Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bir dizi inceleme ve temaslarda bulunmak üzere geldiği Ordu'da, Ordu Kültür Sanat Merkezinde düzenlenen Bolaman Havzası Rehabilitasyon Projesi Tanıtım ve Değerlendirme Toplantısına katıldı.

Bakan Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, katılımcılara "Fındıkta memnuniyetsizliği olan var mı?" sorusunu yöneltti.

Salondakilerin alkışlaması üzerine Bakan Pakdemirli, "Alkışı da verdik Cumhurbaşkanımıza, bir daha bir alkış verin Cumhurbaşkanımıza." ifadesini kullandı.

Pakdemirli, fındıkla ilgili çalışmalarının devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Fındıkla ilgili iki önemli şey açıklayacağım. Bir tanesi rekolteyi açıklayacağım. Diğerini de açıklayacağım. Şimdi 2 yıl boyunca hakikaten üreticinin alnının terinin karşılığını verme çabası içerisinde olduk. Bu iş için çok ince hesap, kitap, piyasa oyuncularıyla görüşme, sizin bazı hoşunuza gitmeyen oyuncular olsa dahi onlarla da görüşme çünkü onlar da bu işin oyuncuları, bu işin büyük alıcıları. Herkesi dinleme, herkesten fikir alma, üreticiden fikir alma, alıcıdan fikir alma, yurt dışındaki alıcıdan fikir alma, yurt dışındaki üreticiden fikir alma, bunların hepsini yaptık."

Yürüttükleri çalışmaların detaylarına ilişkin bilgi veren Pakdemirli, "Bu kadar detaylı ve ayrıntılı bir çalışmanın ve ortaya konulan fındık stratejisinin tek bir sebebi var; biz dünyada birinci ülkeysek bizim dediğimiz olacaktır." diye konuştu.

Pakdemirli, fındığın pazarının Miami'de kurulduğunu kaydederek, "Her yıl toplanıyorlar, bu fındık ne kadar üretiliyor, ne kadar satılacak, bunlar konuşuluyor. Ben oraya gittim, kürsüye çıktım. Dedim ki patron biziz, bizim dediğimiz olacak. Biz konuşacağız, siz dinleyeceksiniz, fiyatları biz dikte edeceğiz, siz de yapacaksınız." dedi.

Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde çok güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Pakdemirli, "Tek bir telefonumuzla hem Gürcistan'ın hem de Azerbaycan'ın bakanlarını geçen sene buraya getirdik, yine burada oturduk, dedik ki biz bundan sonra bu alım satım işlerini dünyada beraber pazarlayacağız. Bütün bunları yapmamızın sebebi gene şuydu, üreticimiz daha fazla para kazansın, bahçesine girsin, bahçelerine baksın. Memnuniyetle görüyorum ki artık fındık bahçelerine bakılıyor." şeklinde konuştu.

"Fındığımız daha değerli olacak"

Pakdemirli, salondan yükselen talepler üzerine fındık fiyatını açıklamayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fiyat işi Cumhurbaşkanımızındır. Rekoltemiz ne? Çok ciddi bir çalışma yaptı arkadaşlar, defalarca irdeledi, defalarca rekolte önüme geldi, defalarca geriye gönderdim. İlk tahminlerin ötesinde bir rekoltemiz var gibi gözüküyor. Bu biraz daha azabilir belki, sezon içerisinde bir miktar daha azalabilir ama görünen o ki ilk defa burada açıklıyorum; 665 bin ton fındık rekoltemiz var. Bunun manası nedir? Manası geçen yıla göre daha az fındığımız var. Bunun diğer anlamı nedir, fındığımız daha değerli olacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ordu'ya gelirken konuştuklarını aktaran Pakdemirli, şunları söyledi:

"Ordu'ya, Karadeniz uşaklarına özel selamını gönderdi. Ben de özel selamını getirdim size. Sayın Cumhurbaşkanımız aynen şunları söyledi; 'Hiç merak etmesinler, Karadenizli kardeşlerimin arkasındayız. Toprak Mahsulleri Ofisi bu sene de girecek ve alım yapacak.' Fiyat ve diğer konularda yine çalışmalarımızı tamamlayıp Sayın Cumhurbaşkanımızla istişarelerimizi tamamlarız. Hasat öncesinde fiyatların açıklanacağı şeklinde bir beklentisi olsun Karadenizli kardeşlerimizin. İnşallah bu sene de üreticimizin alnının terini soğutmadan ürettiği fındığın hakkını ödeyecek şekilde çalışmamızı yapacağız. Yine Karadenizli müstahsilimizi, fındık üreticimizi inşallah memnun edeceğiz."

