nesiller boyunca sürecek. İnşallah Rabb'im bir daha bu acıları bizlere yaşatmaz."

Başkentte bir otelde düzenlenen programa, Ankara'daki yabancı misyon temsilcileri, KTMM mensupları, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği yöneticileri, YTB burslusu uluslararası öğrenciler ve davetliler katıldı.

Davetliler, şiir ve halk türküsü dinletilerin ardından programın düzenlendiği salonun fuayesinde açılan ve sürgün günlerini anlatan resim sergisini gezme fırsatı buldu.

YTB, ramazan dolayısıyla davetlilere iftar verecek.