Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanlığı sistemi tartışmalarına ilişkin "Sistem değişti, bitti gitti. Bizim eski sistemine ger dönmemiz mümkün değil. Yeni sistemin aksaklıkları olabilir. TBMM gerekirse bir komisyon kurarak aksaklıkları giderebilir. Şu an geçiş dönemindeyiz geriye dönmek mümkün olmadığı gibi doğru da değil." dedi.

Destici, Mecliste düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

2 Temmuz 1993 yılında yaşanan Sivas olayına değinerek bir daha böyle bir acının yaşanmamasını temenni eden Destici, olayın bir provakasyon olduğunu, o dönemde Genel Başkanları olan Muhsin Yazıcıoğlu'nun provakasyonu önceden sezdiğini ve teşkilat mensuplarına gerekirse şehir merkezine girmemeleri konusunda talimat verdiğini anımsattı.

Destici, saldırıdan kaçan, aralarında sanatçı Arif Sağ'ın da bulunduğu bir grubun, Muhsin Yazıcıoğlu'nun talimatıyla il teşkilatında misafir edilerek olaydan yara almadan kurtulmalarını sağladıklarını vurguladı.

Sivas olayından sonra Başbağlar'da PKK ve DHKP-C ortaklığıyla ile 33 kişinin şehit edildiğini anımsatan Destici, "Bu olay Sivas provakasyonun devamıydı. Alevi-Sünni, Kürt-Türk çatışmasını çıkarmak istediler. Türkiye'nin zenginlikleri üzerinden kaos çıkarmak isteyenler bu katliamı yaptılar. Başbağları kimin yaptığını ortaya çıkardığımız zaman Sivas olayını da çözeriz. Bu iki olayın birlikte ele alınıp suçluların ceza alması en büyük dileğimizdir. Başbağlar katliamını yapanlar henüz cezasını çekmedi. Mutlaka bu dosyanın da açılıp faillerinin bulunması gerekir. Bu hadiseleri kim tezgahlamıştır, milletimiz bunları görmelidir. İçeride ve dışarıda vahşi terör örgütlerini hoş gören, iş birliği yapan herkes katillerin tarafındadır." diye konuştu.

"Doğu Türkistan'da zulüm devam ediyor"

Destici, 5 Temmuz 2009 yılında Doğu Türkistan'ın Urumçi kentinde yaşanan olaylarda, resmi kayıtlara göre 197 kişinin hayatını kaybettiğini, bin 721 kişinin yaralandığını ve 43 kişinin de kayıp olduğunu hatırlattı.

Çin'in insan hakları konusunda dünyanın en sorunlu ülkelerinden biri olduğuna dikkati çeken Destici, "Doğu Türkistan'da değişen bir şey yok, zulüm devam etmektedir. Uygurlu kardeşlerimiz hem soykırıma hem de asimilasyona tabi tutulmaktadırlar. Ne inançlarını ne de kültürlerini serbestçe yaşayabiliyorlar. Ticaret ve seyahat hakları yok. Dünyanın başka bir yerine giden Uygur Türkü, Doğu Türkistanlı bir akrabası ile telefon ile bile görüşemiyor. Zulümden kaçarak gittikleri ülkelerde insan hakları ihlalleriyle ilgili bir kelime etseler bile oradaki akrabaları ağır işkencelere tabi tutulmakta ya da toplama kamplarına gönderilmektedir." şeklinde konuştu.

Destici, Libya'daki Halife Hafter güçlerinin Türkiye karşıtı tutumunu da eleştirerek Hafter'in emperyalizmin uşaklığını yaptığını vurguladı.

Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın G-20 zirvesindeki temaslarına değinerek, ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamalarına güvenilmemesi gerektiğini belirtti. Destici, ABD'nin sadece başkandan ibaret olmadığını, kendine has bir yönetim şekli olduğunu belirtti.

S-400 konusunda ABD kongresinin itirazlarının olduğuna, ABD'nin Suriye'de PKK'ya destek verdiğine, Libya'daki ABD silahlarının terör örgütlerince başka yerlerde de kullanıldığına işaret eden Destici, dikkatli davranılması gerektiğini belirtti.