'Türkiye tarımsal hasılada Avrupa'da birinci sırada yer alıyor'

Pakdemirli, Ordu'nun 12, Tokat'ın da 3 ilçesini kapsayan bu güzel havzanın korunmasına ve geliştirilmesine yönelik başlattıkları projenin, kente ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.

Pakdemirli, 2021-2027 döneminde uygulanacak projenin, havza içerisindeki doğal kaynakların korunmasından ekonomik gelişmeye, tarım ve turizmden ulaşım ve istihdama kadar birçok alanı kapsayan çok yönlü, uzun soluklu bir proje olduğunu belirterek, Orman Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülecek çalışmanın hem Ordu, hem de bölge için büyük bir yatırım olacağını vurguladı.

"Denizinden, toprağından, ormanından bereket fışkıran Karadeniz'de sel ve heyelan, maalesef ki canımızdan can koparıyor" ifadesini kullanan Pakdemirli, bu hafta yaşanan sel felaketi nedeniyle Rize ve Artvin'de kaybettikleri vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diledi.

Pakdemirli, geçen yıl 15 Mayıs'ta Ordu'da da felaketi yaşadıklarını anımsatarak, şöyle dedi: 

"Çok şükür alınan önlemlerle bir canın bile burnu kanamadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatlar çerçevesinde, Aybastı'da, Ordu'da, Karadeniz'de ve ülkemizde doğa olaylarına, afetlere karşı özel önlemler ve rehabilitasyon projeleri geliştiriyoruz. Doğal afetlerin, felaketlerin önüne bilimi, aklı, tekniği koyduğunuzda yıkıcı hasarların şiddetini ciddi oranda azaltıp bölgeyi rehabilite edebilirsiniz. Bu uzun soluklu bir yolculuk, emek ve zaman istiyor. Bölgenin tüm bileşenlerinin katılımını ve katkısını istiyor. Birlikte elimizi taşın altına koyacağımız proje ile bölgenin kaderinde ve orman köylümüzün gelirinde önemli değişiklikler yapacağımıza inanıyorum." 

Pandemi sürecinde Bakanlık olarak tüm önlemleri ve planlamaları ivedilikle oluşturduklarını, bir bir hayata geçirdiklerini aktaran Pakdemirli, tüm süreci bölge, il ve ilçe müdürleriyle 7/24 takip ettiklerine işaret etti. 

Pakdemirli, salgın süresinde dünyada birçok ülkede market raflarının boşaldığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Ama hamdolsun bizde bu tür manzaralar hiç olmadı. Gıda tedariki ve tarımsal üretimde aldığımız tedbirlerle gıda arzı ve tarımsal üretim kesintisiz devam etti. Elbette bunun, 18 yılda canla başla oluşturduğumuz güçlü tarım ve orman altyapısı sayesinde olduğunu da vurgulamalıyım. Tabii Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle bu yapıyı daha da sağlamlaştırdık. 

Tarımsal desteği 2 yılda yüzde 52 artırarak, 22 milyar liraya çıkardık. Tarımsal hasılamız ise 2 yılda yüzde 45 artarak 275 milyar liraya ulaştı. Bugün Türkiye tarımsal hasılada Avrupa'da birinci sırada, dünyada ise ilk 10 içinde. Bu başarı, Sayın Cumhurbaşkanımızın tarım ve ormana verdiği önem, tarım orman paydaşlarının, yani sizin emekleriniz ile hasıl oldu. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Üretmekten hiç kaçmayan tüm çiftçilerimize, yetiştiricilerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, kazançlarınıza bereketler diliyorum."

