KARABÜK (AA) - Karabük'te, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, Karabük Üniversitesinde görev yapmış, aralarında FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen firari Adil Öksüz'ün kardeşi Ahmet Öksüz'ün de bulunduğu 16 şüpheli hakkında açılan davanın ikinci duruşması tamamlandı.

Karabük Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma için, tutuklu sanıklar Ahmet Öksüz, Aladdin Yılmaz, Cahid Özdeveci̇, Erdal Bi̇ber, Hakan Suvak, Hüseyin Ci̇noğlu, Hüseyin Çevi̇k, Süleyman Semi̇z, Serkan Esen, Salih Yıldırım, Mustafa Kurt ve Mahmut Çeli̇k, geniş güvenlik önlemleri altında Karabük Adliyesine getirildi.

Kontrol noktası oluşturan, çevrede tedbir alan emniyet güçleri, avukatların yanı sıra sanık yakınlarının ve izleyicilerin X-Ray cihazından geçerek üst araması yapıldıktan sonra sonra salona girişine izin verdi.

Duruşmada, tutuklu 12 sanıkla tutuksuz sanıklar Turgay Türker ve Rüveyda Kılıçbay, sanık yakınları ve avukatları hazır bulundu.

Burhaniye F Tipi Cezaevinde bulunan tutuklu sanık Seymen Kahraman ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı.

Duruşmada, firari olan Halil İbrahim Demi̇rci̇'nin ise bulunamadığı belirtildi.

Sanık Ahmet Öksüz, savunmasında, bir önceki duruşmada söylediklerini tekrarladı.

Çocuklarının mağdur olduğunu, eşinin ve kendisinin sağlığının bozulduğunu söyleyen Öksüz, bakıma muhtaç annesi ve babasına destek olabilecek kimsenin bulunmadığını ifade etti.

- "Eşi etkin pişmanlıktan yararlanmış"

Mahkeme Heyeti Başkanının, "Havva Emel Öksüz kimdir?" sorusuna Öksüz, "Eşim" diye cevap verdi.

Mahkeme başkanının, "Eşinizin bu yapı içinde herhangi bir konumu var mı?" diye sorması üzerine Öksüz, "Hayır, eminim" cevabını verdi.

Bunun üzerine başkan, daha önce FETÖ/PDY kapsamında gözaltına alınan eşi Havva Emel Öksüz'ün ifadesinden, "'ByLock' isimli programın yüklenmesi işini Fatih Koleji'nin düzenlediği çaylardan tanıdığım ve daha sonra detaylı kendisinden bahsedeceğim Ayşe isminde bir bayan telefonla görüşmelerimizin sakıncalı olduğundan bir program üzerinden konuşmamızın daha iyi olacağını söyleyerek telefonumu istedi, bir program yükledi. O anda ne şekilde yüklediğini hatırlamıyorum. Programı kuran kişinin program üzerindeki ismini 'Meryem' olarak hatırlıyorum. Benim adım ise yanlış hatırlamıyorsam 'Hansa' kod adıyla kayıtlıydı. Bu görüşmelerimizi 'ByLock' üzerinden birebir yapıyorduk. Başka hiç kimse olmuyordu. Bu görüşmeleri birebir yapıyorduk, başka kimseyle 'ByLock' üzerinden görüşmedik." bölümünü okudu.

Öksüz ise bunun üzerine, "Bahsettiği kişileri ben bilmiyorum, tanımıyorum. Bu yapıdan bana hiç bahsetmedi. 'ByLock" kullanmasından bahsetmedi." dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı, "Eşiniz nerede şu an, örgütün haberleşme programı 'ByLock'u kullanmasına rağmen neden dışarıda, var mı bilginiz?" şeklinde sorusuna Öksüz, herhangi bir bilgisi olmadığını belirtti.

Mahkeme Heyeti Başkanı da "Etkin pişmanlıktan faydalanmak istemiş, bildiklerini anlatmış savcılık takdiriyle de serbest kalmış." dedi.

Bunu bilmediğini tekrarlayan Öksüz, "Avukatlar aracılığıyla yalnızca ByLock kullandığını öğrendim." ifadesini kullandı.

Tek tek savunmaları alınan sanıklar, mahkeme heyetinin sorularını cevapladı.

Daha sonra talepleri alınan sanık avukatları, müvekkillerinin tahliyesini ve haklarındaki tedbir kararının kaldırılmasını istedi.

- Rektör Polat'ın dinlenmesi istendi

Bu sırada sanık Mahmut Çelik'in avukatı Dilek Büyükkayacı, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının sanıkların tümünün görevde kalmalarında sakınca görüldüğüyle ilgili yazısı bulunduğunu belirterek, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat'ın da tanık olarak dinlenmesini istedi.

Mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Turgay Türker ve Rüveyda Kılıçbay'ın adli kontrol şartının devamına, Öksüz dahil diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 84 sayfalık iddianamede, 14'ü tutuklu, 1'i tutuksuz ve 1'i firari olmak üzere 16 sanığın, 17-25 Aralık sonrası, 2014 yılı içerisinde Bank Asya hesaplarına çeşitli miktarlarda ve küsuratlı olarak yaklaşık 1 milyon Türk lirası yatırdıkları, ayrıca diğer bankalardan da kredi kullandıkları yer alıyor.

Haklarında kamu davası açılan sanıkların, TCK'nın 314/2 maddesi gereğince "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Sanıkların yargılanmasına 8 Mart'ta başlanmıştı.