Trump'un açıklamalarının, ABD'nin S-400 füze sistemi konusunda esnediği ya da durumu kabul ettiği anlamına gelmediğini ifade eden Destici, " ABD, Türkiye'nin bu sistemi almaması için sonuna kadar zorlayacaktır. Türkiye de buna karşı direnmelidir. Türkiye mutlaka S-400'leri alarak, açıklandığı üzere bu aydan itibaren ülkemize getirmelidir." dedi.

"BM derhal bir soruşturma yapmalı"

Destici, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta garantör olarak doğal zenginliklere ulaşma hakkının bulunduğunu ve bu hakkının engellenmesine izin verilemeyeceğini de söyledi.

Suriye'deki operasyonlara da değinen Destici, Fırat'ın doğusuna da müdahale edilmesi gerektiğini kaydetti.

Mustafa Destici, ABD ve İran arasındaki gerilimin bir an önce düşürülmesi çağrısında bulunarak, ABD'ye karşı açık bir tutum alınmasını istedi.

Mustafa Destici, Birleşmiş Milletler yetkililerin üye ülkelere haber vermeden Suriye'de SDG ismini kullanan YPG/PKK ile "bünyesindeki çocuk savaşçıları bırakması" anlaşmasını imzalamasını da eleştirerek şöyle konuştu:

"BM'nin, PKK'nın uzantısı olan SDG ile bir anlaşma imzalaması kabul edilebilir bir durum değil. Terörle mücadele etmesi gereken BM, terör örgütü ile nasıl olur da masaya oturur ve bunu üyelerine haber vermeden yapabilir? BM'nin derhal bir soruşturma yaparak anlaşmayı imzalayan BM yetkililerini görevden uzaklaştırması gerekir. Bunun dışındaki bir gelişme Türkiye'yi tatmin etmeyecektir."

Destici, üniversite hastanelerinin sorunlarına ilişkin de "Üniversitelerin döner sermayeleri kemoterapi ilacı, kalp pili veya işitme cihazı alamayacak durumdalar. Finansal sorunların bir an önce çözülmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Destici, memur ve emekli maaşlarına yapılan zamların tatmin edici olmadığını, en az yüzde 10 gibi bir artış beklediklerini ifade etti.

İstanbul'da gerçekleşen LGBT grubunun yürüyüşünü anımsatan Destici, konunun insanlık tarihinde ve her inanç tarafından lanetlenen bir sapkınlık olarak görüldüğünü belirtti. Destici, toplumun sağlığı açısından herkesin bu sapkınlığa karşı ortak tavır alması çağrısında bulundu.

"Sistem üzerinden bir tartışma yaparsak sonuç alamayız"

Mustafa Destici, bir gazetecinin, seçim sonrası yapılan "sistem tartışmaları" sorusu üzerine "Sistem değişti, bitti gitti. Bizim eski sisteme geri dönmemiz mümkün değil. Yeni sistemin aksaklıkları olabilir. TBMM gerekirse bir komisyon kurarak aksaklıkları giderebilir. Şu an geçiş dönemindeyiz geriye dönmek mümkün olmadığı gibi doğru da değil." yanıtını verdi.

Destici, sistemden önce adalet ve demokrasinin konuşulması gerektiğine işaret ederek, "Bir ülkede önemli olan adalet ve demokrasinin varlığıdır. Hangi sistemle yönetilirse yönetilsin önemli olan adaletin olması. Adalet ve demokrasi eksiklikleri giderildiği zaman sistem tartışmaları yaşanmaz" değerlendirmesinde bulundu.

İngiltere, ABD, Fransa ve Almanya'da birbirinden farklı sistemlerin olduğunu ancak hiçbir ülkede sistem tartışmasının yaşanmadığını belirten Destici, herkesin adalet ve demokraside yaşanan aksaklıklara odaklanması gerektiğine işaret etti. Destici, "Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu'nda eksiklikler var. Bunların giderilmesi gerekiyor. Sistem üzerinden bir tartışma yaparsak sonuç alamayız. Adalet ve demokrasi üzerinden bakmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.