"İstihdam olanaklarını artırarak vatandaşlarımızı memleketlerine geri getirmek istiyoruz"

Salgın sürecinde bugün olduğu gibi yeni projeleri ve yeni yatırımları milletin hizmetine sunmaya devam ettiklerinin altını çizen Pakdemirli, "Bolaman Havzası Rehabilitasyon Projesi de bu yatırımlardan birisidir. Bu cennette maalesef ki nüfusun önemli bir kısmı havza dışına göçmüş durumda. Tarımsal ve hayvansal üretimde düşüş var. Havzanın ulaşım ve altyapısı da yetersiz. Oldukça iyi yağış alıyor ama altyapı eksik. En küçük yağmurlar sel ve taşkına dönüp su cennetinde yaşayanları susuzluk ile sınıyor." dedi.

Pakdemirli, Bolaman Havzası'nın sadece heyelan ve taşkınlarla akılda kalacak bir yer olmadığına işaret ederek, bu havzanın ne kadar verimli topraklara sahip olduğunu bildiklerini dile getirdi. 

Buranın suyunu, taşını, toprağını gelip görmek için can atan milyonlarca turist olduğunu bildiklerini vurgulayan Pakdemirli, "Bu potansiyeli, bu cevheri tüm Türkiye'ye daha iyi tanıtmak, doğal kaynaklarımızı koruyarak daha çok üretime çevirmek, istihdam olanaklarını artırarak vatandaşlarımızı memleketlerine geri getirmek istiyoruz. Hedefimiz bölgeyi rehabilite etmek, iklim olaylarının etkisinin en aza indirmek. İstiyoruz ki Bolaman cazibe merkezi olsun. Bolaman hem Karadeniz'in, hem Türkiye'nin kuzey yıldızı olsun. Işığı ile tüm havzalara yön göstersin, başarı hikayesi yazsın." diye konuştu.

Pakdemirli, projenin 2 milyar liradan fazla maliyetle 7 yıl içerisinde hayata geçmesinin planlandığını belirterek, "Ayrıca ulusal ve uluslararası standartları karşılayacak çevresel ve sosyal kriterleri içermesini hedefledik. Projenin fizibilite çalışmalarında FAO Türkiye ofisiyle görüşmeler yapıldı. FAO'nun bu konudaki tecrübesinden istifade edilerek, proje kapsamında Dünya Bankası kredisinde faydalanılması da planlamaktadır. Bolaman Projesi çok sayıda bileşeni ve faaliyeti içerisinde barındırıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bölgenin altyapısının iyileştirilmesine yönelik önemli faaliyetlerin yürütüleceğini de ifade eden Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Havzada sel ve taşkınların olumsuz etkilerinin azaltılması, topraklarının erozyondan korunması da sağlanacak. Sulama alt yapısının geliştirilerek, sulu tarım alanlarının arttırılması hedeflenmektedir. Böylece çiftçimizin geliri, dekar başına 900 lira ila 1000 lira arasında artacaktır. Dere ıslah çalışmaları, taşkın koruma tesisleri, göletler, içme suyu arıtma tesisleri de bitirilecektir."

Pakdemirli, söz konusu projenin sağlayacağı faydaları da anlatarak, "Bolaman Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında yürütülecek tarımsal projeler, 5 eylem grubu ve 29 farklı faaliyetten oluşmaktadır. Sürdürülebilir tarımsal üretim, tarıma dayalı sanayi altyapısının geliştirilmesi, etkin bir pazarlama ağının oluşturulması ve üreticilerin teknik ve mesleki kapasitelerinin geliştirilmesi öne çıkan konulardır." dedi.

"3 bin dekar fındık bahçesine cep teras uygulaması yapacağız"

Fındığın sadece bölgenin ve Karadeniz'in değil Türkiye'nin de altını olduğunu vurgulayan Pakdemirli, "Proje kapsamında 3 bin dekar fındık bahçesine cep teras uygulaması yapacağız. Fındıkta kurutma istasyonları kurarak çiftçinin emeğinin heba olmasını önleyeceğiz. Bölgede iyi tarım uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Bölge bir kazanırken iki kazansın, üç kazansın istiyoruz. Havzanın tarım desenine uygun kivi ve hurma gibi ürünlerin de yaygınlaşmasını hedefliyoruz." ifadesini kullandı.