Anayasa Mahkemesinin, FETÖ soruşturmasının ardından üyeler Alparslan Altan ve Erdal Tercan'ın ihracına ilişkin kararının gerekçesinde, "Şimdiden Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 15 Temmuz darbe teşebbüsünün, demokratik anayasal düzene, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine ve milli güvenliğe yönelik en ağır saldırılardan biri, belki de en ağırı olduğu sonucuna varmak gerekir." ifadelerine yer verildi.

"Benzer teşebbüslerin önüne geçecek tedbirler alınması..."
Darbe teşebbüsünün fiilen engellendiği belirtilen gerekçede, şunları kaydedildi:

"Darbe teşebbüsü fiilen engellenmiş olmakla birlikte bu teşebbüsün demokratik anayasal düzene, temel hak ve hürriyetler ile milli güvenliğe yönelik oluşturduğu tehlikenin tamamen ortadan kaldırılması ve benzer teşebbüslerin önüne geçecek tedbirler alınması devletin sadece yetkisinde olan bir husus değil, Anayasa'nın 5. maddesi gereğince bireylere ve topluma karşı ertelenemeyecek bir sorumluluğu ve görevidir."

"Altan ve Tercan'ın yapı ile bağlarının olduğu değerlendirilmiştir"
İhraç edilen üyeler Altan ve Tercan'ın görevlerinin devamının, yargının güvenilirliğini ve saygınlığını zedeleyeceğine işaret edilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Somut olayın özellikleri, anılan yapı ile ilgileri olduğuna dair sosyal çevre bilgisi ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin zaman içinde oluşan ortak kanaatleri birlikte dikkate alınarak, üyeler Alparslan Altan ve Erdal Tercan'ın KHK kapsamında, söz konusu yapı ile meslekte kalmalarıyla bağdaşmayacak nitelikte bağlarının olduğu değerlendirilmiştir. Durumları bu şekilde değerlendirilen üyelerin, temel görevi demokratik anayasal düzen ile temel hak ve hürriyetleri korumak olan Anayasa Mahkemesinde görev yapmaya devam etmesinin yargının güvenilirliğini ve saygınlığını da zedeleyeceği açıktır."

aa