KADEM'in Kadın Araştırmaları Dergisi öncülüğünde, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, SETA Vakfı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında "Demografik Dönüşüm ve Kadın" başlıklı "5. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi" düzenlendi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, , kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, KADEM'in, kuruluşundan kısa bir süre sonra kadının aile içindeki, sosyal ve ekonomik hayattaki yerini güçlendirici çalışmalarda bulunmak, kadın hakları ve fırsat eşitliği konusunda farkındalık ve ortak bir bilinç oluşturmak dahil birçok konuda, ulusal ve uluslararası çalışmalarıyla dikkati çeken öncü bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

KADEM'in artık geleneksel hale gelen Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongrelerinin bugün 5'incisini, çok önemli olduğuna inandığı bir tema ile "Demografik Dönüşüm ve Kadın" teması ile gerçekleştirdiklerini belirten Selçuk, kongrenin oturum başlıklarının da Türkiye'nin demografik dönüşümü açısından çok isabetli bir şekilde belirlenmiş olmasının da kıymetli olduğunu dile getirdi.

"Dünyada önemli bir demografik dönüşüm yaşanıyor"

Dünyada önemli bir demografik dönüşümün yaşandığını ifade eden Selçuk, yaşamın kısa, doğurganlığın yüksek olduğu bir süreçten, yaşamın uzadığı doğurganlığın azaldığı bir sürece girildiğini vurguladı. 


Bakan Selçuk, 7 milyar 600 milyon nüfusa sahip dünyanın 678 milyonunun yani yaklaşık yüzde 9'unun, 65 yaşın üstünde olduğunu aktararak, "2050'de bu oranın yaklaşık yüzde 16'ya yükseleceği beklenmekte. Dünyada ortalama yaşam süresi 2000 yılında 68 iken şu anda 72 sene. Bundan 60 yıl önce ise dünyada kadın başına doğum sayısı 5 iken bugün 2,44 çocuğa düşmüş durumda." dedi. 


Oysa ki nüfus gücünün, özellikle genç nüfus gücünün toplumları geleceğe taşıyan, tazeleyen ve dönüştüren unsurların başında geldiğini belirten Selçuk, "Özellikle bizim gibi ülkelerde de genç nüfus, insan kaynağı olarak da kalkınmanın itici gücünü oluşturuyor. Ülkemiz de bu demografik dönüşüm sürecinden bağımsız değil ve etkilerini yavaş yavaş hissediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye nüfusu gittikçe yaşlanıyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle 20 Şubat'ta düzenlenen 1. Yaşlılık Şurası'nda da vurguladığı üzere Türkiye nüfusunun gittikçe yaşlandığını dile getiren Selçuk, sözlerine şöyle devam etti:

"Şu anda yüzde 8,8 olan yaşlı nüfus oranımızın 10 yıl içinde yaklaşık yüzde 13 olacağını öngörüyoruz. 2050'de ise her 5 kişiden 1'inin (yüzde 20,2) 65 yaşın üzerinde olacağını tahmin ediyoruz. Son 16 yılda, toplumumuzun refah seviyesinde artış, sağlık ve sosyal hizmetlerdeki iyileşmeler neticesinde 2000 yılında 70 olan ortalama yaşam beklentisi süresi, bugün yaklaşık 76 yıla yükseldi. Ülkemizde kadın başına düşen çocuk sayısı 60 yıl önce 6,4 iken bugün nüfusun kendini yenileme oranı olarak kabul edilen 2,1'in altında seyretmekte. Ki bu düşüş, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'en az 3 çocuk' çağrısının ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha teyit etmekte.

Ülkemizde ve dünyada yeni bir boyuta evrilen, kongrenin de ana temasını oluşturan demografik dönüşümün seyrini belirlemede kadının önemi yadsınamaz. Ve aslında, uzun vadede sosyal güvenlik sistemimizin aktüeryal dengesi açısından da sorun teşkil edebilecek bu değişen nüfus yapımızın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için hazırlıklarımızı hızlandırmalıyız."

"Kadına verilen her değer, aileye ve topluma verilmiş bir değerdir"

Bakan Selçuk, "Modern toplumların, henüz konuşmaya, tartışmaya ve farkına varmaya başladığı kadın hakları, tabi olduğumuz inanç manzumelerinde 1400 yıl evvel, kadim devlet geleneğimiz ise bin yıl evvel dile getirmiş, ortaya koymuştur." dedi.

Kadına verilen her değerin, aslında aileye ve topluma verilmiş bir değer olduğunu dile getiren Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fakat kadına değer verirken yalnızca kadını merkeze alıp, erkeği ve aileyi göz ardı eden bir yaklaşımdan da kaçınmaya çalışmalıyız. Kadın ve erkeğin fıtratından gelen farklılıkların bilinciyle, kadın-erkek dayanışmasının, aile içinde görev paylaşımının, kadının yaşamın her alanında desteklenmesinin, iş-yaşam uyumunun geliştirilmesinin önemi tam burada, buna işaret ediyor. Biz, bu bağlamda, hükümet olarak, kadın ve erkeği birbirinin rakibi değil, refiki olduğuna dayanarak, aileyi önceleyerek, nicelik ve nitelik bakımından değerlendirmeler yapmak suretiyle stratejiler geliştiriyoruz."

