Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmanın bugünkü celsesinde sanık eski Kara Havacılık Komutanı Tuğgeneral İdris Feyzi Okan, savunma yaptı.

Okan, darbe girişiminin yaşandığı dönemde albay olduğunu ancak 29 Temmuz 2016'da terfi ettirilerek Tümgeneral Hakan Atınç'ın ardından tuğgeneral rütbesiyle Kara Havacılık Komutanlığına getirildiğini söyledi.

Feyzi Okan, 15 Temmuz'da CH47 helikopterin envantere katılımı dolayısıyla yapılacak tören için çalıştıklarını, o gün Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Salih Zeki Çolak ve beraberindeki heyetin kışlaya gelmesi nedeniyle kışlada kalıp arz yaptığını anlattı.

Son ziyaretçiyi de uğurladıktan sonra Hakan Atınç'ın birlikte bir çay içip ayrılabileceklerini söylediğini ifade eden Okan, çay yerine sigara içmek için izin istediğini ve Atınç'ın da izin verdiğini bildirdi.

Okan, bir süre sonra Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Şahin'in, Atınç'ın Ünsal Coşkun ile görüşme yaptığını ve gidebileceğini söylemesi üzerine birlikten ayrıldığını iddia etti. 

18 Temmuz'da helikoptere hazırlık emri vermiş

Darbe girişiminden üç gün sonra 18 Temmuz'da Kara Havacılık Komutanı Hakan Atınç'ın telefonla arayıp Genelkurmay Başkanlığından gelen telefon emri üzerine taarruz helikopterlerinin ivedi hazırlanmasını istediğini belirten Okan, şöyle konuştu:

"Zırhlı tümendeki tankların nizamiyeden çıkış yapacağı ihbarı alındığını, onların nizamiyeden çıkmayacak şekilde atış yapılmasını söyledi. Ben de 'Komutanım yanlışlık olmasın... Daha darbeden yeni çıktık' dedim. Kesinlikle doğru olduğunu ve ivedi kalkış yapılması emri verdi. Makam odalarımızın alt katında taarruz helikopter taburu odaları vardı. Emri ilettim. Pilotlar tereddüt etti, uçmak istemediler. Ben de onlara Hakan Paşa'nın yanına gitmemizi, emri bizzat ağzından duymalarını söyledim. Ama helikopterlerin de hazır olması gerekiyordu. Önce taarruz hangarına uğradık. Helikopterler hangarın içindeydi. Ankara Batı Savcılığından gelen savcılarımız, Emniyet Genel Müdürlüğü personeli içeride işlem yapıyordu. Metin Albay başındaydı, refakat ediyordu. Orada emri tabur komutan vekili olan Binbaşı Suat Akyaz'a ilettim. Hakan Paşa'nın yanına gitmek üzere çıkarken teknisyenlerden bazılarının emre itiraz ettiğini ve Albay Metin'in de bağırarak emri tekrarladığını duydum. Personel helikopter çıkarmaya başladı. Ben uçacak pilotlarla Hakan Paşa'nın yanına gittim. Hakan Paşa görevin iptal olduğunu, pilotların ve teknisyenlerin, alay komutanının hiçbir tereddüte maruz kalmadan emirlere uyması gerektiğini söyledi."

Hakan Paşa'nın personele de seslendiğini belirten Okan, "Sonrasında olayı araştırdığımızda, Zırhlı Tümen komutanının en alt seviyedekiler dahil bütün komutanları toplantıya çağırdığını, bunu gören bir başçavuşun da Genelkurmaya telefon ihbarı yaptığını ve sosyal medyadan tweet attığını, bunun üzerine bize emir verildiğini öğrendim." diye konuştu.

Darbe girişimi sonrası helikopterleri bozmuşlar

"Darbe sonrası Güvercinlik'te, Ulucan Meydanı ve Akıncı Üssü'nde bulunan tüm hava araçlarını, küçük eğitim uçakları dahil teknik personel marifetiyle kontrollü gayri faal hale getirdik. Yani uçmaz duruma geldiler." diyen Okan, özellikle taarruz helikopterlerinde bulunan parçaları söktürdüklerini bildirdi.

Kışladaki tüm personelin ifadelerinin alındığını ve idari tahkikat yapıldığını belirten Okan, "15 Temmuz hain darbe girişiminde Güvercinlik kışlasında toplam 21 helikopter kullanılmıştır. Uçan 42 pilottan alaydan uçan sayı sadece 8'dir. Alayda normalde 150 civarında uçuşa müsait pilot bulunmaktadır." dedi.

Darbe girişiminden sonra 18 Ocak 2017'de gözaltına alınıp 20 Ocak'ta tutuklandığını anlatan Okan, tahliyesini talep etti.

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde sanık eski kursiyer Teğmen İbrahim Furkan Gülcan da savunma yaptı.