Türkiye'nin Pretorya Büyükelçiliği Ticaret Başmüşaviri Hakan Karabalık, Güney Afrika'nın ekonomik durumuna ve ülkenin Türk yatırımcılara sunduğu fırsatlara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Türk ve Güney Afrikalı özel şirketlerin satın alma yoluyla karşılıklı olarak yatırımlarda bulunduğunu anımsatan Karabalık,, Güney Afrika'nın son dönemde ham madde fiyatlarının düşmesi sonucu ekonomik olarak küçülmeye başladığını ve iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin son 3 yılda azaldığını söyledi.

Karabalık, şöyle devam etti:

"İki ülke arasındaki ticaret hacminin düşük olmasına rağmen bu yatırımların gerçekleşiyor olması, iki ülkenin birbirine olan güveninin önemli bir göstergesidir. Güney Afrikalı firmalar, Türkiye'yi Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Avrupa'ya geçiş kapısı olarak görüyorlar. Bizim için de Güney Afrika, gelişmiş ulaştırma ve finansman altyapısı ile Sahraaltı Afrika'ya gerçek giriş kapısıdır ve Sahraaltı Afrika ülkeleri arasında Güney Afrika kendi bölgesinde merkez konumunda olan bir ülkedir. Kıtada banka ve finansman sistemi en gelişmiş ülke Güney Afrika'dır. Gelişmiş limanları aynı zamanda Sahraaltı Afrika'ya giriş limanlarıdır. Durban, Port Elizabeth, Cape Town ve East London büyük ve çok gelişmiş limanlardır. Sahraaltı Afrika'ya gidecek olan ürünler bu limanlara gelirler."

Karabalık, Güney Afrika bankacılık sisteminin kıtadaki en iyi ve en güvenli sistem olduğunu kaydederek, "Bir Türk bankamız buradaki bir banka ile dış ticaret ve para transferleri alanlarında ortaklığa girdi. Uluslararası ekonomik alanda faaliyet gösteren bankaların şubeleri, temsilcilikleri var bu ülkede. Türk bankası buradaki yatırımları finanse eden konumda faaliyet gösterebilir. Ayrıca madencilik alanında önemli fırsatlar sunan bir ülke burası. Güney Afrikalılar madencilik alanında Türkiye'den yatırımcı istiyorlar. Güney Afrika finansal açıdan güçlü olduğu için bir Türk bankası geldiğinde yerel bankalarla iletişime geçerek kendileri de yatırım alanında bir ivme kazandırabilirler." ifadelerini kullandı.

"Afrika'nın kalbi Güney Afrika"

Güney Afrika'da yatırım yapacak Türk firmasının iyi analizler yapması gerektiğini vurgulayan Karabalık, "Çünkü Güney Afrika, bu kıtanın kalbidir. Şirketler, ana yatırım kararını Güney Afrika'ya yapacağım diye vermeli. Buradan bütün Sahraaltı Afrika ülkelerine ulaşabilirler." dedi.

Karabalık, Güney Afrika'nın yetişmiş eleman kapasitesi açısından da kıtadaki en iyi ülke olduğunu belirtti ve Güney Afrika'yı Afrika kıtasının giriş kapısı olarak niteledi.

Güney Afrika'daki fırsatlar

Karabalık, doğal kaynaklar açısından zengin olan ülkenin sanayileşme çabasının da bulunduğunu kaydederek Türkiye'den Güney Afrika'ya makine ihracatı yapılabileceğini söyledi. Güney Afrika'da birçok otomobil markasının üretim yaptığını belirten Karabalık, bu üretimler ihracata yönelik olduğunu için de ülkedeki yedek parça sektörünün zayıf kaldığını bu alanda Türkiye'ye ihracat imkanı doğduğunu ifade etti.

Karabalık, sağlık sektörünün yatırım yapılabilecek bir diğer alan olduğunu aktararak, "Bu sektör önemli fırsatlar sunuyor. Devlet, sağlık sektörünü sadece zengin azınlığın yararlandığı bir imkan olmaktan çıkarıp bütün nüfusa hitap edecek hastaneler açmak istiyor." dedi.

Güney Afrika'da enerji alanında da büyük projelerin bulunduğunu anımsatan Karabalık, "Yeni enerji üretim santrallerinin yapılmasının ardından enerji nakil hatlarının yenilenmesi ve hattın olmadığı bölgelere yeni hatların çekilmesiyle ortaya çıkan imkanlar bulunuyor. Bu da elektrik iletim ve dağıtım alanında büyük fırsatlar sunuyor. Bunun yanında da ülkenin yenilebilir ve nükleer enerji alanında da önemli projelerinin bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Karabalık, ülkedeki ihalelerin çoğunda Çin ya da Çin'in içinde olduğu bir konsorsiyumun bulunduğunu ifade ederek, "Halihazırda Güney Afrika'daki yatırımcı firmaların yüzde 90'ı Batılı firmalar. Bunun yanında Türk şirketler de tercih edilen yatırımcılar arasında olacak. Ülke siyah ekonomiye geçmeye çalışıyor ve bir sürü destek programları var. Bunlar önemli avantajlar sağlıyor. Güney Afrikalılar, sömürü ve apartheid dönemindeki kötü tecrübelerinden dolayı Avrupalı şirketlere mesafeli davranıyorlar. Türk şirketlerine ise sömürülmeyeceklerine güvendikleri için Güney Afrikalı firmalardan büyük bir ilgi var ancak firmalarımızın ve ülkemizin bilinirliği oldukça az." diye konuştu.