"Her birey için hakkaniyet ilkesini önemsiyoruz"


Mevlana'nın "Bir şeyi yerli yerine koymak" şeklinde tanımladığı adaleti tesis etmek için öncelikle her birey için hakkaniyet ilkesini önemsediklerini belirten Selçuk, şunları kaydetti:

"Cinsiyet bakışımızı da bu hakkaniyet ve adalet ekseni üzerine kurar ve buradan yola çıkarsak yerinde politikalar geliştirebiliriz. Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda 'Kadını yaratılışından ve toplumsal gerçekliğinden tecrit eden görüşlerin kadınlara daha çok zarar verdiği görüşündeyim.' sözüyle bu konuya dikkati çekiyor. 


Kadınlarımızı hayatın her alanında daha aktif ve etkin kılmak için uyguladığımız politikalar Toplumsal Cinsiyet Adaleti'ne bakış açımızın da temelini oluşturuyor. 17 yıldır hükümetlerimiz döneminde sosyal politikalarda önemli mesafeler kat ettik. Kadın ve aileye dair her konu önceliğimiz oldu. Geçmişte, özellikle eğitim ve çalışma hayatında inancı, görüşü ya da görünüşü sebebiyle kötü muamelelere maruz kalan kadınlarımız, bugün hamdolsun karar mercilerinin en üst makamlarında."


Üreten, çalışan, başarılı ve öz güven sahibi kadının, geleceğe dair umudunu yaşattıkları aile ve toplumun teminatı olacağını belirten Selçuk, bugün kadınların, çalışma hayatından, siyasete, eğitimden sanata dek her alanda en büyük başarılara imza atmaya devam ettiğini söyledi.

"Kadını kolaylaştırıcı uygulamalarla destekliyoruz"

Bakan Selçuk, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, demografik dönüşümün negatif etkilerini azaltabilmek amacıyla, çalışma hayatı başta olmak üzere toplumsal gelişim sürecinde etkin görmek istedikleri kadını, kolaylaştırıcı uygulamalar ve imkanlarla desteklediklerini belirtti. 


Attıkları adımların yansımalarını istihdam rakamlarında gördüklerini aktaran Bakan Selçuk, şunları aktardı:

"2005 yılında 5 milyon 108 bin olan kadın istihdamını, 2018 yılında 9 milyona çıkardık.
 Aynı dönemde, yüzde 23,3 olan kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 34,1'e yükseldi. Hedefimiz, inşallah bu oranı 2023 yılına kadar yüzde 41'e ulaştırmak. 


Bir taraftan kadın istihdamını, kadının iş gücüne katılımını teşvik ederken, diğer taraftan kadının aile ile iş hayatı arasındaki uyumunu kolaylaştırıcı tedbirler almayı ihmal etmiyoruz. Evde bakım desteği, doğum izninde yapılan düzenlemeler, kreş desteği, sigorta prim destekleri, yarı zamanlı çalışma izni gibi uygulamalarla kapsamı genişlettik. Erken doğum halinde doğumdan önce kullanılamayan sürelerin doğum sonrasına eklenmesi imkanını getirdik. Doğum nedeniyle çalışma hayatından uzak kalan kadın sigortalılarımıza, 3 çocuğa kadar her bir çocuk için çalışamadıkları 2 yıllık süreyi borçlanma hakkı verdik."

Doğum yapan Bağ-Kur sigortalısı kadınlara istirahatli oldukları 16 haftalık sürede istirahat parası verilmesini sağladıklarını, Bağ-Kur sigortalısı kadınlara emzirme ödeneği vermeye başladıklarını hatırlatan Selçuk, evlenen Bağ-Kur'lu yetim kız çocuklarına 24 aylık maaşları tutarında evlenme ödeneği verdiklerini, doğum nedeniyle alınan ücretsiz izin sürelerinin memuriyet kıdemlerinde değerlendirilmesini getirdiklerini, son olarak, İşte Anne Projesi kapsamında sağladıkları desteği günlük 70 TL'den 80 TL'ye çıkardıklarını söyledi.

Bakan Selçuk, bu kolaylaştırıcı tedbirlerin ve teşviklerin, kadınların kariyer ve annelik, kariyer ve aile hayatı arasında sıkışmalarına engel olarak hayatlarını kolaylaştırmasını umut ettiklerini belirterek, "Hükümetimizin iki kadın bakanından biri olarak da, Sayın Cumhurbaşkanımızın kadınların daha çok karar alma mekanizmalarında yer almasını ne kadar desteklediğinin de yakın şahitlerinden biriyim. Umuyorum ki, çalışmalarınızla, kararlı duruşunuzla, ülkemizde ve dünyada kadının hak ettiği yere gelmesi adına tüm insanlığa umut ışığı olmaya devam edeceksiniz." diyerek sözlerini tamamladı.


Kongrenin açılışına, Bangladeş'in İstanbul Başkonsolosu Mohammad Monirul İslam, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, KADEM Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da katıldı.