ABD Başkanı Donald Trump'ın, FETÖ ve PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla yargılanan ABD'li din adamı Andrew Craig Brunson'ın serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye yaptırım uygulanacağı tehdidinde bulunması, iki ülke arasındaki 20 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahip köklü ekonomik ilişkileri gündeme getirdi.

FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ABD'li din adamı Brunson'ın tutukluluğu "sağlık sorunları" dikkate alınarak ev hapsine çevrildi ancak ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ardından da Başkan Donald Trump, Brunson'ın serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye geniş yaptırımlar başlatılacağı açıklamasında bulundu.

Trump ve Pence'in açıklamalarına, Türkiye'den tepki yağarken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Kimse Türkiye'ye dayatmada bulunamaz. Hiç kimsenin tehdidine müsamaha edemeyiz. Hukukun üstünlüğü istisnasız herkes için geçerlidir." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da "ABDyönetiminin açıklamalarının, bir NATO müttefiki olan ülkemize yönelik kullanılan tehditkar dilin kabul edilmesi mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi de "Türkiye Uluslararası Finans Kuruluşları Yasası" adıyla, Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti.

ABD'nin bu tutumu gözleri iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere çevirdi.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, ABD, 2017 verilerine göre Türkiye'nin en önemli beşinci ihraç pazarı konumunda yer alıyor. Söz konusu ülkeye ihracat, toplam ihracatın içindeki yüzde 5,5'lik bir payı oluşturuyor.

Türkiye'nin ABD ile ticaretinde dış ticaret açığı son 3 yılda giderek düşerek, 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22,4 azaldı ve 3,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

ABD’ye ihracat 2017'de bir önceki yıla göre yüzde 30,7 artarak 8,7 milyar dolar seviyesine çıktı.

Türkiye, 2017 yılında ABD pazarında yüzde 0,4 pay ile 34'üncü tedarikçi konumunda bulunurken, Çin yüzde 22’lik payla birinci sırada yer aldı.

Öte yandan 2017 yılında ABD’den ithalat bir önceki yıla göre yüzde 9,9 artış ile 11,9 milyar dolar oldu. Geçen yıl Türkiye ABD’nin ihracatında yüzde 0,6'lık payıyla 28'inci sırada yer aldı.

Bu seneki rakamlara bakıldığında da ilk 5 ayda iki ülke arasında toplam 8,3 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmi olduğu görüldü. Türkiye ocak-mayıs döneminde ABD'ye toplam 3,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, söz konusu dönemde bu ülkeden 5,1 milyar dolarlık ithalat yaptı.

Ticarette en büyük kalemler demir çelik ürünleri

Türkiye’den ABD’ye en çok demir-çelik ürünleri ile otomotiv aksam ve parçaları ihraç edilirken, tekstil ve hazır giyim, tarımsal ve gıda ürünleri, makine ve hava taşıtları ile bunların aksam ve parçaları satılan diğer önemli ürün grupları arasında yer alıyor.

Türkiye’nin ithal ettiği başlıca ürün grupları arasında da demir çelik ürünleri, hava taşıtları, uzay araçları, pamuk, turbojetler, yatlar, taşkömürü, dozlandırılmış ilaçlar başı çekiyor.

Bu sene ocak-nisan döneminde ABD'den uluslararası doğrudan yatırım sermaye girişi 120 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Geçen sene aynı dönemde bu rakam 20 milyon dolar düzeyindeydi.

Türkiye’deki ABD kaynaklı doğrudan yatırımlar 2002-2016 döneminde 11 milyar dolar civarında, Türkiye’nin ABD’deki doğrudan yatırım tutarı aynı dönemde 3,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

TTIP yakından izleniyor

Türkiye’nin halihazırda ABD ile bir serbest ticaret anlaşması ya da tercihli ticaret düzenlemesi gibi, tek taraflı ya da karşılıklı ticaretteki gümrük vergilerinin kaldırılması ya da kademeli olarak düşürülmesini düzenleyen herhangi bir anlaşması bulunmuyor. Türk ihracatçıları ürünlerini ABD pazarına Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi üzerinden ulaştırıyor.

Avrupa Birliği (AB) ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması unsurunu da içeren kapsamlı bir Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) tesis edilmesine yönelik müzakereler Türkiye tarafından yakından izleniyor.

Üçüncü ülkelerle iş birliği imkanları

ABD'nin Türkiye üzerinden Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi gelişen pazarlara açılma olanağı, Türkiye’nin de ABD üzerinden Latin Amerika ve Kanada pazarlarına erişim imkanı bulunuyor.

Türk ve ABD'li firmaların Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika ülkelerinde yenilenebilir enerji, ulaşım ve altyapı, gayrimenkul, finans hizmetleri, profesyonel ve teknik hizmetler, doğal kaynaklar ve madencilik, turizm, bilgi ve iletişim teknolojileri, denizcilik, eğitim, sağlık hizmetleri, lojistik ve dağıtım merkezleri, film ve eğlence sektörü, kimyasallar ve eczacılık, metaller ve plastik üretimi, tüketim malları, tarım endüstrisi ve otomotiv sektörüne yönelik iş birliği olanakları dikkati çekiyor.

"NATO Zirvesi'ndeki samimiyet ileriye taşınmalı"

Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, dünyada herkesin birbirine ihtiyacı olduğu bir süreçten geçildiğini belirterek, dost ve müttefikler arasında sorunları çözmenin yolunun "yaptırımlar" olmaması gerektiğini vurguladı.

Ekonomik yaptırımların ABD'ye düşmanlık beslemeyen Türk halkını etkileyeceğinin unutulmaması gerektiğini ifade eden Yalçındağ, "Sorunlar tehditle değil diyalogla çözülmeli. Kanallar açık tutulmalı ve geri dönülemeyecek söylemlerden kaçınılmalı. İş dünyası olarak NATO zirvesinde gördüğümüz karşılıklı samimiyetin ileriye taşınmasını ümit ediyoruz." ifadesini kullandı.