Şimşek, Bloomberg HT’nin Türk Telekom’un katkılarıyla düzenlediği Türkiye Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, bir toparlanma içerisinde bulunan dünya ekonomisinin kısa vadede olumlu görünüm sergilese de orta ve uzun vadede ciddi sorunların varlığının bir gerçek olduğunu kaydetti.

Türkiye piyasalarında son dönemde ciddi dalgalanmalar olduğuna işaret eden Şimşek, bunları iyi anlamanın ve resmi sakin bir şekilde, paniklemeden doğru okumanın çok önemli olduğunu vurguladı.

Şimşek, Türkiye’nin son 10-15 yılda karşı karşıya kaldığı birçok ciddi dış şokun geride kaldığını aktardı. 

Ülkenin iç şoklar açısından ise en son geçen yıl hain bir darbe girişimine sahne olduğunu hatırlatan Şimşek, "Milletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geleceğine, demokrasisine, hukuk devletine sahip çıktı. Bugün ‘Türkiye hukuk devleti ilkesinden uzaklaşıyor, demokratik standartlarda gerileme var’ diyenlerin şunu net olarak görmeleri lazım; Türkiye tam aksine, gayrimeşru yollarla iktidarı ele geçirmeye kalkışan bir suç örgütüne karşı demokrasisini, hukuk devletini koruyor; bölücü bir terör örgütüne karşı ülkenin birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü koruyor." diye konuştu.

- "Türkiye’nin kamu sektörü bilançosu hiç olmadığı kadar güçlü"

Mehmet Şimşek, geride kalan iç ve dış şoklar karşısında Türkiye’de ekonomi, piyasa ve vatandaşların büyük bir direnç, dayanıklılık gösterdiğini ve ortaya muazzam bir performans koyduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

"Bugünkü piyasa iniş çıkışları da geçicidir. Bugün ABD ya da Batı ile yaşanan sorunlar geçicidir. Türkiye’yi güçlü kılan ve 1990’lı yıllardaki kırılganlıklarına oranla çok farklı noktada tutan birkaç temel husus var. Türkiye’nin kamu sektörü bilançosu hiç olmadığı kadar güçlü. Geçen yıl hain darbe girişiminden sonra ekonominin hızla toparlanması için kamu maliyesini devreye soktuk ve başarılı sonuçlar aldık. Hangi ülke grubuyla karşılaştırırsanız karşılaştırın, Türkiye, kamu borç stokunun milli gelire oranı en düşükler arasında... Döngü karşıtı bir maliye politikasını devreye soktuk. Harcama kısıntılarına gittik. Vergi politikasıyla da döngü karşıtı politikayı güçlendirdik. 

Türkiye’nin kamu borcunun döviz kuru ve faizlere olan duyarlılığı azalmış durumda. Eskiden Hazine’nin borcunun yüzde 58’i döviz cinsindeyken, bugün bu oran yüzde 39 civarında. Dolayısıyla kura karşı duyarlılıkta azalma var. Benzer şekilde faize karşı da, eskiden faiz ağırlıklı olarak hızlı değişken faizle borçlanırken, sabit faizle borçlanıyoruz. Birçok şoku aynı anda yaşasak bile, yani faiz artışlarının, kurda değer kayıplarının bile, Türkiye’nin kamu borç stokunun milli gelire oranını etkileme seviyesi oldukça düşük."

- “Türkiye’nin şoklara karşı dayanıklılığı arttı”

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türk bankacılık sektörünün sağlam olduğunu ve birçok şokla baş edecek kadar güçlü bir sermaye yapısı bulunduğunu, sektörün aktif kalitesinin de oldukça yüksek olduğunu söyledi. 

Bankacılık sektörünün sağlamlığının Türkiye’nin şoklara karşı dayanıklılığını artırdığını ifade eden Şimşek, bunun ülkeye, gelecek günlerde yaşanabilecek şoklara tepki verme imkanı sağladığını kaydetti.

Türkiye'nin, iddia edildiği gibi ciddi borç sorunuyla karşı karşıya olmadığını vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu: 

"Bankacılık sektörünün bugün net anlamda döviz açık pozisyonu yok. Hanehalkının da yok. Hanehalkının 100 milyar dolardan fazla döviz fazlası var. Çünkü biz 2008 sonrasında hanehalkının dövizle borçlanmasının önünü kapattık. Bugün kamu sektörü de net anlamda dış dünyaya borçlu değil, dış dünyadan alacaklı. Türkiye kamu sektörü itibarıyla da iyi bir noktada. Finans dışı reel sektörün bir döviz açık pozisyonu var. Bu doğru. 212 milyar dolar civarında... Ama kısa vadeli, yani bir yıl vadeye kadar reel sektörün dövizinde varlıkları yükümlülüklerini aşıyor; döviz pozisyon fazlası var, döviz pozisyon açığı yok. Bu, bir yıla kadarki döviz kurundaki şoklara karşı aslında reel sektör de hazırlıklı demek. Dolayısıyla iddia edildiği gibi Türkiye’nin genelinin bilançosunun kötü olmadığını net ortaya koyuyoruz."