Türkiye’nin bal konusunda sayılı ülkeler arasında yer aldığını söyleyen bal üreticisi Ahmet Bağran Aksoy, ülkemizde en çok çiçek ve çam balının tercih edildiğini söyledi.

Uzmanlar, salgınla mücadelede bağışıklık sistemine dikkat çekiyor. Virüse karşı güçlü bir bağışıklık sistemi hastalığı yenmeye yardımcı oluyor. Bu noktada bağışıklığı güçlendirici gıdalar tüketilmesi gerekli görülüyor.

30 yılı aşkın süredir bal üreticiliği yapan Ahmet Bağran Aksoy, doğal bal seçimi hakkında tüketicilere önerilerde bulundu.

Dünyanın en büyük ikinci bal üreticisi olan Türkiye’nin çeşitlilik bakımından rakipsiz olduğunu ifade eden Aksoy, “Bal sevmeyen yoktur, konuyla ilgili bilgi sahibi olmadığı için yanlış bal tercihi yapan vardır. Bal çeşitlerine dair bilgi sahibi olursak mutlaka damak tadımıza uygun bir bal bulabiliriz” dedi.

“TÜRKİYE, EN ÇOK ÇİÇEK VE ÇAM BALINI TERCİH EDİYOR”

Türkiye’de en çok tercih edilen bal çeşitlerinin çiçek balı ve çam balı olduğunu belirten Aksoy, Ülkemizin her bölgesinde üretilebilen çiçek balının, üretimi ve tüketimi en yaygın bal türü olduğunu belirtti. Bitki örtüsünün dengeli ve çeşitli olduğu yörelerde üretilen çiçek ballarında baskın bir tat olmadığını söyleyen Aksoy, “Tüm çiçeklerin aromasını içinde barındırdığından dengeli bir tada sahiptir ve her damağa hitap eder. Ülkemizde üretimi ve tüketimi yüksek olan bir diğer bal türü de çam balıdır. Bal arıları; çam balını üretirken çiçek polenleri yerine Ege ve Akdeniz bölgelerinde bolca bulunan, çam ağaçlarının gövdesinde yaşayan Basra böceğinin salgısını kullanır. Çok özel bir bal çeşidi olarak kabul edilen çam balının tadı keskindir. Dünyada sadece Türkiye ve Yunanistan’da üretilir. Çiçek balını sevmeyen ya da alerjisi olan kişiler çam balını mutlaka denemelidir. Çiçek ve çam balı gibi çok tüketilen bir bal türü de kestane balıdır. Kestane balının özünü, kestane ağaçlarındaki çiçekler ve ağaç gövdesindeki salgılar oluşturur. Rengi koyu kahve, tadı acı, kokusu keskindir. Kahvaltılık tüketimden ziyade takviye gıda olarak kullanılmaya uygundur” diye konuştu.

AROMALARINA GÖRE BALLAR

“Meyve ve çiçek bahçelerine yerleştirilen kovanlarda, tek nektarın baskın olduğu ballar üretilebiliyor” diyen Aksoy, bu ürünlere ilişkin şu bilgileri verdi:

“Akdeniz’de narenciye balı, Trakya’da ayçiçeği balı, Doğu Anadolu ve Karadeniz’de kekik balı, Isparta ve çevresinde lavanta balı, ülkemizde üretimi yapılan ve tüketici tarafından sevilen tek nektarlı bal çeşitleridir. Portakal, limon ve mandalina gibi narenciye bahçelerindeki kovanlar hem ağaçların verimini artırır hem de narenciye balının ortaya çıkmasını sağlar. Narenciye tatlarını sevenler için güzel bir seçenektir. Aromatik ballar arasında tadı en bariz olan narenciye balıdır. Isparta ve çevresinde üretilen lavanta balı da tıpkı narenciye balı gibi gene bölge tarımıyla birlikte gelişmiştir. Tadı ve kokusu sayesinde hemen kendini belli eder. Özel bir tada ve yoğunluğa sahiptir.

Üretimi az ve dönemi kısa olduğundan kıymetli bir üründür. Kekik balı ise keskin ve buruk tadıyla diğer bal çeşitlerinden ayrılır. Yüksek rakımlı yaylalarda bulunan yabani kekik nektarının arı tarafından işlenmesiyle üretilir.

Kahvaltıda herkesin tüketebileceği bir ürün değildir, alışkın olmak gerekir. Trakya’da bolca üretilen ayçiçeği balı içerik bakımından diğer ballara nispeten daha zayıftır. Üretimi kolay, fiyatı daha makul olup tadı çok yumuşaktır.”

Meşhur Anzer balına da değinen Aksoy, “Anzer balının öncelikle ‘Coğrafi İşaret Belgesi’ kesinlikle alınmalı. Anzer balına ait tanımlı özelliklerin ve coğrafi özelliklere bağlı sıfatları taşıdığını tescillememiz gerekiyor. Anzer balı günlük ve sofralık bir bal değildir. Tadı ve aroması çok yoğundur. Genellikle hasta kişiler için takviye gıda olarak önerilir. Satın alırken de tüketirken de çok dikkat edilmelidir. Anzer balının senelik üretimi en fazla 2 - 3 tondur. Fakat piyasadaki arz oranına baktığımızda 10 tonun üzerinde Anzer balının satıldığını görüyoruz” dedi.

(Ali Canberk Özbuğutu/İHA)